- 1597 Okunma
- 12 Yorum
- 0 Beğeni
YORUMLAR
İnsanlığın ortak değeri sevgi, saygı, karşılıklı anlayış ve hoşgörüdür.
Hiçbir toplumda "Kirvelik ve Musahiplik" yoktur. Sadece Alevilikte var ki, bu da insanlığın birliğini, beraberliğini ve dünya milletlerin kardeşliğine güzel bir örnek teşkil edecek düzeydedir. Bu güzel ahlâk öğretisi zalimlere bir tokattır. Bu sebeple hiçbir güç Aleviliği karalamaya, çarpıtmaya ve camilere götürüp sünnileştirmeye gücü yetmeyecektir. Alevilik er geç kazanacaktır. Hızır hep onunla beraberdir. Gerisi fasa fisodur.
tebrikler arkadaşım
çok büyük bir emek harcamışsın haklısın insanlığın ortak değeri sevgi ve saygıdır.ben alevi değilim ama çok arkadaşlarım var alevilerden onları seviyor ve saygı gösteriyorum önce insanı insan olarak seversek ve ele alırsak inanın hiç bir sorun kalmayacak saygılar hazan62
baskısız, herkesin birbiriyle kardeş gibi geçindiği, her düşünceye açık olduğu ve saygı duyduğu bir ortam diliyorum...ben ne yazık ki böyle bir ortamda büyümedim...sanırım hala da durum değişmemiş...hala ayırımcılık var...hala kıyım var...okul yıllarımda düşüne biliyor musunuz gerçek kimliğimizi sakladık...babam ısrarla "sakın ha aman çocuklar alevi olduğunuzu söylemeyin, başınıza iş alırsınız" endişesiyle okula gönderdi bizi senelerce...ve o korkuyla...sanki bir suç işlemişiz, sanki birini öldürmüşüz...her sene sınıfta öğretmenlerle ve öğrencilerle olan tanışma bilgilerimizde hiç doğmadığımız yerin topraklarında doğmuş gibi kendimizi tanıttık... neden böyle kötü anlatıldık ve neden hiç yapmadığımız suçlardan biz de yargılandık...ve bu nedenle alevilik nedir, neden böyle sakıncalı ve neden böyle korkulacak birşey diye bu sorular kafamızı kurcalayıp durdu senelerce...büyüklerimize sorduğumuzda alttan cevaplarla geçiştirildi hep...başımdan geçen bir olayı da örnekle anlatabilirim...ortaüçüncü sınıftayım ve yolda bana hep eşlik eden aynı sınıftan (ismi de dün gibi aklımda) Tülay adında bir kız arkadaşım vardı...hiç abartmıyorum hani erkek gibi yürüyüşüne,omuzlarını silkeliye silkeliye gidişine bir baksanız dersiniz ki bu kız çok cesur birisine benziyor, herhalde korktuğu hiçbir şey yoktur diye düşünürsünüz neyse gene öyle günlerden birgün gidiyoruz bana dediki" Meral sana birşey diyeceğim ( hala arkadaşlarım bilmiyor alevi olduğumu bu sırada ) ama öyle endişeli öyle korkulu titrek sesle söylüyor ki ben bile bunu kim böyle korkutmuş acaba diye de düşündüm inanın...herneyse lafa devam etti sonra "benim yanımda bir kız oturuyor kızılbaşlı, ben ondan çok korkuyorum ne yapabilirim..?...dün gibi çok iyi hatırlıyorum bu lafı duyunca sanki başımdan kaynar sular döküldü hemen toparladım kendimi pot kırmamak niyetiyle şöyle dedim: "kız sana ne olmuş...aslan gibisin maşallah, vurdun mu oturtursun yerine...düşüne biliyor musunuz..?..şimdi onun alevilerden korkması onun hatası mı yoksa ona bu düşünceyi aşılayan kendi ailesinin hatası mı..?...peki benim ailem neden sunniler hakkında hiçbir şekilde kötü konuşmadı...neden bu şekilde ben kanıma kadar ırkçılık aşılanmadı..?...hala içimde sakladığım kimliğimin öfkesi ve hayalimde düşlediğim, özlemini duyduğum topraklarımın acısı var...düşünüyorum şimdi ben bu arkadaşıma bir de ben deseydim kızılbaşlıyım diye ne olucaktı, kalpten giderdi herhalde...ilkokul, ortaokul böyle kimliğimizi saklamak zoruyla geçti...işte yok sizi dışlarlar...yok kimse sizinle arkadaşlık kurmaz...yok başınıza birşey gelir gibi nedenlerle sakladık gerçek özümüzü...ve bu konuda da ne bir eğitim ne de bilgi verildi ailemiz tarafından...ama nitekim de öyle oldu...annem alevi olduğu anlaşılınca çok ihtiyacımız olduğu halde; işinden çıkarıldı...düşünün...iki gün sürmedi...babam emekli olana kadar; çalıştığı devlet dairesinden hiçbir arkadaşı onun alevi olduğunu öğrenemedi...herkes onu laz sandı renkli gözlerinden...ta ki lise yıllarıma geldiğimde baktım sesler yükseliyor...bir yandan solcular diğer yandan sağcılar tartışıyorlar...o zaman derin bir nefes aldım...oh dedim saklanacak birşey artık yok...