- 1184 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
ANLAM SARKACI-3-
Aklının toprağından bir avuç al ve serp kalbinin pırıltılı zeminine...
Kalbinin acıları, akıl toprağının berraklığında büyüsün !
Acılarına kalbinin, en özge yerinde ve daha da önemlisi akıl toprağında çiçekler açtır. Seni üzgün kılan, seni umutsuza salan, bil ki; beyninin sömürgeleşmesi veya sömürgeleştirilmesidir !
Buna izin vermektir...
Köle haliyle aşkı yaşanır sanıyorsun demek ?
Köle aşk yaşayamaz; acı yaşar köle ! Önce beyni süngerleşir bihaber kölenin ve mankurt olur !
Mankurtluk; sadistine ilgi duymakın mazoşist bilgisidir. Kölelik,insan tanımından çıkmanın zorbaca dayatmasıdır !
Böcek gibi hissediyorsun işte !
Çünkü başlangıç noktanı kaybetmişsin...
Ölçebildiğin mi: Acı veya ağlaşmaya benzerliğin öte veya berisinden başka da değil...
Ölçmek yoksa eğer, yoktur bilmek ve biriktirmek...
Doğru diye ve gayet te emin kendinden, pek bir cakayla (kâlp) cebine alıp koyduğun kalp (sahte) şeyler, ki akılsız olduğu için, (haliyle) yanlış çıkarak seni de akılsızlaştırıyor !
Akılsızlaşmak mı peki, en büyük acıdır ! İşte bu nedenlerden, böyle olmalıdır "öyleler", böyleyse...
Biriktirmek yoksa, bilmek nasıl olur ?
Aşkın bilgisi nasıl olur ya da bilgisi mi olur aşkın ?!
Bilmediğine nasıl ilgi duyarsın ?
Nasıl bilinmeze şiirler yazar ve türk(ü)ler havalandırırsın ?
Sevgiyi ve saygıyı bilmeden, vefayı ve sadakati bilmeden ve de en önemlisi; gerçeği bilmeden nasıl aşk dersin, diyebilirsin, bunca sahtelik ve ucuzluğa ?
Kavramsal saçmalamalar(ın)dan çıkarsanmış seçmeceler yazar; bakın ben ağladım, aşağılayanıma, benim umutsuzluğuma hatta böcekliğime neden olanın çaresini bulup, bunu kalbimle çözdüm diyebilirsin!
Nasıl dersin ?
Oysa sen düşünmek bilmezsin, düşünmeyi sevmezsin bir kere çünkü !
Sevmediğine, bilgisini biriktir(e)mediğine, bilgisi yok bildiğine üstelik, nasıl soyut sevgi ve salakça a ş k dersin?
Sen iyi misin !
Kâlbin aklı var mı? Aklın kâlbi ya da ?
Saygı nerede bulunur sence ve sevgi nice de ?
Kaldı ki a ş k, öyle mi !?
Benzettiğin imgeler aslında simge hatTa o kadar da çok güdüye benziyor ki; bilirsin, güdü hayvana yakın zaaftır !
Zaaf mı ? İnsanı dağıtır ve ömürden beyhude israftır !
Simgecisin, imgeyle karışmış... Aşkçısın, güdüyle karıştırmış...
İnatçısın, ilke ile karıştırmış..
En komiği de ne biliyor musun halinin ?
Hiç bir verili değerini aklının ve yüreğinin...
Kısaca ; hiç bir verili değerini varlığının, kendi amacında kullan(a)mıyorsun !..
Ve sen bütün bu halinle, evet sen; a ş k(ı) bilirim diyorsun öyle mi ?
Sevgiyi ya peki !?
Sen ey ! Böcek misali hisseden, içi doldurulmuş...
Sen, biblomsu saman adam veya madam :
- Emin misin, kendinde misin ?
En önemlisi, hakikaten iyilik ve esenlik halinde misin ?!
Ahmet Kutlu Ayyüce
Göktürkmen
Şubat-İkibindokuz
YORUMLAR
Ben sıradan biriyim. Tek farkım olabildiğince çok okumak, okuduklarımdan bir işleyebilir dizge çıkarabilmek ve etki/taklitte kalmadan, esinlenmeye ve oradan da kendi özgününü arayan yazılar yazabilmek.
Siz böyle yazdıkça ben sıkılıp utanıyorum. Bir şeyler gördünüz ise, sizdendir. Anlatanın, anlatmak istediğini çok yaklaşık ve anlaşılması gereken an ve boyutta anlamak en büyük erdemdir. Teorik tasarım ve eylemsel amaç ki; o vakit gerçek olmuştur, bunun mutluluğu çok önemlidir.
