- 1036 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
al parti
AL APARTİ
(Alternatif ve Değişim Partisi)
GELİYOR
Türkiye’de ak partinin
alternatifi olarak kurulan genel başkanlığını Mustafa Reşat Burkan’ın yaptığı, kurucusunun ise Metafizik uzmanı ve psikanalist-yazar Gökhan Hani’nin olduğu yeni bir değişim partisi kuruldu.
Gelinen siyasal süreçte ülke meclisine yeni bir Alparti ile bilimsel siyaset diyalektiği anlayışıyla güçlü, donanımlı, genç ve adil bir partinin gelmesi zamanı gelmişti diye açıklama yapan Metafizik uzmanı ve Yazar Gökhan Hani alpartinin ambleminin güneş ve burma bilezikten oluştuğunu kaydetti. Güneşin ülkeye aydınlık, eşitlik, özgürlük ve barışı getireceğini, burma bileziğin ise bereketin ve zenginliğin simgesi olarak ülkeyi kalkındıracağını söyledi.
Metafizik uzmanı Gökhan Hani ALPARTİ’Yİ, akparti iktidarına karşı bir alternatif değişim partisi olarak kurulduğunu kaydederek, şu açıklamalarda bulundu; Gelişmeye açık ülkeler ancak çok partili anlayış içerisinde demokratik zenginliklerini koruyabilir ve geliştirebilir. Çoğunluğunun Siyasetten küsmüş, ümütsiz ve her şeyden el ayağını çekmiş kişilerin oylarını alarak tek başına iktidar olmuş bir parti anlayışı çok tehlikelidir. Gelişmeye açık ülkelerde tek başına iktidar olma anlayışı, o ülkenin sosyal, siyasal ve ekonomik alanda gelişimini engeller. Gerçek demokrasilerle yönetilen hiçbir ülkede bir parti tek başına halk oyunun yarısını alamaz. Eğer gelişmekte olan bir ülkede bir parti halkın yarısına yakın bir oy alarak tek başına halkın yönetimini ele alabiliyorsa, o ülkede müalif partiler kendi hatalarını görmeyecek kadar körleşmiş demektir. Ülke yönetimine geçen iktidar parti, mecliste tek başlarına yasa çıkartabiliyor ve değiştirebiliyor ise devletin üç önemli organlarını da ele almışlardır demektir. Bir ülkede üst üste iktidar olan parti, kendi ideolojik yönetimini tüm kesime dayatmak için devletin tüm kurumlarında hatta yasama organının en yetkili organını da kendi kadrosundan tamamlamış ise; o ülkenin artık gelişme sürecinde kısır döngüler başlamış olacaktır. Kadrolaşma tek başına iktidara gelen partilerin ideolojilerini yaymasının yolunu açarak, ülkenin geçmişten beri gelen siyasal anlayışını bile değiştirebilecek güçtedir. Hem mecliste hem de siyasetten bağımsız kurumlarda kadrolar oluşturarak gerçek ideolojilerini yavaş yavaş, sindire sindire uygulamaya koyulacaklardır. Bu olgu gelecek olgular için çok tehlikeli sonuçlar doğuracaktır, açıklamasını yaptı.
Artık gelişmekte olan ülke meclisine yeni bir AL PARTİ ile bilimsel siyaset diyalektiği sürecinde güçlü, donanımlı ve adil bir partinin gelmesi zamanı gelmiştir. AL PARTİ yavaş yavaş gelişerek geliyor. Alev alev geliyor.
AL PARTİ GELİYOR...
Demokrasi;devlet olma ilkesi içerisinde,aynı coğrafyada yaşayan tüm halkların temel hak ve hürriyetlerini koruyan,yasalar önünde herkesin eşit olduğunu savunan en etkili ve en güçlü bir yönetim şeklidir.Demokrasi ile yönetildiğini iddia eden ve tüm dünyaya demokrasi savunuculuğunu yaptığını sanan bazı gelişmeye açık ülkelerin yasama,yürütme ve yargı işleyiş sistemlerine bakıldığında,anti-demokratik yasalarının hüküm sürdüğü bir durum gözlenmektedir.Gelişmeye açık ülkelerin çoğu,kendi içerisinde kanserleşmiş yaralara cerrahi operasyonlar yaparak,o yarayı tedavi edeyim derken,kanserleşmiş hücreleride beraberinde yok ettiğinin bilincinde midir?
