- 679 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kaybettiğim Tek Güzellik Acılı Bir Masal Şimdi ...
Kaybettiğim Tek Güzellik Acılı Bir Masal Şimdi ...
1.gün : 7 ay önce sebepsiz yere terk etmişsin , 7 ay boyunca arayacak cesaretin yoktur.Çünkü gururlusundur, kişiliğinden taviz verememişsindir . Ama aşkta gururun yeri olmadığını, bazı şeylerden taviz vermek gerektiğini ancak 7 ay sonra anlıyorsun . Belki de aşık olduğunu anlıyorsun 7 ay sonra . Neden 7 ay peki ? hep bastırmaya çalıştın belki de, kendini kandırdın … Hemen bir mail yolluyorsun sonra ‘’ Konuşabilir miyiz ? Çok önemli ile başlayan sonu telefon numarası ile biten .. . İçin içine sığmıyordur, ona anlatacakların , pişmanlıkların vardır . ..
2.gün: Sabaha kadar hayallerle dolu yarım yamalak bir uykudan sonra posta kutusuna bakarsın, aslında aylardır kurduğun hayallerdir bunlar ama hep görmezden gelmiş bastırmışsındır. İçinde hep ya dönmezse ya sana inanmazsa, ya sana güvenmezse korkusu . Ama yine de kocaman bir umut vardır gün gibi . Ama mail gelmemiştir , bir yerinde devasa bir boşlukla kalakalırsın orada , boşlukta .. her şeyden uzakta bir anlık sönen umut ışığınla. Son bir heves bir mail daha yollarsın ‘’ bugün sen beni arayana kadar içeceğim,ölene kadar içeceğim . . . sonunda ne olur ara bekliyorum ‘’ ile biten . Eski bir dostu ararsın sonra derdin olduğunu onunla meyhaneye gelip gelmeyeceğini sorarsın, derdini anlatmak için değil sadece dinlemek için . Çünkü sen anlatamazsın, başkalarının acılarını dinleyerek , onların o acılar karşısındaki çaresizliklerine bakarak kendi içinde başa çıkarsın dertlerinle.
Sonra meyhanede ansızın telefon çalar, rehberde kayıtlı olmayan bir numara belirir telefon ekranında , yüreğin kuş gibi çırpınmaya başlar . unutmamıştır işte, hala sana değer veriyordur . mutlusundur , gökyüzünde bulutların üstünde yürür gibi . Sonra konuşmaya başlarsın her şeyden kopup sadece kulağın telefondaki seste , görmüyorsun hiç bir şeyi; karşı masada son emekli maaşını içkiye yatıran zavallı ihtiyarı, garsonun yorgun ve bitkin şekilde boş bakışlarını , karşında oturan arkadaşının dertleri tasası hiçbir şey umurunda değil telefondaki ses haricinde ‘’ İyi misin?’’ diye soru geliyor karşıdan ‘’sen aradın iyi oldum ‘’ diye cevap veriyorsun sonra , uzunca bir konuşmaya tutuşuyorsun kafanda kurduğun her ince detayına kadar , hayallerini anlatıyorsun en saf haliyle onun hep istediği fino köpeğinden bahsediyorsun, onu unutmaya çalıştığını ama 7 ay boyunca tek bir kere bile söküp atamadığını anlatıyorsun. Daha fazla dayanamayacağını, sırılsıklam aşık olduğunu anlatıyorsun … Deliler gibi .
Karşıda dinleyen ses cevap veriyor sonra bezgin ve şaşkın bir ses tonuyla ‘’ ben seni içimden söküp atalı çok oldu 7 ay boyunca nerdeydin’’ diye … İçinden haklıdır diyorsun , sitem etmekte kırıldığını incindiğini belli etmekte haklıdır diyorsun . Sende biliyorsun ilk günden sana dönmeyeceğini ama onu deliler gibi sevdiğini anladığı zaman , her şeyin gerçek olduğunu anladığı zaman , sana dönecek eminsin buna . . .