çıkan ses bir iki derken baktık sınıfın yarısı alevi...işte ondan sonra özümü saklama ihtiyacı duymadım...okul bitti daha sonra işe girdim (belki lafı uzatıyorum sanki hayat hikayemi anlatıyorum ama yaşadığım olaylarla dile getirmek istiyorum) artık o korkaklık yok kimliğimi saklama endişem de yok...söylüyorum doğduğum toprakları...tartışmaya da hazırdım artık...kısaca demek istediğim kimliğimi ve özümü saklamakla belki seneleri kaybettim ama şimdi acısını iyi çıkartıyorum...hiç kimseye de ayırımcılık ya da ırkçılık yapmadım...bu muammelelere uğradığım halde kendim yapmadım...başörtülü olanla da oturdum konuştum başı açık olanla da...değişen sadece onların kendilerini uzaklaştırmalarıydı...kendilerini ifade ediş şekilleriydi...yani nereli olduğumu öğrendiklerinde selamı kesenler kendileriydi ki; benim öyleleriyle zaten işim olmaz...dini görüşleri olana, namaz kılana da saygım sonsuz; kılmayıp başka görüşü savunana da...saygı,sevgi ve kardeşlik insanın içinde, beyninde olmalı ve yeşermeli...bunu kirleten kirli ve türlü politikalara kapılarak değil...yazan yüreğinize emeğinize saygılarımla...
Bin selam bıraktım Bektaşi'ye ve alevi kardeşlerime/Bin selam bıraktım tüm etnik kökenli kardeşlerime bana bir duyuru/çağrı ve görev düştüpğü anda burdayım......
Tek isteğim bir makalenin bu denli uzun tutulmaması.Son derece yararlı olmasının yanı sıra /sıkıldığımı söyleyebilirim.Çünkü ben 3 kelime ile anlatılan 5 sayfayı evla tutarım.Kaleminize/emağinize bin selam bıraktım.
"Din, eğer insanlık uğruna iyi hizmetler vermiş diyenler varsa, günümüzde çok fena halde yanılmaktadırlar. Belki din, ilk ortaya çıkışta insanlığa hizmet şeklinde olabilir ama günümüzde tersinedir. Neden? Çünkü devletler, dini inancı kendi tekeline almış olup, toplumlar üzerinde bir araç olarak kullanmakta ve kendi menfaatine çevirmektedir. Günümüzde islam dini, nasıl siyasi rant kapısı haline getirildiği ve siyasi iktidar için nasıl kullanıldığı da açığa çıkmıştır. Ayrıca dünya devletleri arasında, dini devlet eliyle tekelleştiren tek devlet, Türkiye’dir. Onun için devlet aslında laik gibi görünse de bu, bilinç yanıltmasından başka bir şey değildir."
Degerli kardesim ben yazinin özellikle bu bölümünün her seyi özetledigini düsünüyorum. Din günümüzde ibadet ve yanlistan uzak tutmak amacindan saptirilmis ve güclünün kendi cikarlari ugruna kullandigi vasita haline getirilmis ve cikar cevrelerinin baski ve korku yaratmak suretiyle insanligin aleyhine kullanilmaktadir.
Herkes icindeki insan sevgisini korumali ve hic bir sekilde bu oyuna gelmemelidir. Alevi- Sünni olmaktan öte hepimiz insaniz ve kardesiz. Her yüregin bu bilincle carpmasi ve kesinlikle böyle provakelere gelmemesini diliyorum.
Can kardesim yazin cok bicaksirti ama herkesin senin iyiniyetini anlayacagini düsünüyorum, Emegine yüregine saglik. Alevi, Sünni, Türk, Kürt, Laz, Cerkez ve daha satirlarca yazabilecegimiz tüm kardes halklar, biz Türkiye halki olarak hep birbirimize saygi ve sevgiyle bakarak yasayacagiz insallah...
