Bir Başka Bügün İstanbul
Selim gökyüzünü parçalayan şimşeğin gürültüsüne uyandı.Dışarıdan yağmur kokusu geliyordu.Elini yanında boş duran soğuk yastığa götürdü içi cız etti.Kalbine bir şeyler saplandı.Yirmi yıllık karısı onu terk etmişti.Balkona çıktı.Yağmurun tekrar başlamasını bekledi.Islanmak istiyordu.Serin yağmurun içinde ki ateşi söndürmesini umuyordu.^^Bügün farklıydı^^ Kuşlar ötmüyor,deniz İstanbul’a küsmüş,hava kararmıştı.’ Evet bugün kesin farklıydı’ diye düşündü.Tekrar içeri döndü.Mutfağa girip,masanın üzererindeki bir kaç parça şeyi toplamaya başladı.Tek kadeh,tek çatal,tek tabak...Masadaki herşey çaresiz yalnızlığını tanımlıyordu.İşini bitirdikten sonra mutfaktan çıkıp,oturma odasına geçti.Boğazın kasvetli görüntüsüne bakarak kahvesinden küçük bir yudum aldı.Elini har sabah gazetesini aldığı sehpaya götürdü.Gazete yoktu.Şaşırdı.Ama doğruydu.Bir haftadır eve hizmetçi gelmiyordu.Dış kapıyı açıp,birikmiş gazeteleri aldı.Gazetelerin çokluğuna bakılırsa evden çıkmayalı epey olmuştur.
Bir kaç saat daha evde oturduktan sonra dışarı çıkmak istedi.Yağmurlu bir havada sahilde yürümek kadar güzel ne olabilirdi ki? Üstüne rahat bir şeyler giyip,kendini dışarı bıraktı.On beş dakikalık hafif ve ağır bir yürüyüşten sonra sahile vardı.İnsanlar yağurun etkisiyle karınca misali hızlı hızlı koşuşturuyorlardı.Sakin şarkılar söyleyen uslu yağmur birden sinirlenerek caddeleri döğmeye başladığında Selim boş bir bank bulup, yavaşça oturdu.Aklına eski günleri geldi.Karısıylada tesadüf eseri bir bankta karşılaşıp,tanışmışlardı.İkiside birbirlerini gördükleri anda sadec birbirlerine ait olduklarını anlayıp,ikisine de geç gelen sınırsız bir mutluluğun perçinlediği aşklarına yelken açmışlar,çok geçmedende evlenmişlerdi.evlilikleri boyunce hemen hemen hergün sahile inip,denizin büyüleci güzelliğini seyrediyorlardı.O günleri özlüyordu.Elinden hiç bir şey gelmese bile hasretle yanıp,tutuşuyordu.Kalkıp,yürümaye devam etti.Baktığı her yerde hatıralar peşini bırakmıyordu.Her şey ona onu bırakıp,giden acımasız kadını hatırlatıyordu.Biraz daha yürüdükten sonra ona kızamadığını sadece kırgın olduğunu farketti.Gençlik için onu terk eden kadına hala sırılsıklam aşıktı.Onu o kadar çok seviyordu ki .Belki geri döner diya boşanma davası bile açamamıştı.Yağmur damlaları üzerinden süzülüp, kaldırımlarla buluşmaya başladığında daha fazla ıslanmak istemedi.Bir an önce kendisini kovalayan hatıralardan kaçmak istiyordu.Hızla evine yöneldi.tam evine gelmek üzereyken, uzakta otuzlu yaşlarda ,bir seksen boylarında, siyah uzun saçlı ,oldukça yakışıklı sayılabilecek genç bir adama bakakaldı.bu genç adamı farklı kılan görünüşü değil yanında koluna girmiş olan kadındı.Selim artık bugünün çok farklı olduğuna emindi.İstanbul’da ona sırtını dönmüştü.hatıralarından kaçtığı karısının yanında yer almış.Nispet yapar gibi karısının mutlu halini karşısına çıkarmıştı.Artık buralarda kalamam diye düşündü.Bir hafta içinde herşeyini satıp,yurt dışına gitti.Beş yıl sonra yağmur sevdası yüzünden zatüre olarak vefat etti.Onu bulanlar elinde karısının fotoğrafı ve alyanslarıyla karşılaştılar.Ve ne kadar acıdır ki Selim’in vefat edişinden haberi olmasına rağmen tek bir göz yaşı dökmeyen karısının payına düşen mirası alıp,genç sevgiliyse evlenmesi olmuştu....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.