- 914 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
ŞEYTAN KAYALIKLARI
Adam yorgun bir şekilde yürümeye devam ediyordu… orta boyda, hafif kilolu,otuz yaş civarındaydı…saçları kırlaşmaya yüz tutmuştu.her ne kadar yorgunluk onu yavaşlatsada, o kararlı bir şekilde yürümeye devam ediyordu…
Yürüdüğü patika yol çok dardı.her iki yanı baharın müjdecisi olan çiçeklerle kaplıydı.kuşlar; zorlu geçen bir göç yolculuğu ardından baharla buluşmanınmutluluğuyla neşe içinde cıvıldaşıyorlardı…
İnanılması zor ama bu patika, cennet ile cehennem arasındaki bir köprüyü andırıyordu adeta. bir ucunda insanı güzel bir yaşama zorlayan bahar yaşanırken, diğer ucunda ise, uzaktan bakıldığında bile insanın içini ürperten şeytan kayalıkları bulunmaktaydı. adını, sonu olmayan uçurumlardan ve korkutucu görünüşünden almıştı…
Ellerini arkada, kemerinin üstünde birleştiren adam, arada bir, parmaklarının arasında tutmuş olduğu sigarasını ağzına doğru götürüp derin bir nefes çekerek elini tekrar arkasına götürüyordu…
Yüzüne bakıldığında, yaşadığı yorgunluğun sadece yürüdüğü yoldan kaynaklanmadığı anlaşılıyordu. gözlerinin altı buruş buruş olmuştu. alnında oluşan çizgiler yaşından büyük görünmesine neden oluyordu.gözleri dolu doluydu. adeta hüngür hüngür ağlamak için fırsat kolluyorlardı…
Adam yorgunluğuna hiç aldırmadan yürümeye devam ediyordu…bir an susadığını hiss etti.duraklar gibi oldu.etrafına şöyle bir bakındı.sonrada patikanın artık görünen ucuna… yüzünü bir gülümseme kapladı…niye durdumki diye düşündü ve tekrar ağır ağır yürümeye başladı.yürüdü,yürüdü,yürüdü…
Sonunda patikayı bitirmişti. tekrar durakladı…etrafına bakınmaya başladı…ne kadar olduğunu kendisininde bilmediği bir süre durakladı… artık zamanıdır dedi ve tekrar yürümeye başladı. elleri arkada değildi artık. ki bu şekilde o kayalıklarda yürümesi zor oluyordu. ve sonunda yolun sonuna varmıştı…yere oturup sırtını küçük bir çıkıntıya dayadı…cebinden sigara paketini çıkardı; son bir sigarası kalmıştı…sigarasını yaktıktan sonra çakmağını hemen yanıbaşında uzanan uçuruma doğru fırlattı.içtiği son sigara olduğunu oda biliyordu. bundan dolayıdırki dumanı derin derin çekiyordu içine…
Kafasındaki düşünce karmaşası o denli yoğunduki hangi birine yoğunlaşacağını oda bilmiyordu.bir an çocukluğu geldi aklına…yani yaşamındaki en değerli anlar…o dönemler ne kadarda mutluydu… ya sonrası….yaşı ilerledikçe mutsuzluğun ne olduğunu anladı… ve bu durum hep ilerledi; tıpkı yaşı gibi…
Her şeye rağmen yaşamın zorluklarıyla savaşabilmişti, aykta durabiliyordu…taki kör bir kurşun gibi yüreğine saplanan ihanete dek…bu durum onun için sonun başlangıcıydı…ve şimdi burdaydı.şeytan kayalıklarında…uçurumun hemen kenarında…
Kalktı yerinden ve uçuruma doğru yürümeye başladı. ayaklarının ucu boşluğa gelecek şekilde durdu. şimdi bir sınırın eşiğindeydi…bu gideceği son noktaydı… bundan sonrası yoktu… yaşam denen bir şey olmayacaktı; ama ihanette olmayacaktı…evet evet kimse ona ihanet edemiyecekti artık. neyi bekliyorduki artık… mırıldanarak elveda dedi; elveda her şeye,yaşama ve ihanete elveda!
Gözlerini kapatıp kendini boşluğa bıraktı…öylesine hızlı bir şekilde ilerliyorduki bedenine çarpan hava, canını acıtıyordu…geri dönüşün olmadığını oda biliyordu…ve tekrar gülümsedi…bu sefer yaşama değil kucağını açmış onu bekleyen ölüme gülümsüyordu…artık sonsuza dek onunla yaşıyacağını biliyordu…
Bir an gözünü açmak istedi…ölümle buluştuğu o anı görmek istiyordu…ki artık çok kısa bir anın kaldığını biliyordu…
Ve açtı gözlerini… oysaki gördüğü yaklaştığı ölüm değildi… dolu dolu olmuş o gözlerden yaşlar süzülmeye başladı… yatağından doğruldu ve bağdaş kurup oturdu… yatağı bile terden ıslanmıştı…bir müddet başını ellerini arasına alıp ağladıktan sonra kalktı yataktan… üstünü giymeye başladı…ilk defa ne giyeyim diye düşünmeden üstüne bişeyler alıp kendini evden dışarıya attı…hızlıca köyün dışına doğru çıktı…
Sonunun nereye gittiğini bildiği patikada yürümeye başladı;kendinden emin bir şekilde…
Yürüdü, yürüdü, yürüdü şeytan kayalıklarına doğru….bir daha dönmemek üzere…
YORUMLAR
hayatımızı birilerine endekslersek bir ihanetle yıkılırız..hayatın gerçekleri bunlar ihanette olabilir başka hayal kırıklıklarıda ..belkide en değer verdğimiz insanlar canımızı yabancılardan daha çok acıtır...güçlü olup önce kendimize bakmalıyız..yaşamın bir hediye olduğunu düşünüp onu başkaları için boşa heba etmemeliyiz...öykünün sonunda ..kişinin aydınlık güzel bir güne merhaba diyeceğini umuyordum...yüreğinize sağlık..teşekkürler..saygılar