- 1744 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BİR EYLÜL MASALI
Bir varmış, bir yokmuş diye başlar masallar. Bir zamanlar diye devam eder.
Prensler, prensesler çıkar ortaya, hain krallar oturur taht üzerinde.
Cadılar uçar süpürgeleriyle. Üvey anneler vardır, kendini beğenmiş, ayna karşısında.
İyi yürekli, cesur cüceler sarar etrafı, prensesi korurlar. Periler gezer sihirli değnekleri ile, insanları mutlu, kötülükleri yok etmek için. Bir cam ayakkabının sahibini arar prens, çiftini bulmak Sinderellasına kavuşmak için. Mutlu sonla biter masallar..
İşte bizim masalımız da böyle başladı.
Bir varmış, bir yokmuş.Bir zamanlar vardık, sonra yok olduk. Bir vardık, bir yoktuk.Ve hiç olamadık..
Töreler gelenekler
Hain kralların buyruğu gibi ulaştı emeline
Büyük dediklerimiz canlarımız
Üvey anneler gibi kaldılar, sırlı camların karşısında
Baktılar sadece, göremediler anlamadılar anlayamadılar aşkımızı
Süpürgesiyle uçan cadı misali, ayrılığı süpürge yapıp uçurdular sevdamızı
Çaresizlikle ayrılırken, gözlerimizi hapis ettik
Akıttığımız yaşlara
Hasretin eline uzandık
Umutsuz bekleyişlerin, koynuna sarıldık.
Güz mevsimiydi, aylardan EYLÜL
Sararan yapraklar düşüyordu, teker teker
Rüzgar ayrılığa çevirmişti yüzünü
Bulutlar ortaya sermişti hüznünü
İndiriyordu yaşlarını
Yağan yağmur umurumuzda olamazdı, zaten sırılsıklamdık.
Eylül bizi hiç bırakmadı, hep içine aldı
Biz Eylül de var olduk eylül de yok olduk
Eylül’ü bırakan sen içinde kalan ben oldum.
Ve sen gittiğin ay’ı emanet ettin bana eylül’üm oldun.
Takvim yaprakları durmadı yerinde. Yıllar kale oldu, hasretler sur
Ardında bıraktığın cesur duygularım, yedi cücelere büründü, korudu bu kaleyi
Duygularım da yalnızlık rüzgarları esti, bulutların hüznü hiç inmedi gözlerimden
Hasret güneşim, hiç batmadı. Kavurucu sıcaklığı, umutlarımı yaktı.
Geri getirmeni beklediğim, giderken sende kalan kalbim vardı
Yerine acı bıraktığın, yaktığın
Hırçın rüzgarlar bile söndüremedi, yağışlarım fayda etmedi
Yüreğim çağırdı, gözlerim çağladı, ellerim gökyüzüne açıldı ve sen gelmedin.
Seninle yaşadığımız aşk, bir masal şimdi...
Masallar mutlu bitermiş, mutsuz sonlandırdık
Eremedik muradımıza, çıkamadılar kerevitine
Gökten üç elma düşüremedik, masal yarım kaldı
Mutluluğa tamamlayamadık.
Prensini bekleyen, pamukprenses misali
Ayakkabısı sandıkta kalmış, kül kedisi gibi
Sevdiğini bekleyen biri kaldı bu masalda.
Düşen yaprakları sayarken
Acısını hasretlere katarak, o büyük sevdasıyla
Umutlarının sonbaharına yenik düştü
Serçe tek kanatlı olur mu? Masal bu ya; senin serçem dediğin, gidişinle bir kanadı kırık kaldı
Tek kanatlı serçe olarak geçti bu masala..
İşte bizim aşkımız da bir masal oldu şimdi.
Prenses prensine kavuşamadı
Masallara ihanet edercesine, mutsuz biten
BİR EYLÜL MASALI
Ve biz bir eylül masalında buluştuk, eylül masalının içinde kaldık.
Sihirli değneği ile gezen masal perisi, bu masala uğramadı
Mutlu bitmedi masalımız.
Bir varolduk, bir yok olduk
Bir sen oldun, bir ben
Biz olamadık.
Tek kanadı olmayan, hiç uçamayacak, sevdiğni hiç affetmeyecek kanadı kırık bir serçe kaldı bu EYLÜL masalında...
Hayat zaten masal değil mi?
Masallarınızın hep mutlu sonlanması dileği ile....
SEMRA CİCİGÖZ
YORUMLAR
bir solukta okudum.... yüreğine kalemine sağlık arkadaşım... benim de şiirimde söylemek istediğim hayat masal değildir sadece bunu erken anlamamızda kavramamızda ve gerekli tedbirleri elimizden geldiğince almamızda fayda var... yinede hayatta masalsı olaylarda var kabul etmek gerek bizlerde bu masalları olabildiğinle gerçeklerle harmanlayarak yaşayaım yaşatalım... sevgim selam ile arkadaşım ....