Barış Manço ve Türkçe
Yıl sanırsam 1997.Televizyonda klip seyrediyorum. Rahmetli Barış Manço Japonya’da konser vermiş onu gösteriyordu.
Konser verdiği salon hınca hınç dolu. İşin en ilginç yanı konsere gelenlerin büyük çoğunluğu Japon seyirciler. Ellerinde ay-yıldızlı bayraklar, dillerinde ’’Gülpembe, Dağlar’’Barış Manço şarkıları.
Gurur duymamak elde değil. Bir Türk çocuğu olarak bu durum beni gururlandırdı. Bir Türk sanatçısının Türkçe şarkılarının yabancı bir ülkede böyle tutulması ve sevilmesi beni oldukça sevindirmişti.
Şimdi ise yerin dibine geçiyorum. 2- 3 yıl önce ‘’Mustafa Sandal’’ Almanya’da bir televizyon programına katılmış dilinde Türkçe den almanca ya çevrilmiş bir şarkıyı, arkasında Türklüğün sembolüymüş gibi sunulan 3- 4 tane dansözün kıvırması eşliğinde söylüyor.
Derken Eurovision yarışmasında ilk defa Sertap Erener’le birinci olduk ama kendi dilimizle değil İngilizceyle Oktay Sinanoğlu’nun deyimiyle Tarzancayla şarkı oldukça güzeldi Türkçe söylese belki gene kazanırdık ama yabancılaşıp çağdaşlaşmada üstümüze olmadığı için gururumuz yarım kaldı. Beni daha çok üzen her yabancı ülkemizde tercümanla gezerken Sertap Erener’in Almanya da katıldığı programda tercüman almadan yine çok bildiği yabancı dille sohbet etmesi beni oldukça üzdü.
Aklıma Atatürk’ün bir hikâyesi geldi. Birgün Fransa büyük elçisi Atatürk’e ziyarete gelir Atatürk Fransızca bildiği için yanına tercüman almayı gerek duymaz. Bunu öğrenen Atatürk hemen yanına Fransızca bilen tercüman çağırır ve büyükelçinin şaşkın bakışları arasında sohbet sırasında Türkçe konuşur ve tercümanı Fransızcaya çevirir. Böylece bu milletin gerçek bir önderi atası olduğunu cümle âleme ispat etmiştir. Onun izinden gidelim çünkü dil biterse kültür, kültür biterse millet çöker, millet çökünce de devlet yıkılır. Sonrada önce dinini sonra dilini unutur tarihten silinir gidersiniz. Avarlar gibi, onlardan geriye tulumdan başka şey kalmadı bugüne ulaşan.
Sertap Erener’den sonra Athena da İngilizce söyledi ilk üçe girdik. Sonraki yarışma tam bir faciaydı. Belki şarkı Türkçeydi ama kostümler figürler bize ait olmayan Hint öğesi taşıyan değerlerdi ve sonuç tabiî ki hezimet oldu. Yunanlı şarkıcı bize ait olan (baklavadan, lokumdan, Hacivatla Karagözden sonra horona, kemençeye sahip çıkarak) horonla kemençeyle Karadeniz havasıyla bizim değerlerimizle birinci oldu. Her ne kadar bu Pontus’u kabul ettirmek gibi siyasi niyetleri su yüzüne çıkmış olsa da gizli amaçlarını dünya kamuoyuna bizim yapamadığımızı kendi müziğimizle böylece dünyaya kabul ettirdiler.
Yine şubat ayındayız aradan sekiz yıl geçti. Barış Manço’yu kaybettiğimiz aydayız. Belki uzun saçlarıyla yüzükleriyle onu yadırgadık. Ama o Uzakdoğu’da ki Japonlara bile Türkçeyi sevdirecek kadar şarkısını yabancı dile çevirmeyecek kadar Türkçeye diline sahip çıkan bir Türktü.
Mekânı cennet olsun
Gözlerimizde yaş kalbimizde sızı
Unutmadık unutamadık seni
1 Şubat 2007
Hüseyin Özbay
YORUMLAR
Evet, Barış Manço farklıydı, hem de çok farklı...
Şarkılarının sözleri anlam yüklüydü ve "bir" nesil değil birçok nesil onunla büyüdü, büyüyor. O inançlı bir insandı ve diline de sahip çıktı. Allahü teala rahmet eylesin. Barış Manço'yla ilgili okuduğum bir hatıra çok hoşuma gitmişti, okumak isteyenler için aşağıya linkini yazıyorum.
http://www.turkiyegazetesi.com/makaledetay.aspx?ID=400907
Kaleminize sağlık, saygılar...
