- 722 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GÜL BOZGUNU
Şekere üşüşmüş karıncalar gibi şimdi içim.Yüreğimin her gözeneğinden hüzün kılavuzluğunda cümleler fışkırırken, dile kadar gelemeden boğazımda tökezleyip kalması ne acı…
Oysa birkaç yıl öncesi aykırı bir şair dememiş miydi, “ acılarınız çok güzel “ diye.Acıların güzeli olur mu diye çok düşünmüştüm hani…Sonrası birçok insanın yüzünde gezdirdim gözlerimi.Hani kiminin mutluluğu az çok belli etse de kendini herkesin içinde acısı vardı.Bu hepsinden belirgindi.Kime dokundumsa onlara benzedim.Dokunmak istediler kendime gizlendim.Havada suda gezindim de…Şu kağıda konuştuğum kadar kimselere demedim. Kimseler doluydu zaten…Kimselere kimse olmaktan kimsesizliğimi sezdirmedim.
Ayazda unutulan gül gibi şimdi içim..Yaprağına hapsolan kokusunu kimsenin duymadığı ve sabahından umut kesilen…Uzun bir vazoda boynu toprağa meyilli…Tek tek yaprak döküp ölümünü bekleyen.
Şimdi kırkın kanatlarına dayadığım merdivende nefesim daralıyor sanki. Oysa çifter çifter çıkmayı ben istemedimdi…”Otuzunda dedeni, nineni kaybedersin “diyor ya Can Dündar, onbeşimde dedem gitti…”Kırkında anneni, babanı…”Yirmim bile değildi babam gittiğinde.”Yetmişinde kendini…” Kendim mi…
Yok diyorum bazen, yok yok ben hissettiğim gibiyim…On oluyorum, yirmi, yirmisekiz…Daracık mahalle arasında seksek oynuyorum, yanıyorum, bağırıyorum. Sonra kitaplarım sırtımdan dürtüyor oku diye…Aklımı fırlatıp havalara bir gül için dal oluyorum. Aşık oluyorum….al al oluyorum. Çatık kaşlar arasında lal oluyorum…
Kalabalık sanarken etrafımı, dımdızlak kala kalıyorum. Derim, tufana da alışıyor, kara da. Ateşe de alışıyor, kora da. Ustanın dediği gibi olmuyormuş dedirtiyor hayat. Erken terbiye etmesinden midir nedir…Zulüm mü, iftira, ölüm, ihanet, yalan, talan …mı ? Hangisi daha güzel diyorum, bilmiyorum.
Kırka kırk yarılarak gelebildiğim yol sonu sendromu olmalı ki…
Olamadıklarımı istiyorum…Alamadıklarımı, bulamadıklarımı, anlatamadıklarımı, kalmak isteyip kalamadıklarımı…
Kırk basamak geri istiyor şimdi içim…Aynalar ikazda utansa da,” Bu yaştan sonra “ sesleriyle irkiliyor beynim. Kimseleri duymayayım diyorum, kimseler duyuruyor da duyulmuyorum…
Ne kadarını yaşadım hayatın diyorum…Yetmişte bulur muyum kendimi, bilmiyorum…
Şekere üşüşmüş karıncalar gibi şimdi içim…Yüreğimin her gözeneğini sıkıyorum…Ne acı…Acılar da kırmızı, güller de…
17.1.09
Özlem Pala