- 711 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Düşünsün Derim
Bu ülkede “iş krizi var” başlıklı haberlere ve bu haberlere istinaden verilen pek çok örneklere rağmen maddi durumu standartların çok üzerinde olan ve krizin etkilemediği bir kesim var.Bu kesim ama iş sektörlerinde ama mahallemizde yanı başımızda varlıklarını sürdürüyor.
Hem de birileri açken,onca borcun altında ezilirken ” bana dokunmayan bin yaşasın” zihniyetiyle yaşıyor.
O kadar rahat ki adamlar geceleri başlarını yastığa koydukları andan itibaren anında uykuya geçmeleriyle ne kadar umursuz oldukları çıkıyor ortaya.Bu adamlar ki bir gece de malum alemlerde milyarlar harcayabiliyor.Bu adamlar ki açık arttırmalarda bir tabloya milyarların üzerinde para döküyor ve bu adamlar ki düğünlerde havalarda dolarlar uçuşturuyorlar.Bu ülkemizdeki bazı ama çoğunlukta var olan iş adamlarının çizdiği tablo.Bir de yanı başımızdaki komşularımız var.Gözlerini açtıkları andan itibaren kendi gibi olanlarla tatil,gezi vs programları yaparak ve bu program dahili para harcayan ama diplerindeki aç komşusu umurunda bile olmayan sözde komşularımız.Yani Peygamber Efendimiz (S.A.V)in belirttiği “komşusu açken tok uyuyan bizden değildir” hadisini hiçe sayacak kadar paragöz olmuş komşularımız .Öyle ya laf mı benimkisi de onlara ne komşunun halinden;açmış,borcu varmış,üşüyormuş….
Zaten birileri etrafına karşı duyarlı olsaydı ne işsizi olurdu bu memleketin ne de fakiri.Tek yaptıkları şey paralarını gereksiz,lüzumsuz yerlerde çarçur etmek.Allah’tan attıkları çamurlarla yardımlaşma duygusunu yaşatan vicdanları harekete geçiren “Deniz Feneri” gibi yada “Kimse Yok mu?” gibi programlar var da birileri hareke geçiyor.Yoksa gerçek krizin ne olduğunu anlardık o zaman hepimiz.
O zaman bu ülkede kriz;açlık krizi,işsizlik krizi..gibi türlü adlar alırdı herhalde.
İşte içimizdeki bu insanlara sorsanız dilen hep birilerinin yanındalar” ben senin yanındayım sonuna kadar” evet yanımızdalar.Oysa bu cümleyi sarf ettiği insanın maddi yardıma ihtiyacı vardır .O öyle bir haldedir ki“ lafla peynir gemisi yürümüyordur artık.”Anlayacağınız iş nakti yardıma gelince orasını karıştırmayacaksınız.O kendisini parasıyla adam sayanlar size bol, bol tavsiyelerde bulunurlar,eleştirirler hatta yargılarlar bile .Söz çook icraat yok yani.
E adamın parası değerli .O parasını hayır yapmaya kullanmaz.Onun için asıl hayır için kullanılan para gereksizdir çünkü.O para ki onun için hiçbir şeydir aslında yukarıdaki örneklere bakıldığında.Ama olmaaaaz parayı kadına kıza yedirmek varken,alemlerde tüketmek varken laf mı benimkisi canım.
Bir de insanların maddi imkansızlıklarından faydalanan sömürge zihniyet vardır bu ülkede.Onlar da yine sektörlerde yerini sağlamlaştırmış sözde iş adamları,işverenlerdir.Hani adamcağızın yada kadıncağızın ihtiyacı vardır ya ilk akla gelen “ bu insan için ne yapabilirim.?” Diye düşünmek yerine “ bu insanı nasıl kullanabilirim?” olur.Ve hemen harekete geçer malum kişiler.Çok iş az para…
Kaçak işçi çalıştıranlar,sigortasız işçi çalıştıranlar …bu zihniyetin adamlarıdır.E bunlara adam denirse tabi.Yada “fiziği düzgün seyahat engeli olmayan sekreter aranıyor” ilanını verenler de yine bu zihniyetin parçalarıdır ki adam suretindeki bu canavarların niyeti ilan ile kanıtlıdır zaten.Kadının mağduriyetinden az parayla yararlanmak amacı güden bu zihniyet bir de kadına tacizi ekler her bağlamda çirkin düşünce ve niyetlerine.
Yoksa amaç hem kişinin mağduriyetini gidermek hem de kendi işini yapmak olsa “aynası iştir kişinin yaşa,fiziğe,bayanın evli olmasına,seyahat engeli olmasına takılı kalınmaz öyle değil mi?
Sonuçta sektörün adı ne olursa olsun önemli olan kişinin iş konusundaki tecrübesi,performansıdır.Ötesi kirli fikirlerin beklentileridir hepsi bu.
Vay benim ülkemin haline ki sırf bu fikir kirliliği yüzünden göz göre, göre insanlar harcanıyor.Yek ekmeğe muhtaç hale getiriliyor.
Bu kirli fikir tacirleri var olduğu sürece bu ülke daha ne faturalar ödeyecek bakalım?
Hani birileri “nedir bu başımıza gelenler?” diyorsa enikonu ne yaptığını yada ne yapmadığını bir düşünsün derim….
Kula bela gelmez Hak yazmayınca
Hak bela vermez kul azmayınca.
YORUMLAR
geçmiş yılların birinde bir anketten aklımda kalanlara göre Türk toplumunun okumaktan çok izlemeyi, katılmaktan çok duymayı tervih ediyormuş. günümüzde de bu durumdan bir değişiklik olduğunu sanmıyorum. 12 Eylül ile birlikte apolitize edilmiş, bilgi kirliliğine boğulmuş, düşünmekten çok itaate koşullandırılmış bir toplum nasıl ileri gidebilir ki. Sendikalı çalışan sayısının azaldığı, kitap baskıları binlere kadar düştüğü, magazin ve bulvar gazeteciliği dışındaki gazeciligin ve televizyonculuğun muteber sayılmadığı bir dönemdeyiz. neresine el atsan elinde kalıyor. gene de duyarlı bir isim görmek umut verici. saygılarımla efendim
-yazini takdir ettim, duyarli yüregin dert görmesin...
*
-mesele 'yanliz' komsuluk iliskilerinin düz gitmediginden degil , bunun yanisira baska önemli olanlari önemsiz kildigimizdan bu doruma geldik...
-cenabi-HAKK kitabinda, komsu hakkinda bahsediyor birde akraba hakkinda... hic nedenini düsünen oldumu veya üzerinde ne kadar düsündük dersiniz...
-birde burda yolda kalmis ve yetimler hakkindaki ayet ve hadis leri düsünürsek vaziyet ortada...
-yani bu saydiklarim hakkinda duyarliu olursak gör bakalim ne ac kaliyor ne acikta olan...
-birde bunun islamin temel sartlarindan olan ZEKAT gercegi var... cenabi-HAKK, sosyal hayatimizi öyle bir organize etmiski, emrettiginin yarisini yasasak bile kafi gelecek...
*
-ama ne demisler ; "can cikmayan bogazdan umut kesilmez" o halde bilenler bilmeyenlere anlatacak, yapanlar yapmayanlara örnek olacak ve mü'min olarakdan asil gücümüz olan DUA etmeyide unutmayacagiz... yeni nesil eski ama yeni gerceklerle daha sevgi ve umutla yasayacaklar insallah...
-selam ve dua ile her daim ileri...