- 534 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ZAMAN; YÜZÜ, GÖZÜ SÜSLÜ BİR CANAVAR...
Çocuk kalmak istiyorum... O ise bana inat alıp götürüyor beni, sürüklüyor elimden tutup, çekiyor derin karanlığına... Kimi zaman ıssız köşelerine bırakıyor, kimi zaman kalabalıklar içinde yalnız... Bazen üstüme sürüyor şeytan insanlarını ya da onlar şeytan değiller de beni sınıyorlar tutunabilir miyim diye... Bir sevdayı bile çok görüyor çoğu kez... Yengisi az, yenilgisi çok bir hayat sunuyor... Yenilgiler köklerimi daha bir bağlıyor bu hayata... Yengiler kamçı oluyor gücüme güç katmama... İçimde benimle birlikte varolan beyaz elli küçük kız köşeme çekilmem için korku dolu hıçkırıklarıyla beni yıldırmaya çalışsa da, beynimdeki yetişkin devam etmem gerektiğini emrediyor her seferinde... Devam diyor, "kalk yerinden miskin!" diye bağırıyor... Ve ben küçük yaşta tüm acıları tatmış olgun bir küçük hanım edasıyla yerimden doğrulup dalıveriyorum ortasına karanlığın... Korkusuzca atılıveriyorum ateşlerin üzerine... Anlıyorum ki yapabilir insan ne olursa... Yeter ki istesin, umut bitmemiştir diyebilsin... Güçlü olduğunu görebilsin... Sonra bakıyorum; o küçük kız beynimdeki yetişkinin bir silueti... El ele tutuşup bağırıyorlar bana; “ ..Haydi! Ne duruyorsun koş üstüne, yapabilirsin... Yetişkin sesleniyor; “Ben küçüğünü avuturum, sen koş, durma, devam et, yapacaksın!”... Evet ben yapabilirim, bu çok kolay, korkmuyorum! Heyy! Siz korkun benden!.. diye haykırıyorum süslü canavara... “Sen içimdeki çocuğu büyütemezsin... Ona bir şey yapamazsın... Ona dokunamazsın” diyorum... Duyuyor beni ve savaşını kaybeden yorgun bir cengaver gibi diz çöküyor önümde... Ve ben ona meydan okumamı her seferinde zaferle kutluyorum... 04.03.2001