3.gün: Gözlerini açtın ama akşamdan kalmasın ,ağzının içi çamur gibi .direk telefonu arıyor gözlerin , birkaç zırva mesaj , birkaç gereksiz arama ama göremiyorsun onu . Düşünmedi mi acaba diyorsun hiç mi düşünmedi . Olsun diyorsun kendi kendine birden olmaz zaten … Ama görecek diyorsun gerçek olduğunu görecek, anlayacak …
Sonra gün boyu mesaj atıyorsun sevdiğine, 7 aydır içinde biriktirdiklerini döküyorsun bir bir . Karşıdan hep aralıklı kısa ama soğuk mesajlar geliyor , olsun diyorsun olsun kolay değil 7 ay güvenmeyecek hemen, ama görecek gerçek olduğunu ; onu ne kadar çok mutlu edebileceğimi anlayacak …
Zaman geçmiyor elin telefonda , acaba rahatsız eder miyim? Müsait midir? Diyorsun . Sonra arıyorsun yine senin sesin coşkulu heyecanlı, ama karşıda yine soğuk bir ses … konuşuyorsunuz bir müddet her seferinde tıkanıyorsun , sonra karşıdan bir cümle geliyor yine yüreğine inme gibi inen ‘’ 7 ay önce nerdeydin, ben seni söküp atalı çok oldu ‘’ telefon kapanıyor . Ama sen hala umutlusundur biliyorsun bir günde olmayacak, çabalamak gerekli . . . Gece diken oluyor yastık sırtına , sonra birden delicesine bir şüphe giriyor içine, acaba hayatında bir mi var , hoşlandığı biri mi var hissine kapılıyorsun . . . kemiriyor seni yok ediyor, yastık boynuna gerdan , yorgan ayaklarına pranga oluyor …
Ama hayır diyorsun, ben yapmadıysam yapamadıysam o asla yapmaz diyorsun kendi kendine yine bir umutla , hem yapsa söyler diyorsun . . . onun içinde zor olmuştur biliyorsun ama seni anlayacaktır, senin bu gururundan , yalnızlık tutkundan arınıp onun karşısında bütün zincirlerinden kurtulmuş vaziyette olduğunu görünce seni anlayacaktır . Anlayacaktır ömür boyu bırakmayacağını, artık onsuz bir hayat düşünmediğini , düşünemediğini …
8.gün: Bir şiir vardır hani içinde ‘’ sen bir uçurum gülüydün, sana ulaşmaya her çalıştığımda binlerce kırıkla geri döndüğüm.. ‘’ dizeleri bulunan . Aynı o dizlerdeki gibi binlerce kırıkla geri dönmüşsündür . Çevrendekiler sana sormaya başlar sonra ‘’ hasta mısın ? neyin var ?’’ diye.. Ölüyorum diyemezsin , kahroluyorum diyemezsin . sadece tadım yok diye geçiştirirsin . Ama yine de içinde bir umut vardır anlayacaktır seni, birlikteliğiniz boyunca geçen mutlu günlerin hatırına anlayacaktır seni. Bir zamanlar en çok güvendiği kişi olan sana zerre kadar da olsa güvenecektir. .. Telefonlarını açmamaya başlar artık. Kendi kendine sorarsın sonra ‘’acaba benden sıkıldı mı yoksa düşünüyor mu ,düşünme döneminde mi’’ ama ihtimal vermezsin sıkıldığına , içinde yinede bir umut vardır. . . ‘’ düşünüyor’’ dersin fısıldar gibi düşünüyor ve anlayacak beni , anlayacak ona mutlu bir hayat vaat ettiğimi anlayacak diyorsun . . . Her şeyin eskisi gibi olacağına inancın tam hatta her şeyin eskisinden bile daha güzel olacağını düşünüyorsun , bu 7 aylık ayrılığın sizi kopmaz bir bağ ile sımsıkı bağlayacağını düşünüyorsun . Çünkü ilk defa aşık olmuşsundur …..
14.gün: Bitkinsindir, yorgunsundur… telefonunu hiç yanından ayırmadan kendini sokaklara vuruyorsundur birkaç gündür geceleri . İçin içine sığmıyor senin yolladığın mesajlara karşılık gelmedikçe . Sokak lambalarının bile zor aydınlattığı sokaklarda yürüyorsun sonra bir anda onu düşünüyorsun, senden çok uzakta; seni anlamıyor , görmüyor, hissetmiyor ..acaba diyorsun acaba gerçekten söküp attı mı, gerçekten bir çırpıda silebildi mi ? bu düşünceler beyninde dolaşıyor, yavaş yavaş kemiriyor seni .. sonra gözünden bir damla yaş geliyor , yüreğine doğru akarcasına , çaresizliğine isyan edercesine bir damla yaş …
15.gün: Sabaha kadar uyumamışsındır, gözlerin bitkin , iki haftadır kesmediğin sakalın yüzüne batıyor artık . ayakların kayar gibi geliyor hep . sonra saati bekliyorsun onu aramayı bekliyorsun, seni ne kadar kırsa da uykusunu bölmek istemiyorsun sevdiğinin . Uyanmasını bekliyorsun , zaman geçse diyorsun geçse …. Bir süre sonra arıyorsun, daha sen ağzını açmadan karşıdaki ses sana asla ‘’bir daha seninle olmam, sevgili olmamız imkansız . . . bu şimdide böyle sonsuza kadar da böyle kalacak ‘’ diyor . . . donuyorsun ne söyleyeceğini bilemiyorsun aklına direk onu başkalarıyla düşünüyorsun , senin bakmaya bile kıyamadığın insanın başkalarının yanında olduğunu, başkasının elini tuttuğunu düşünüyorsun ve ona onu sevdiğini söylerken düşünüyorsun sevdiğini … ‘’ ….. iyice düşündün mü , bak istersen acele etme . . . biraz daha düşün . .. her şey çok güzel olabilir … ‘’ umutsuzca çırpınıyorsun, sende biliyorsun dönüşü yok artık , iki haftadır fark edemediğin gerçek tokat gibi inmiştir suratına … seni unuttu! Kalbinden söküp attı! Sen 7 ay önce giderken her şeyini yanında götürmüştün ! defalarca tokat iniyor suratına ….