Tekraren; ben sıradan biriyim, farklarım bunlar... Sınıfsal ve sosyal statüsel bir ön ve son görüm de yok...
Bölümselliğe bütünsel bakıp, tamgörü ile yazabilmek belki..
Saygılar size, değerli Mehmet Orta beyefendi...
Göktürkmen tarafından 9/28/2009 9:03:02 PM zamanında düzenlenmiştir.
muhteşem bir akıl ile yaratılmış sovyet gençliği amerikan kültürüne-o ahlaksız tutarsız-yenik düştü neden....çünki aklın boş bıraktığı akıldışı sahalarımız var çözümlenmemiş....işte virüsler o sahalardan esir alıyor aklın ülkesini...
bunu ATSIZ daruh adamda inandığı ilkeleri aşk hastalığına
düşerek çiğner..bu suç o na göre hiç bir merhametin affetmiyeceği kadar büyüktür...ancak annesi affedebilir..
sizinde mutlaka aklınızın ışıtmadığı bir bölgeniz olabilir...
ordan tutulup esir olmamanız dileğiyle...
görklü tanrım sizi ulusumuza bağışlasın
Mehmet ORTA tarafından 9/28/2009 9:23:52 AM zamanında düzenlenmiştir.
Mehmet ORTA tarafından 9/28/2009 9:53:28 AM zamanında düzenlenmiştir.
"...Doğru bildiğimiz; aydınlık bir akıl, pırıltılı bir kalp ve özü kadar "candan içerde" bilmektir gerçek sevgisini... İstismar etmeden ve edilmeden sevmeye ermektir onun en değerlisi... Ve sonu, "onu" yitirmek bile olsa, hep başı dik durabilmiş bir "insan gibi" anılarda kalabilmektir.
onayllıyorum...ama,
yazının tamamımına yoruldum....sevgiden bahsederken sıcaklık almam lazım üşüdüm:)..."
Demişsiniz...
"...Ben aklımı dinledim hep: Gerçekçiydi, anlamlı geliyordu ama hep soğuktu !..
Üşüten, sevgi yoksunluğunu önemsememekmiş demek.. Aptalca olanından değil sevginin, saygılı ve gerçek olanından elbette !
Kendimde hissettiğim serinlik, karşı tarafa buz mavisi, donuk bir akli ayazdan öte yansımıyordu.. Ki, hep(si) donup kaldılar..."
Ben bunu daha önce demişim... :)
Geriye kalan saygıdır. Ne olsa saygıdır. Saygısız "sıcak" sevgiyi, saygılı ve akılıyla sevmeye değişmem...
Ben bu kadar duygusal yazabiliyorum. Sadece edebiyatında da kalmıyorum.
Zaten bir daha da bu tür yazı yazacağımı sanmıyorum.. Bazı şeyleri anlatabilir miyim diye çabaladım. Olmuyor işte; aklın kalbi, kalbin aklı yok !..
Bence sorun burda... İnandığım gibi yaşamaya sevgi bağlamında da devam edeceğim.
Yoruldum demişsiniz, akılla sevgi insanı yoruyor. Bunun üzerine: "Uzun Yürümektir Sevmek" başlığıyla bir şiirimsi yazmıştım. Şöyle başlıyordu ;
"Çok yorgunum"
Sevgi yorucu, aşk kolaycıdır. Teorik temel olmadan pratik üstyapı sevgide dahi olmuyor.
Yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Esenlikle...
Göktürkmen tarafından 3/4/2009 8:59:34 AM zamanında düzenlenmiştir.
Doğru bildiğimiz; aydınlık bir akıl, pırıltılı bir kalp ve özü kadar "candan içerde" bilmektir gerçek sevgisini... İstismar etmeden ve edilmeden sevmeye ermektir onun en değerlisi... Ve sonu, "onu" yitirmek bile olsa, hep başı dik durabilmiş bir "insan gibi" anılarda kalabilmektir.
onayllıyorum...ama,
yazının tamamımına yoruldum....sevgiden bahsederken sıcaklık almam lazım üşüdüm:)
Değerli Nehir ve Deniz Tayanç; değerli yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Bir daha böyle yazı yazacağımı sanıyor muyum ? Kuvvetle muhtemel "hayır" cevabı. Duygusal yazabilmek, hele kalbi ağırlık verilmiş olan şeklinde, çok zor.
Kendimi komik hissediyorum. Aklımdan öte, açıkta kalmış gibi :)
Saygılar.
Göktürkmen tarafından 2/12/2009 8:31:50 PM zamanında düzenlenmiştir.