- 1022 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
kaç yıl geçti?
Kaç yıl geçti aradan ayrı ayrı
Bitsin artık bu hasret kavuşalım gayrı"
Diye geçer mısralar, bu şarkıyı aklıma getiren yıllar... Yirmi koca yıl geçmiş bir ömür dile kolay! Bir ömür ve bir anda anlatılmayacak kadar çok yaşananlar...
Beni almaya geldiğin yere doğru yürürken ne anılar geçti gözümün önünden, kırk yıl geçmiş olsa bile üzerinden herşeyi unutsam, bir şeyi unutmayacakmışım... Onuda dün anladım...
Beyazlar içerisinde bir kuğu gibi, kırmızılı bir sülün gibi, havaya karışmış eski bir anı gibi karşımdasın... Artık reşit olmuş bu çocuk, defteri yaşamak sayfaları ile kabarmış, yüreği hala ilk heyecanla atıyor olsada...
Bir bilsen ne çok şey var bilmediğin...
Bilemesemde bendn uzak neler yaşadığını!
Seni ilk gördüğüm anda yolun karşı tarafındaydın sanki biran koşmak istedin, duraksadın...
Neydi durduran, korkuların mı? Yoldan geçenler mi, ne derler acaba dediklerin mi?
Neyse boşver!
Ya o eski günler geçti mi film gibi gözlerinin önünden? Geçmişe dair pişmanlıklarımız mıydı bizi bu denli hırçınlaştıran?
Ne çok soru vardı cevaplanmayı bekleyen, cevaplanamayan...
Saçlarımız tel tel beyazlamış, birbirimizden ayrı ne günler yaşamışız!
Saatlerce konuşmadan yüzündeki her çizgiyi ezberlemek istedim, fakat konuşacak o kadar çok şey vardı ki, biz saçmalayıp durduk, sanki aradan geçen yirmi yıl bir anda geri gelmiş gibi, kaldığımız yerden devam edermiş gibi... İlk aşk gibi, ilk tutku gibi, kimsenin yaşamadığı gibi...
Bir tek sen anlarsın beni, bir tek sen... İçimde herşeye rağmen yeşeren yavru bir keklik gibidir sevda... Bir şen, bir hüzünlü, kırmızı güldür yüreklerimiz... Konuşurken utanmayı unutmamışız...
Gözlerimizin etrafına hareler siniyor, hareler dediğime bakma maksatlı söylüyorum... Kozmetikçi tuzağı ile bakmıyorum yüzüne, ben bilirim her çizgi hayata attığı imzadır yaşayanın... Ölüler ihtiyarlamaz bilirsin!
Yaşam ve hüzün dolu gözlerini görmek güzeldi... O içerisinde her rengi barındıran, siyah, kahve, ela, yeşil gözlerin... Dünyanın bütün renkleri içerisinde ve Datça mavisi bakıyor dünyaya onun gözleri...
Gizem doluydu kahkahalar, fakat eminim biz şarkılar söylemeliydik... Kah gülüp kah ağlayarak... Kaç aşk sığdı gönlüne ve kaç ayrılık sürgün ettiler, ay büküldü gecenin katran karası hayallerinde...
Şimdi ellerine dokunmak yeniden ne güzel ve gülerken bile bana milyon aşk hikayesi anlatan gözlerin aklımda hala... Diyor ki, ahh bilemediler, ah anlayamadılar, ah denemediler bile... Aşk ile yanmak adamların ve kadınların işidir dedim... Kaç adam ve kaç kadın kaldı bizden geriye?
Ağlasanda, gülsende içimde hala eskisi gibisin... Anılarımın en taze kokusu hoşgeldin, seni ne çok özlemişim... Beni bana getirirken birbirimizi yormadık dilerim... Şimdi uyu, ve gönlüne bir yıldız tut göğün en yüksek tepesinden bilki birgün gelecek aşk penceremizden...
Sardunyam
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.