‘’ lütfen beni hayatından çıkar ‘’ diyor karşındaki ses … peki diyorsun peki . . .
16.gün: Kalkmak istemiyorsun sabah, saatlerce uyumak istiyorsun sonsuza kadar . .. yatağında hiç çıkmıyorsun aklında hep acaba arayacak mı düşüncesi . . . yinede bir umut işte arayacak diyorsun kendi kendine . . . yemek yemeye çalışıyorsun ama iki haftadır yiyemiyorsundur çünkü sen ruhsuz bir bedenden başka bir şey değilsindir artık, ailen korku içinde seni izliyor gözlemliyor fakat kimseyi umursamıyorsun çünkü sen koca bir hiçsindir … tek şey vardır senin için ‘’arayacak mı ‘’ sorusu kafanda … devamlı gözün telefonda, yalnız kalmak istiyorsun… ışığı söndürüyor, kapının arkasına çöküyorsun sonra biriken hıçkırıklarını tutamıyorsun . . .
17.gün: Sabah kadar uyumamışsındır, bedenin uykusuzluğa ve açlığa isyan ederken ruhun ağlıyordur deli gibi . . . Sonra aklına haplar geliyor, kurtuluş çare … uzun ve derin uyku , uyumak istiyorsun deli gibi çünkü telefon çalmayacak anlıyorsun artık, biliyorsun … Evi talan ediyorsun ve sonra buluyorsun Prozac ve Atarax anti depresan ve uyku hapı . . sabah sadece bir tane prozac alıyorsun, ama geçen saatlerde düşünmeni engellemiyor deli gibi onu . Telefonun çalıyor bir hışımla koşuyorsun kalbin yerinden çıkacak gibi , ama arayan o değildir… eski bir dostun memlekete gelmiş seninle görüşmek istiyordur , birkaç eften püften bahaneyle bulaşamayacağını . belki daha sonra ama bu aralar olmayacağını kibarca belirtiyorsun. . .
18.Gün: Yine gözünü onunla açıyorsun kalbin bir an heyecanla kıpırdanıyor, telefona bakıyorsun ama yine onun ismini göremiyorsun . . . sabah 40 mg prozac ve 25 mg atarax içiyorsun … hatta dayanamayıp bir eczacı bir arkadaşına soruyorsun ‘’ ya bizim bir arkadaş iyi değil , acaba bu doz ona zarar verir gibisinden ‘’ sende biliyorsundur o ii olmayan arkadaşın ‘’kendin’’ olduğunu eczacı arkadaşında biliyordur o iyi olmayan arkadaşın ‘’sen’’ olduğunu . . . ‘’ O arkadaşına söyle intihar etmek istiyorsa daha hızlı yöntemleri var, gençliğine yazık yapmasın karaciğeri iflas eder diyor ‘’ eczacı arkadaşın … ama sen yine de devam ediyorsun … Yakınların gözyaşı döküyor artık senin için, yalvarıyorlar sana ‘’ne oldu diyorlar ne oldu ?’’ anlatamıyorsun boğazına düğümleniyor kelimeler , çünkü biliyorsun ‘’ daha niceleri var, dünyadaki tek kız o değil, aslan gibi delikanlısın kimse için üzüldüğüne değmez , hiç kimse kendinden daha önemli değildir, seni düşünmeyeni sen neden düşünüyorsun kendine yazık bırak o üzülsün ‘’ diye boş tesellide bulunacaklar anlatırsam, küçümseyecekler yok sayacaklar . . . İçinde yaşamayı tercih ediyorsun, Bir zamanlar senin olan mutluluğun acılı bir masal olduğunu anlatmıyorsun kimseye , anlatamıyorusun . . . Boğazında kocaman bir düğüm . . . haykırmak istiyorsun ama çığlığın ciğerlerinde boğuluyor .. Sonra onu düşünüyorsun, gözlerini . . . yanaklarından yaşlar süzülüyor . . . aramaycak seni biliyorsun . . . Hayatta karşına çıkan en güzel en değerli şeyin acılı bir masal olduğunu anlıyorsun artık ... Kaybettiğin tek güzelliğin acılı bir masal olduğunu anlıyorsun ...
kısaltılmıştır ...
Umut Özgür
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.