Kirli Çamaşır Sepeti
Yeterince dinledikten sonra içten içe mırıldandığı şarkının anlamlı sözlerini, gözlerini yumdu ve istediği yere varmak üzere uykuya daldı... Hiç fark edilmemişleri keşfetmekti istediği! Çıkmayı arzuladığı yolculuğun sonunun olup olmaması umrunda değildi. o, öykülerden... Gerçek hayata… Herkesin gördüklerinden başka bir şeyler bulmak için uyuyordu adeta… Acının içindeki tadı, gözyaşının ardındaki mutluluğu, aramıyordu o!! Bunları zaten herkes biliyordu!..
Hala uyuyordu… En derininde bir yerde kalktı yatağından! Banyoya yöneldi… Aynada gördüğü kendi yansımasına hayret etti bir an!! Kendi sesini dinleyen bir insanın nasıl göründüğünü hiç fark etmemişti daha önce… Sanki bulabilecekmiş gibi, bu yeni keşfini yazabilmek için kağıt kalem aradı ufacık banyoda..! içini çekerek, tekrar bakmak istedi o bambaşka güzellikteki aynaya… yani kendine!! Görüntü silinmişti; bulamıyordu kendini.. Bir şeye takıldı kendini ararken; derken sıçrayarak uyandı!! Ter içinde kalmıştı… Ürkerek, banyoya doğru gitmek için kalktı yatağından… Işığı açmadı! Kapıyı iteledi yavaşça, hafifçe gıcırdadı önce –uykusundan uyandırılmaktan huzursuz bir insan mırıltısı gibiydi gıcırdaması..- sonrası malum; açıldı mecburen!! Ayağına takılan “kirli çamaşır sepeti”ni görmezden gelip, aynayı buldu karanlık banyoda..! Eliyle dokundu kendi yansımasına… Farklı bir şey hissetmiyordu uykusundaki gibi… Şöyle etraflıca bakındı neler var diye banyonun içinde. Makyaj takımları, parfümler, çamaşır makinesi, deterjanlar… Yıllardır dikkatini çekmeyen ama aslında çok kullandığı bir şey de o anda dikkatini çekmeyi başardı… Ağzına kadar dolu bir “kirli çamaşır sepeti”! Kapağını açtı kendini tutamayarak… ne aradığını bilmeden! Beyazlar, renkliler; derken bir sürü kirli çamaşır çıktı doğal olarak sepetin içinden... Adı üstünde “kirli çamaşır sepeti” ydi altı üstü! “İşte buldun” dedi içindeki ses o anda!! “Herkesin evinde olan, ama kimsenin fark etmediği… O aradığın şeyi buldun!” merakla dinliyordu kendini, ama sonunu duyamadı cümlenin!! Daha doğrusu, duyabileceği başka bir şey söylemedi ses! Yatağına döndü… Sabah olmasını bekledi. Geceyi kandırmak istercesine, kapalıydı gözleri... Ama aslında hiç uyuyamadı… Sadece bekledi…
Yeni bir güne başlamıştı şimdi, işlerini bitirip eve dönmeyi sabırsızlıkla bekliyordu... Nihayet saatler sonra evindeydi… Yemeğini yiyip, dinlendi biraz; düşündü… Kitabını aldı eline, işaretlediği yerden okumaya devam ederken uyuyakaldı. Yine konuşmaya başladı kendiyle! Anladı bu sefer; uyanmalıydı… Derin bir nefes alarak açtı gözlerini karanlık odasında. Elinde kitabıyla uyuduğunu fark edince gülümsedi; kitabı rafına kaldırıp, banyoya gitti sabırsızlığını gizlemeye çalışarak… Yüzünü yıkadı ve arkasına dönüp “kirli çamaşır sepeti” ne yaklaştı! Kapağını kaldırdığında... Hiçbir şey hissedemedi bir an! Çamaşırları yıkamıştı annesi… Ya içindeki ses söylemezse ona kimsenin bilmediği şeyi diye korktu … Gözü sepetin en dip köşesindeki eşi olmayan çoraba takıldı o an! Gülümsedi yine… annesi bunu hep yapardı, o sepetin dibinde mutlaka gözünden kaçan bir kirli çamaşır olurdu.. makineyi çalıştırdığında fark ederdi; ama ne yazık ki makine çalıştıktan sonra her şey için çok geçti. Çorap kesinlikle babasının olmalıydı; bütün sepeti kokusu sardığına göre.. Başkasının olamazdı! Eeee.. Farkı ne bunun şimdi diye sordu kendine... Neredeydi içindeki, o farklılığı bulduracak olan, ses?!? Hiç susmak bilmezken neden şimdi konuşmuyordu; yolun sonuna geldiğini anladı. İçindeki ses artık onu rahat bırakmıştı! Bulmak istediğini, aradığını bulmuştu; aynada, kendini dinleyen kızı yeniden gördüğünü hissettiğinde anladı! Düşündü ki… her gün çamaşırlar yıkanıyor… kirler temizleniyor.. ama bu “kirli çamaşır sepeti” nin en dip köşesinde ufacık bir çamaşır hep kirli kalıyor... Aynı bizim hatalarımız gibi, aynı aşk gibi.. aslında aynı yaşamın ta kendisi gibi!! Biz de her gün hatalar yaptığımızı fark edip düzelttiğimizi sanıyoruz, biz de her seferinde ilk kez aşık olmuşcasına heyecanlanıyoruz.. Halbuki hep bir köşede düzeltemediğimiz hatalarımız, her yeni heyecanımızda bir önceki aşktan taşıdığımız yaralarımız, kendimizi, kalbimizi arındıramadığımız üzüntülerimiz var! Evet..! gerçekten bulmuştu aradığını. Hepimizin kalbinde bir “kirli çamaşır sepeti” vardı… içindeki sesin yankılarını son kez hissetti; yatağına gidip en sevdiği battaniyeyi kafasına çekmesini, hiçbir şey düşünmeden uyumasını... söylerken odanın karanlığında içindeki ses de yok oldu. Şimdi yeni bir yolculuğa başlıyordu… -bu sepetin derinlerinde kalan ve fark edemediği yeni şeylere doğru- yine sonunun nerde olduğunun umrunda olmadığı bir yolculuğa…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.