- 786 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Daldan Dala
Belgeseller hariç, televizyon izleme merakı yoktu. Televizyondan gelen hayvan sesleri dikkatini çekince kulak kabarttı. İniltili sesler ve bağırışlar artınca televizyonun bulunduğu salona geçti. Belgeselin konusu maymunların üremesiydi. “Harika” diye düşündü. İzlemeyi tüm duyularıyla dikkatlice ve heyecanla sürdürdü.
Başrol oyuncusu maymun, elinde bulunan muzu yemeye çalışırken; önündeki dişisiyle üreme aktivitesini gerçekleştirme çabasındaydı. Boşta kalan eli ile yan daldaki genç maymunun kırmızı ve çıplak kıçını okşamakta; burnu üst daldakini koklamakta; gözleri ise başka daldaki maymunu gözlemekteydi. Nüfus artışı, doğum kontrol, periyodik takvimden habersiz işine devam ediyordu. Küresel ısınma, asit yağmurları, ozonun incelmesi umurunda bile değildi. Topluluğundaki hiyerarşik düzen içerisinde yaşamını muz ve cinsellik üzerine kurmuş, popülasyondaki dişilerin hakkını vermeye çalışıyordu.
Belgeseli izledikten sonra bütün bu faaliyetleri aynı anda gerçekleştirebilme yeteneğine sahip olan canlının maymun oluşunu yadırgadı. İçini bir kıskançlık dalgası sardı. Bir an kendisini onun yerine koyarak hayal kurmaya başladı. İleri yaşına rağmen kendi performansı için “Allah’a şükür” diye düşündü.
Bu izlek sonrası hormonsal değişiklikleri ile birlikte yatak odasının yolunu tuttu. Eşini lamesli pide gibi yatağa uzanmış, başına yorganı çekmiş, uykunun en derin deminde horultusuyla hızar çeker vaziyette gördü. Bu durum bütün arzularını bir anda söndürdü. “Zaten böyle zamanlarda eve aldığım patatesleri püre yapıp, tülbentle başına sararak hasta numarası yapan birinden ne beklenir?” diye düşündü. Çaresiz yatağa uzanıp uyumaya çalıştı.
Sabahleyin kan ter içinde uyandı. Bir şeyleri arar gibi heyecanla etrafına bakındı. Patates düşmanı eşini gördü. Elinde muz ile peşinden koşturan çılgın maymun etrafında yoktu. Gördüğünün bir rüya olduğunu anlayınca derin bir soluk aldı. Kahvaltı yapmayı bile düşünmeden evden ayrıldı. Çünkü yemek ona elinde muz ile peşinden koşturan maymunu anımsatıyordu.
Çalışmakta olduğu okulun yolunu tuttu. Okula ulaştığında hala izlediği belgesel ve gördüğü rüyanın etkisinden kurtulamamıştı. Çalan zili duymadı. Öğrencilerin uyarısı ile sınıfın yolunu tuttu. Ders anında istemsizce, yaşadığı olayları anımsıyordu. Bir ara anlattığı konu ile bağlantı kuran öğrencilerden biri:
— Öğretmenim, yeniden dünyaya gelseniz ne olarak gelmek istersiniz? diye sorunca; gayri ihtiyari:
— Maymun, dedi.
Sınıftaki öğrenciler beklemedikleri bu yanıt karşısında şaşkın bir yüz ifadesiyle birbirlerine bakakaldılar. Ağzından çıkan “maymun” kelimesinden sonra “neden?” diye sorarlarsa ne diyeceğini düşünmeye başlamışken bir öğrenci arkadaşını dirseğiyle dürtüp kulağına alaycı bir yüz ifadesiyle bir şeyler fısıldamaya başladı. Bu fiskos kısa bir sürede tüm sınıfa yayıldı. Öğrencilerden biri öğretmeninin beklediği soru yerine:
—Daldan dala ha öğretmenim; daldan dala, dedi.
Sınıftaki öğrencilerin hep birlikte gülüşmelerine katılmak zorunda kaldı.
Mehmet Kuvvet
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.