Gelişmeye açık ülkelerin demokratik ağı içerisinde yasama,yürütme ve yargı gibi güç birlikleri ayrılık göstermesi gerekirken,yargı gibi siyasi olgu ve olaylardan bağımsız olma ilkesini kendi içerisinde değişmez bir prensip olarak kabul etmiş bir organ nasıl olurda,eşitsizlik içerisinde kararlar verebilmektedir.
Yargı organı eğer eşitsizlik içerisinde hüküm ve kararlar ile bir ülkenin yürütme ve yasama organlarından kendini ayrı bir kuvvet hissedemiyorsa; o ülkenin demokratik yönetiminin iç dinamiklerinin tıkandığı noktada;artık bağımsız kararlar veremiyor imajını doğurur.Unutulmamalıdır ki!Yargının bağımsızlığı elinden alınmaya zorlanıyorsa, yasalar önünde herkes eşittir gibi demokratik prensiplerden taviz verilmeye başlanmıştır demektir.Yargı; aldığı kararlarla zengini daha zengin,fakiri daha fakir;suçluyu güçlü,suçsuzu haksız çıkarabiliyor ise o ülkede haksız kazançlar,hayali ihracatlar,suç örgütleri,çeteler,cinayetler,hırsızlık ve kavgalar hüküm sürecektir.O ülke artık yaşanmayacak kadar geleceği karanlıktır.
Gelişmeye açık ülkeler ancak çok partili anlayış içerisinde demokratik zenginliklerini koruyabilir ve geliştirebilir.Çoğunluğunun Siyasetten küsmüş,ümütsiz ve herşeyden el ayağını çekmiş kişilerin oylarını alarak tek başına iktidar olmuş bir parti anlayışı çok tehlikelidir.Gelişmeye açık ülkelerde tek başına iktidar olma anlayışı,o ülkenin sosyal,siyasal ve ekonomik alanda gelişimini engeller.Gerçek demokrasilerle yönetilen hiçbir ülkede bir parti tek başına halk oyunun yarısını alamaz.Eğer gelişmekte olan bir ülkede bir parti halkın yarısına yakın bir oy alarak tek başına halkın yönetimini ele alabiliyorsa,o ülkede müalif partiler kendi hatalarını görmeyecek kadar körleşmiş demektir.Ülke yönetimine geçen iktidar parti,mecliste tek başlarına yasa çıkartabiliyor ve değiştirebiliyor ise devletin üç önemli organlarınıda ele almışlardır demektir.Bir ülkede üst üste iktidar olan parti,kendi ideolojik yönetimini tüm kesime empoze etmek için devletin tüm kurumlarında hatta yasama organının en yetkili organınıda kendi kadrosundan tamamlamış ise; o ülkenin artık gelişme sürecinde kısır döngüler başlamış olacaktır.Kadrolaşma tek başına iktidara gelen partilerin ideolojilerini yaymasının yolunu açarak,ülkenin geçmişten beri gelen siyasal anlayışını bile değiştirebilecek güçtedir.Hem mecliste hem de siyasetten bağımsız kurumlarda kadrolar oluşturarak gerçek idolojilerini yavaş yavaş,sindire sindire uygulamaya koyulacaklardır.Bu olgu gelecek olgular için çok tehlikeli sonuçlar doğuracaktır.
Yeni bir parti anlayışı gelişmekte olan ülkeye çok büyük faydalar sağlayarak,müalif partilerin aldığı %10 ve %15 gibi çok düşük bir temsil ile mecliste yer alan partilerin diğer seçimlere girmesini ya engelleyecek ya da başarısız olan parti başkanlarını değiştirmek zorunda kalacaktır.Çoğu gelişmekte olan ülkelerde müalif parti başkanının yetersizliği,iktidar partinin başkanını ön plana çıkartarak popilist duruma getirir.
Artık gelişmekte olan ülke meclisine yeni bir AL PARTİ ile bilimsel siyaset diyalektiği sürecinde güçlü,donanımlı ve adil bir partinin gelmesi zamanı gelmiştir.AL PARTİ yavaş yavaş gelişerek geliyor.Alev alev geliyor.
