- 3893 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
RAHATSIZ ETMEYİN..!!!! NETTEYİM..!!!!!
Nerde olursanız olun GÜNAYDIN ile başlar bütün günler, ya da başlamalı.
Ama şöyle bir düşünüyorum da,” nette günaydın”…
Nasıl olduğunu da anlamam ya…kendim hayatın içinde dökülürken, kendime bile bir “günaydın” ı çok görürken onca süslü mesajları da nasıl beceririm aklım almaz doğrusu…
Gerçekçi olalım biraz. Saat 8.30. güç bela uyanmışım. Bin bir çaba ile araladığım gözlerimle zoraki bir bakış atıyorum hayata. Düşünüyorum. Neden kalkayım ki..?? kalkıp da ne yapacağım.? Ne var ki yapılacak ? ya da hep aynı döngü değil mi ? bir kapana kısılmış gibi…Ahmet Bey’in yerine Sibel Hanım’a verilen selam tek değişiklik sanki. Oooooo !!!!! ne kadar sosyalleştim verdiğim iki selamla…
Sonra akla net takılıyor. “kalk kızım..gir nete. İki geyikle belki sıkıntın dağılır.” Aynaya bile bakmadan, belki de yüz bile yıkanmadan, kendimize kendimizi sevdiğimizin göstergesi olarak basit bir kahvaltı hazırlamaktan bile aciz, yakarak bir sigara leş gibi olmuş akşamdan kalma buruk ağız tadını bastırmak ister gibi, saç baş darmadağın…
Geçiyorum pc başına. Ooo; aman Allah’ım… bu ben miyim be…
Sanki hepsini ben yazmışım gibi … bir de öyle bir güzel sahiplenerek o canım emekleri…gerim gerim gerilerek ukalaca bloglar hazırlıyorum. o site senin bu site benim…”benden büyük edebiyatçı var mı” der gibi…genelde böyle değil midir nette bulunuş şeklimiz…
Sakın ola ki beni yanlış anlamayın arkadaşlar… bu sitemin kimse ile bir ilintisi elbette ki yok. Hemen hemen her konuda kendimi sıkça sorguya alan bir alışkanlığım var. Bu da o sorgulamalardan biri sadece. Ve sizinle paylaşmak istedim.
Bir de madalyonun diğer yüzü var tabii… hani gerçekten iki kelama ihtiyacımız olduğu için, kendimize ciddi anlamda saygımız olduğundan ve kendimize yakışanı aradığımız, emek hırsızlığı yapmadan paylaşım yoluna gittiğimiz bir şekli olmalı diye düşünüyorum.
Gerçekten sıcak bir “GÜNAYDIN”a ihtiyacımız olduğu için mi o güzelim , sevgi dolu yürek sesi mesajlar…???
Açtığımızda bilgisayarı bir iki günlük haber araştırması yaptık mı? Neler olup bitiyor yaşadığımız dünyada merak ederek gezindik mi bir iki sitede?
Öyle ya.
Bir dokunma ile dünya elimizin altında. Bildiğimiz doğrulara bir yenisini ekleyebildik mi bugün? Ya da” bunu da yanlış biliyormuşum” dediğimiz oluyor mu? En sevdiğimiz şairin bir şiirini daha okuduk mu” aaa bu da onunmuş” diyerek? Ya da ne bileyim… yeni çıkan bir iki kitaptan haberdar olduk mu? Bunları alabildiğine çoğaltabiliriz tabii…
Gün içinde bir iki kişinin yüzüne tebessüm, üşümüş yüreğine küçük bir ılıma bırakabildik mi paylaştıklarımızla?
Aslında bir çoğumuz (ben dahil olarak bu kategoriye) hayatımızda oluşan boşlukları doldurmak için girdiğimizi sanırız nete. Ama yapılması gerekenleri yapmadığımızdan veya ertelediğimizden oluşmaz mı o boşluklar???
Doğru olan bir boşluk değil bir arayış olmasıdır bu eylemin altında yatan.
Hayatımızda ters gidenlere bir baş kaldırıdır sanki. Düzeltemediğimiz düzene,
Karşı gelemediğimiz toplumsal veya kişisel baskılara bir isyan…bir sesleniş…,,
Kimimizde kendini ispatlama çabası…kimimizde öğretilmiş baskılardan fırsat bulamadığımız kimliğimizin diğer yarısını sunma arzusu…”bu benim…ben de varım” sesleri sanki. Sevgisiz kaldığını sananın sevgi arayış platformu, hayata küsenin, tek şamarı hayattan kendinin yediğini düşünenin kendine özgü yeni dünyası.
Hiç bir şeyin yasak olmadığını sandığımız, her haltı yapabileceğimize inandığımız, tüm yasakları delebildiğimiz ve bunun keyfine vardığımız,yani kısaca “KENDİMİZ” olduğumuz tek yer belki de…
Eğer hakkını verebiliyorsak net oluşumunun bize yakışan şekli ile… aynı zamanda ihmal etmeden hayatımızda ki gerçekleri… Ne mutlu bize…
Elbette demiyorum ki net başına takım elbise ile oturalım…bu sadece acizliğimizi dile getirmek için bir benzetme.biz şunu biliyoruz ki net kendimizi en rahat hissettiğimiz yer. Yanılmıyorum değil mi arkadaşlar?
Asıl sorun kendimiz olabiliyor muyuz, olamıyor muyuz? Veya doğru mu kullanıyoruz hani olması gerektiği şekli ile..Oysa ne büyük bir imkan ulaşamadığımız imkansızlıklara.
