VEFA
Tahminen yedi sekiz yıl önceydi.Yanılmıyorsam,yine böyle güzel bir bahar günü telefonum çaldı,arayan kardeşimdi.Biraz hoşbeşten sonra..
Ağabey,filanca köyden,yardıma muhtaç,çok fakir,hasta,ameliyat olması gereken biri var.(hatta şu an,ne ameliyatı olacağını bile unutmuşum)Yardımcı olabilirmisin?
Bende fak.fuk.fon.a başvurmasını söyledim.
Oraya müracaat ettiğini,üzerinde tapulu bir evinin olduğu için durumunun uymadığını söyledi..
Bunun üzerine bende,sen maddi durumunun gerçekten kötü olduğunu biliyorsan,seve seve elimizden gelen herşeyi yapabileceğimizi söyledikten sonra,dünyanın en iyi kalpli insanı ve en iyi doktoru olarak bildiğim ve inandığım,...... hastanesi başhekimini aradım.
Ağabey,çok zor durumda olan,fakir bir hasta var,bazı masraflarını ben üstlensem yardımcı olabilirmiyiz?
Sağolsun,sözümü bile bitirmeden,bizim görevimiz bu,hemen bana gönder,ne gerekiyorsa yaparız dediğinde dünyalar benim olmuştu..
Büyük sevinç ve heyecanla hemen kardeşimi aradım..
Yarın hastaneye gitmesini,başhekimi görüp,benim gönderdiğimi söylemesini,söyledim..
Ertesi gün hastaneye gitmiş,gerekli tetkikleri yapıldıktan sonra ameliyata alınmış,on gün kadar hastanede kaldıktan sonra,tedavisi bitirilip,taburcu edildikten sonra kardeşime uğrayıp,teşekkür ve dualarını söyleyip gitmiş..
Aradan o kadar yıl geçmiş..
Ben bu olayı unutup gitmişim..
iki ay kadar oluyor..
bir akşam üzeri elinde kocaman bir paket ile kardeşim içeriye girdi..
Ağabey bunlar sana..
neki o dedim.
Hatırlıyormusun?yıllar önce,zor durumda olduğunu söylediğim,ameliyat olması için yardımcı olduğun biri vardı
(ben epey düşündükten sonra hatırlayabildim)
O adam işlerini düzeltmiş,tavuk yetiştiriciliği yapıyormuş,durumuda oldukça iyiymiş.Yardımını unutmamış.Sana minnet duygularını ifade edebilmek için bu yumurtaları gönderdi deyiverince adeta şok oldum..
İmkanları ölçüsünde,herkesin yapabileceği,yapması gereken insani bir görevin,yerli yerini bulmuş olmasının verdiği haz ve mahcubiyetle..
Kesinlikle kabul edemem,hemen onları aldığın yere götür,benim namıma böyle bir şeyi nasıl kabul edersin diye sitem ettim.
Götüremem mümkün değil.Kabul etmeyeceğini bildiğim için almak istemedim.O kadar israr ettiki dayanamadım.
dediğinde o zaman sende bu parayı ona vereceksin diyerek gönderdim.
Kardeşimin büyük israrları karşısında,tek şartla parayı alırım.bende bu parayı ihtiyacı olan bir kimseye veririm diyerek istemeyerek de olsa yumurtaların ücretini aldığını öğrenince,o kadar rahatladımki anlatamam.
İşte böyle dostlar..
Bu güzel insanın göstermiş olduğu vefa örneğinin yanında,benim yaptıklarımın küçüklüğünü bir kez daha hissettim..
İnsanların birbirlerine olan sevgi ve saygısını daha çok yitirmeye başladıkları,birlik ve beraberliğimizin tamamen yok edilmeye çalışıldığı,vermenin,almaktan herzaman daha güzel olduğunu ne yazıkki anlayamadığımız,şu yalan dünyada (rüyada) bir okul gibi kabulettiğim,yaşadığımız ömrümüzün, daha üniversite yıllarına gelmemiş olsak bile,ömrümüzün fakültesini bitirip,diplomamızı alıp mezun olduğumuzda,gerçek yaşamımıza(ölümsüz yaşama) döndüğümüzde,oraya göğsümüzü gere gere gitmekte var,ezile büzüle gitmekte...
Bu benim yaşadığım,yapmaya her zaman uğraş verdiğim,okyonusta kum zerresi kadar küçücük şeylerin,çok daha büyüklerini gizliden gizliye,karşısındakini rencide etmeden yapan insanlar o kadar azaldıki.Bizim onlara yapabileceğimiz,vefalı olabilmek ve dualarımızı esirgememek olmalı.
Başımdan geçen bu küçücük olayı,çok saygı duyduğum büyük hayırsever,merhum KADİR HAS beyefendinin anısına yazmaya çalıştım...
Ruhu şaadolsun...
Nur içinde yatsın...