BİLİMSEL SİYASET DİYALEKTİĞİ:Bilimsel siyaset diyalektiği insanı,toplu halde ve yerleşik düzene geçmiş bir konum içinde yaşayan varlık olarak ele alan doktrinler bütünlüğüdür.Bilimsel siyaset,siyasal otoriteyi,bu otoritenin oluşumunu,kaynağını,gücünü,işleyiş fonksiyonlarını,siyasal otoriteyle bireyler arasındaki ilişkiyi ve ideolojik gelişmelerini inceler.Başka bir değişle bilimsel siyaset gelişen ve değişen global dünyanın ideolojik yapılarına uygun zemini kuran,çağdaş ve aktüel sorunlara analitik yaklaşan fonsiyonel işleyiş dimamizmidir.Bilimsel siyaset diyalektiği epistemolojik ve pozitivist temelli bilgi felsefelerinden doğması,geleneksel siyaset anlayışının tıkadığı birey,toplum,sivil toplum,devlet,iktidar,yönetim,hukuk ve bürokrasi gibi siyaset kavramlarının yeniden yapılanmalarına olanak tanıyan ekol olarak gelişmiştir.İlkel ve geleneksel siyasal işleyiş mekanizmalarının bilimsellikten uzak doktrin ve ideolojik anlayışlar içerisinde kalması, proğramatik ve motodolojik açılımlarının halka gerçek dışı yansımasına ve halkın siyasete küstürülmesine neden olmuştur.Bu bağlamda bilimsel siyaset diyalektiği plan-proğram ve sistemini halkın aktif olarak katılacağı bilimsel platformlarda hayata geçirecektir.
Geleneksel ve rutin siyaset anlayış mekanizmalarını sürdürmeye çalışan hükümetler;ekonomik,sosyal,siyasal ve toplumsal işleyiş proğramlarını,yönettikleri ülke halkına mecburi ve zorlayıcı yasalarla empoze etmeleri,o ülkeyi ve ülke halkını gelişmiş ülkelerin gerisinde bırakmıştır.
Gelişmeye açık ülkeler,geçmişte yaşanan siyaset anlayışlarının başarısızlıklarını görüp,yeni gelişen global dünya anlayışının bir modeli olan bilimsel siyaset diyalektik öğretilerini, hazırlayacakları hükümet proğramına alıp,aktif hale getirmeleri,siyasal anlamda hükümetlerin başarılı olmalarını sağlayacaktır.Eski felsefi sistemler gibi eski siyasi doktrin ve ideolojiler de yeni gelişen ve büyüyen dünya yönetim anlayışının gerisinde kalmışlıklarını görerek,terminolojik aksiyon biçimleriyle de reformize olmaya gayret gösterme çabasındadır.
Bilimsel siyaset diyalektiği ise;felsefi, bilimsel ve siyasi doktrin ve ideolojik terminolojiler ile bütünleşerek temellemesini kurmuştur.Terminolojik işleyiş temelinde halk ile iktidar arasında uygun dönüşümlü demokratik süreçler oynar.Halkın oylarıyla iktidara gelen parti veya partileri ve millet meclisine taşıdıkları muhalefet parti veya partileri demokrasinin kendi kendini yönetim anlayışıyla denetleme fırsatını yakalayacaktır.
Bilimsel siyaset diyalektiği terminolojisini teorikte bütün plan-program ve sistemsel işleyişleriyle birlikte ele almamızdaki amaç; Halkın siyasal yönetim sürecinden,uzak tutulmuş bir ferdi olarak,demokrasi ve toplumsal örgütlenme biçiminin,her bireyin yönetim sürecinde eşit oranda yetki ve sorumluluk almasına uygun zemini hazırlamaktır.
Demokrasinin uygulanış şekli ile siyasal denetimi doğrudan doğruya halkın ya da düzenli aralıklarla seçtiği temsilcilerle, toplumsal ve ekonomik durumları ne olursa olsun bütün yurttaşların eşit sayıldığı toplumsal örgütlenme biçimini bilimsel siyaset diyalektiğinde yeniden yaratmaktır.
Bilimsel siyaset diyalektiğindeki öğretiler:
1.Demokrasilerde siyasal denetim hakkı, halka verilmeli bu sebeple halk siyasi anlayışında kayıtsız, şartsız egemen sayılmalıdır.
