- 1032 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
UMUDU BESLEMEK
UMUDU BESLEMEK
Tarihi eser, silah kaçakçılığı haberleri,
Gasp haberleri
Dolandırıcılığın türlü halleri
Cinnet ve tecavüz haberleri
Hırsızlığın bin bir türlü şekli
Uyuşturucu belası
İnsan ticareti
Fuhuş’un alan ve hacimce genişlemesi
Ve daha birçok rezalet
Yazılı ve görüntülü medya organlarında her gün boy boy, çarşaf çarşaf başlıklardan bazıları:
"Bir evde, vücudunda morluklar ve yaralar tespit edilen 6 yaşındaki bir kız çocuğu buldu. Doktorlar küçük kızın darp edildiğini ve vücudunda sigara söndürüldüğünü tespit ettiler.
"Sakarya’nın Akyazı ilçesi Çakıroğlu Köyü’nden K. S. ise 65 yaşındaki B.Ç.’ye bıçak tehdidiyle tecavüzden tutuklandı."
"Samsun’un Yakakent ilçesinde, 18 yaşındaki H. Ç. boğazı kesilerek öldürülmüş halde bulundu."
"Konya’da bir kadın, kızı tarafından boğazı ve kolları kesilerek öldürüldü."
"Ankara’da, Ziya Gökalp İlköğretim Okulu 8’inci sınıf öğrencisi 14 yaşındaki Rıdvan Ayvalı, vahşice öldürüldükten sonra cesedi boş bir araziye atıldı."
"Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Olcay Tiryaki Aydıntuğ, Bilkent’te bulunan Planlamacılar Sitesi’ndeki evinde, kızı tarafından boğazı kesilerek öldürüldü."
İnsan, tarihin belki en başından bugüne kadar ahlak sorunu üzerinde en geniş anlamda düşündü. Felsefeler, dinler, siyasal fikirler, hukuk ve ceza yasaları hatta sosyal baskı insan gerçeğini bu anlamda değerlendirmeye çalıştı.
İnsan, tercihleri ile çok yüce bir varlık.
Tercihlerimizin akıl, sağduyu, mantık, toplumsal fayda, inanç değerleriyle uyumu kararlarımızın doğruluğunu zaman içinde hâkim kılıyor. Pergelin ucu eğer yanlış yere sabitlenmiş zihin haritamız günübirlik menfaatlere odaklanmış ise değerlerimizde günün popülaritesi arasında buharlaşıp gidiyor.
İnsan, kendini var eden koşulları daha ileriye taşımakla yükümlü olduğu sürece kalkınma hamlesi var.
İnsan, çevresiyle kurduğu sağlıklı iletişimlerden elde ettiği yüksek ve ortak paydalar sayesinde büyür ve gelişir.
Elbette bizi harekete geçiren çok fazla sayıda etken var. Açlık, konfor özlemi, çocukluk dönemi, ihtiras, mala mülke düşkünlük, kişinin inanç dünyası… Saydıkça yeni yeni unsurlar eklenebilir listeye.
Köyden şehre göç, sanayileşmeyle birlikte değişen sosyal ve kültürel yapı insan zihniyetlerine diğer unsurlarla birlikte yeni yeni değişimler kattı. Kırsalın akrabalık temelli sosyal baskısı, insan güdülerini kontrol altına almayı zorunlu kılıyordu. Çünkü “aile şerefi”, bireyin başının dik olması en önemli sayılan değerlerden biriydi.
İnsanlara sunulan parlak dünyalar ile yaşanılanlar arasında büyük uçurumu fark etmemesi beklenemezdi âdemoğlunun. Çünkü o akıllı bir varlıktı. Sonuçlar çıkarmasını, karşılaştırmalar yapmasını biliyordu
.
Kendisine ısrarla kanaati, elindekiyle şükretmesi gerektiğini, bu dünyanın geçici olduğunu tekrarlayanların yatlarını biliyordu. Katlarını tanıyordu. Şirketlerinin reklamlarını en azından son model arabalarda en son teknolojiyle donatılmış hayat alanlarının en güzel taraflarından faydalandığını biliyordu.
Bu kısa yazının konusu insan davranışlarının, kararlarının bilim akılına kadar uzanan boyutlarını aynı derinlikte bilimsel yollarla açıklamak değil zaten. Bu yazı çevremizde her an karşılaştığımız adına sahtekârlık, yalancılık, riyakârlık, maddecilik, çıkarcılık kelimeleriyle de özetleyebileceğimiz ahlaki bunalımdır.
Son haftanın gazetelerine ya da internet sitelerine şöyle bir bakın.
Siz de çevrenizde duyduklarınızla karşılaştırma yapın. Gerçekten söz konusu bunalım dört bir yanımızı kuşatmamış mı?
Ama umutsuz olmaktan ziyade umudu besleyecek neler var, daha çok onları dillendirmek yerinde olur değil mi?
Sinan YILMAZ