Dil bir milletin özgürlüğüdür, şerefidir. bir dönem Arapça ve Farsça hayranlığıyla vermişiz özgürlüğümüzü, şimdi İngilizce hayranlığıyla veriyoruz.
diline sahip çıkan, dilini hakim kılar. dilini hakim kılan da dünyaya hakim olur. dil, güç demektir. Maalesef biz gücümüzün farkında değiliz. kapıldık bir batı hayranlığıyla sürüklenip duruyoruz.
kutluyorum, güzel bir konuya temas etmişsiniz.
Sayın Hüseyin Özbay ,bu değerli yazınızı bizlerle paylaştığınız için teşekkür ederim.
Yunanistan da yaşllar hala Tourkiko kafe der ya da siyah beyaz filmlerde adam uşağa seslenir:
"Ena Tourkiko kafe,metrio" Bir orta Türk kahvesi" dir dilimize tam çevrimi.
Bunu bile bile artık Elliniko kafe diyorlar ,yani Yunan kahvesi.Karagözle Hacivat'ıda aldılar.İşkembe çorbacılarıda var orada sabha kadar.Çorbanın adı "paça soupa" işkebe demek zor geliyor.Yoğurdu antik Yunnalılar bulmş.Kızmıyorum onlara.Niye mi? Daha bir kaç yıl önce tüm dünya da ve Yunanistan'da kullanıldığı adıyla FETA peynirinin yani beyaz peynirin uzun yıllar mücadelesini verip patentini aldılar.Abeceleri farklı harfler içermesine rağmen gidin görün İngilizce tabela yok denecek kadar azdır.Heleki bizim ülkemizdekilerle hiç kıyaslamayın.Adamlar diline ve kültürüne o kadar çok sahip çıkıyor ki gururla.Ya biz? Kompleks sarmış her yanımızı.Kuru gürültü Türküm diyoruz ama gel gör ki bir batılının yanında giydiğimiz kompleks gömleği hiç bir ülkede mevcut değil.Adamlar Türk kahvesine bile bile Yunan kahvesi derken biz "elit" yerlerde Türk kahvesi satmıyoruz.
Dile ve kültüre sahşp çıkmayı biribirinde ayırmıyorum.Ya beraber sahip çıkarsınız ya ikisinede değer vermezsiniz.
İngilizce eğiitim dahil koskoca ulusu planlı bir şekilde binbir gözgöre göre tezgahlarla ne hale getirecekler düşünmek bile istemiyorum.
Güzeldi yazınız.Tebrikler
ecem68 tarafından 2/13/2009 12:05:52 AM zamanında düzenlenmiştir.
Sayın ÖZBAY Teberik ve Teşekkürlerimi kabul edin ...
TV de ana haber bültenlerini sunanl garı getirdiniz aklıma, heygidi hey İngiltereye çevirdiler beyaz camı bile ...
Rahmtli YAZICIOĞLU görev yaptığı İlindeki tabelaların Türkçe'ye çevirileceğini dile getirdikten üç gün sora Trafik kazasında kaybetmemizde çok manidardır ...
Saygı ve Selamlar
_yazini kutlarim Hüseyin... ayni düsüncede biriyleriyle tanismak/karsilasmak ne huzur ve gurur verici oluyor sende bilirsin...
*
_ben yazini okudum ve derdim desildi, icimdeki yara kanadi resmen yani... Devlet olarakda millet olarakda biz bu hatayi sürekli yapiyoruz ve BATIYA yinede yaranamadik yine...
_özüyle //soyu, dili ve dini ile utanan varsin ciksin türk vatandasligindan ve türkiyeden diyorum ben her zaman...
_simdi burda neler yazmak isterdim ama kalsin... sen zaten gerekeni yazmissin anlayana... "anlayamayana davul zurna az anlayana sivrisinek saz" diye bosa dememisler...
_ama Atatürk hakkinda yazmak istedigim, o'nu seven yeterki o'nun gibi yasayabilseydi... bir cogu layikligin ne oldugunu bile bilemden bosa konusuyor, Atatürkün adini kullaniyor, isine geleni aliyor isine gelmeyeni birakiyor, nasil olsa o'nun gelipde kendini savunmaya imkani yok...
*
-yeniden tesekkür ederim yazina ve seni bu YÜREK icin tebrik ederim...
sevgiyle kal...