2.Demokrasilerde vatandaş olan her bireyin, eşitlik ilkesi gereği, siyasal kurumları denetleme hakkına sahip olması gerekir.
3.Temsilci belirleme ve seçme işinde, her birey eşit haklara sahip olmalıdır.
4.Demokrasi ve toplumsal örgütlenme gereği her bireyin yönetim sürecinde eşit oranda yetki ve sorumluluk alacak ve yönetim sürecine eşit haklarla katkı yapacak ortamlar oluşturulmalıdır.
Geleneksel ve rutin siyaset anlayışlarının tıkandığı noktaları, bilimsel siyaset diyalektiği doktrini ile inceleme altına alarak şu çıkarımları ortaya çıkardık.
a-)Siyasi partiler, halk dinamiklerini demokrasi kültüründen uzak tutan bir yapıdadır.
b-)Siyasi partiler merkezi ve dikey bir yapılanmayı benimsemektedir.
c-)Siyasi partiler feodal bir yapı görünümündedirler.
d-)Siyasi parti davranışları, devlet örgütü anlayış amacına örtüşmeyecek konumdadır.
e-)Siyasi partiler devlet örgütü kapısında ihale bekleyen sermayenin müteahhitlik firmaları görünümündedir.
Demokrasiyi kendi içlerinde tam olarak yaşatamayan ülkelerdeki geri kalınmışlık, bilimsel siyaset diyalektik öğretisini bağlamaz. Bu açıdan geleneksel siyaset anlayışındaki yönetimlerin uygulama yanlışlıkları şöyledir:
1.Yönetim sürecinde uygulanan baraj sistemi ile halkın büyük bir kesiminin temsil edilme hakkı elinden alınmaktadır.
2.Yönetim süreçlerinde halkın özgür iradesi ile temsilcisini belirleme ve seçme olanağı yoktur.
3.Mevcut yönetim sürecinde halka karşı sorumlu olması gereken bürokrat, partilere sorumlu ve onların uzantısı olması gerekir.
4.Medya, yönetim sürecinde, bazı çevreler tarafından özgünlük ve tarafsız değerini kaybetmektedir.
5.Mevcut yönetim sürecinde gençliğin önü kesilmekte ve ülkenin gelecekleri ipotek altına alınmaktadır.
6.Mevcut yönetim süreçlerinde kadınların temsil oranı siyasi partilerin inisiyatifine bırakılmamalıdır.
Bilimsel siyaset diyalektiği bütün öğretileri ile yönetim ile halk arasında dönüşümlü demokrasinin yaşanmasına olanak tanıyan bir işleyiş sistemidir. Bu işleyiş sisteminin tüm verileri ve uygulama şekilleri ülke halkı ve yönetiminin anlayışına daha fazla demokratik anlayış kazandıracaktır.
Bilimsel siyaset diyalektiğinin tüm işlev ve öğretilerinin plan-program ve fonksiyonel aksiyon yapıları Metafizik Uzmanı Gökhan Hani tarafından üretilmiştir. Demokratik siyasal yapıyı evrensel anlamda tüm ülke halklarının yaşaması adına, bilimsel siyaset diyalektiği doktrini geliştirilmiştir. Bu siyasi sistemin açılımları çok geniş olduğundan, site formatında yayınlanmayacaktır. Bilimsel siyaset diyalektiği doktrini bizimle irtibata geçecek tüm ulusal siyasi partilere tüm yönleriyle paylaşılıp, eksik yönleri eleminize edilerek, siyasi parti yönetimlerinde kullanılması sağlanacaktır.
Bilimsel siyaset diyalektiği formatında yer alan dil ve siyaset felsefe yapıları eklektik anlayışla yeni gelişen global dünya siyasi anlayışlarına uygundur.
Değişmeyen tek şey değişimdir anlayışıyla hareket eden tüm siyasi otoriteler başarılı olmaya hazırdır.Modern ve çağdaş görüşlerin birleştiği tüm siyasi aksiyonlar tarihten bu güne kadar,ülke yönetimlerinde söz sahibi olarak,siyasi partileri iktidara taşımıştır.
<>
Metafizik Uzmanı Gökhan Hani.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.