Kendimi de bu gruba dahil ederek sanmıyorum demek zorundayım arkadaşlar.
Küçük bir ayrıntı ile açarsak, mesela ben… gerçek hayatta “SEVGİ” iken burada neden viki650.
O kadar çok öğretilmiş baskı var ki hayatımızda, burada bile aşamıyor o baskıları insanoğlu. bütün isyanları, serzenişleri ya da “bu benim” çabalarını başka başka kimlikler altında yapıyoruz.
Aslında ne kadar tuhaf değil mi. dünyadaki insan sayısını düşünün… ve bu insanların küçümsenmeyecek bir kısmının nete girdiğini düşünecek olursak.
Her nete giren iki insandan sadece birinin nick kullandığını düşünsek,,Yani iki kimlikli. Her kimlik farklı bir beyin, farklı bir düşünce…doğru kullanılması ne kadar önemli onu göstermek için verilen bir örnek bu sadece.yani net bir düşünce patlaması adeta, bir kimlik patlaması.
Ciddi bir fikir pazarı. Alıcısı ve satıcısı bol olan.
Buyrun arkadaşlar. Hodri meydan.
Sanıyorum ki net kullanımında daha dikkatli, daha olumlu, daha verimli kullanma zorunluluğu olduğuna sizler de katılıyorsunuz. Bu platformda bu konuda ki fikirlerimizi sıklıkla dile getirerek en azından beyinlerin bir tarafına soru işareti bırakmak, kişilerin kendilerini sorgulamalarını tetiklemek bu doğrultuda yapabileceğimiz en basit işlem olmalı.
Netin doğru kullanılması ve güzel amaçlara hizmet etmesi adına…
Şimdiden teşekkürler…
"BU YAZI AFFA SIĞINARAK DÜŞTÜ DEFTERE...
O KADAR ÇALINTI ŞİİR ASILDI Kİ DEFTERE GİRDİĞİM GÜNDEN BU YANA...ÜZÜLDÜM AÇIKCASI..
"NEDEN BU KADAR OKUMA ÖZÜRLÜYÜZ.NEDEN BU KADAR MERAKLIYIZ BAŞKALARININ ÜZERİNDEN PRİM YAPMAYA ,OKUMANIN YAZMAKTAN DAHA BÜYÜK BİR ERDEM OLDUĞUNU NASIL ÖĞRETECEĞİZ BU İNSANLARA...BİLMEZLER Mİ Kİ OKUYANI OLMASA KİME YAZILIR BUNCA ESER...YA DA TAKTİR ETMEK YAZILANI DAHA MI ZOR O EMEĞİ FÜTURSUZCA SAHİPLENMEKTEN..."DİYE DÜŞÜNMEDEN EDEMEDİM..
TAKDİR DEDİM, BEĞENİLMESE ÇALINMAZLAR SANIRIM.
YAZAN KALEMİN DUYGUSUDUR O, YAŞADIĞI ANIDIR, YAŞAMAYI ARZULADIĞI HAYALİDİR..SEVGİLİSİ, KARISI, KOCASI, ÇOCUĞU , ANASI, BABASI, MEMLEKETİDİR O..YAZILANI ÇALMAK BUNLARI ÇALMAK GİBİDİR HERHALDE...NASIL BÖYLE BİR TOPLUM HALİNE GELDİK Kİ UYKULARDAN RÜYALARI, İNSANLARIN KOYNUNDAN SEVDİKLERİNİ ÇALABİLİYORUZ..
BENİM GÖZÜMDE EMEK HIRSIZLIĞI BUNA EŞDEĞER.KİM NE DERSE DESİN...OKURSAN HIRSIZLIĞA GEREK KALMAZ ..ZATEN O KELİMELERİ SEN DE TÜKETEBİLİRSİN...
DAHA ÖNCE YİNE BUNA BENZER BİR AMAÇLA KALEME ALDIĞIM BU YAZIYI ASMAK İSTEDİM SAYFAYA..."
SEVGİ VE SAYGILARIMLA...
YORUMLAR
-duyarlilik adina seni kutlarim Sevgi... paylastigin icin Allah razi olsun, hakkini helal et lütfen...
-yazini cok begendim, bütün yazin güzeldi ama alt kisimda yaziya aldigin konu dahada önemliydi, bence...
*
-kimlikler sekillenmis ve yabancilasmis...
-isimler, yüzler saklanir olmus...
-bir yerlere adimliyoruz ama adres neresi bilmiyoruz, akillar durmus bilincler körelmis... sonumuz hayir ola...
*
-dilerim bu yaziyi herkes okur ve arlarinda calinti yapan varsa, yaptigi emege saygisizliktan vicdani sizlar, sayet vicdani kaldi ise...
-iste, var aramizda kendine harami helal sayan sahsiyetler... ben henüz dün onlardan birine sahit oldum maalesef...
sevgi ve muhabbetle kal...
HER BİR HARFİN , NOKTANIN,VİRGÜLÜN ALTINA İMZAMI ATABİLECEĞİM BİR KONUDUR BU YAZI....
KALEME ALDIĞINIZ İÇİN
KAPATIYORKEN, GERİ DÖNÜP OKUTTUĞUNUZ İÇİN
DURUŞUNUZ İÇİN TEBRİKLER.......SAYGILAR.......SEVGİLER....BİNLERCE NET KİŞİLİK İÇİN BİN GÜL BIRAKTIM YÜREĞİNİZE...
BRAVO......TAKTİR ETTİM...