Alevi-Sünni kardeşliğinin kaynaşması ise bu kaynaşma da bu şekilde yapılmaz, bu tür yaklaşım ve davranışlar kaynaşma değil tersine bir soykırımdır. Bir halkın dinini, kültürünü ve felsefik öğretisini imha etmek ve zoraki götürüp camilere doldurmak insanlık suçudur. Bir katliamdır. Bunun böyle bilinmesi gerekir.
.............................
İlginç...
Benim yeğenim alevi mezhebine mensup bir ailenin kızıyla evlenmek istedi.Aile vermedi.Biz sünniye kız vermeyiz dedi.Çocuklar kaçtı ve evlendi.Ama kızın ailesi kızı evlatlıktan red edeceğini,babasının cem evinden kovulacağını, itibarının zedeleneceğini ısrarla kızına duyurdu.Ve iki ay olmadan yeğenimi boşanması için rahatsız ettiler.Ve boşandılar...On tane çocuğun da olsa seni sünni de bırakmayacağım dedi annesi..Ve aldı kızını.Bu mu anlayış ? Bu mu insanlık ? Bu mu ayrımcı değiliz demek
.........
Burada anlatılmak istenilenler yanlış olmayabilir ama din ne demek ?Aslolan din ne ifade ediyor , insanlar ne kadar anlayabiliyorlar ve ne kadar yaşabiliyorlar..Din bir yoldur Allah'ın yoludur..Dağdan da gidersiniz , asfalttan da, çayır çimenli, tozlu topraklı, çölden de gidersiniz.Mezhepler önemli mi bu zaman da ?.
Ananeler dinde hurafeye yol açıyor aslında...Karışmamak ,ayrılmamak gerekli...İnsanlar hep bir yerde toplanacaktır.İman ve amel önemli....Allah Birdir-Muhammed(s.a.v.) onun kulu ve Resuludur...
Siz kaşıkla yemek yersiniz kim karışır size ve ne hakla ?
Siz beş vakit namaz kılmak istesiniz kim karışır ne hakla ?Siz ben inanmıyorum dersiniz , kim karışır ne hakla ?
İnsanlar mı kısıtlayacak sizin düşüncelerinizi, böyle bir zor yok bizim dinimizde..İsteyen istediğine inanmakta Hür dür.Kimse kimseyi zorlayamaz..
Allah' tan başkası hesap gününün sahibi değildir !!
nerden başlayacagımı bilemiyorum
öyle bir emek verilmişki öylesine derinlemesine anlatılmış ki alevilerin tarihinden beri yaşadıkları çektikleri acıları devlet eliyle yapılan oyunları hala günümüzde devam eden politik yaşama oğruna aleviligin nasıl yok edildigini anlatmış bu güzel insan
dediklerine katılmamak mümkünmü dediklerini ayrıştırmak mümkünmü yazdıklarını çok net bir şekilde anlar. azda olsa okuyan anlamayan insan ise okul görmemiş insan olmalıdır sevgili can
biz bu tarihleri çok iyi biliyoruz bu hususta bir iki örnek vereyim
bizim köyden büyük babamın zamanından cem törenimiz basılıyor devlet tarafında ve o cemden büyük babamı dışarı alıp o yaşlı insanın sakallarına ip baklayım atın eğerine baglıyorlar ve ata kamçıyı vurunca at sürükleyip çekiyor
peki şimidi soruyorum bu bir devlet baskısın degilde ne?
ikinci bir husus ben geçen sene eski şehirden bir toplantıya katıldım panelis dosdumuzdan biri hacı bektaş alevi vakfı başkan aynen şöyle diyor
eskişehirden yaklaşık 83 alevi köyü varmış bugün ise 10 tane köy kalmamış peki bir daha soruyorum bu asilmasyon degilde ne?
bu aleviler soykırımamı uğradı yoksa sürgünmü edildi?
Bileciğin Bozöyük ilçesinden bir köye gittik köy sünnü ama köyden geçmişten kalan cem evi var cemin yapıldıgı yer hala duruyor köyün bir büyüğüne sorduk amca bu köyden cem evi var bu neyin nesi cevabı şu ;
bizim köyümüz aleviymiş ama sünnileştirilmiş hatta bektaş isimlerini bekir olarak değiştirilmiş devlet tarafından.
Tekrar soruyorum dedi ki amca yeniden aleviliğe dönseniz aleviliginizi yaşasanız cevap şu ;oğul olmaz kime anlata bilirsinizki ogullarımız sünni kızlarla ,kızlarımız sünnülerle evli bizde hiç aleviler gibi yaşamadık bu nedenle olacak bir iş degil
tekrar soruyorum bu asimilasyon degil yok etmek degil de hatta soy kırım degilde ne ?
son bir örnek daha benim köyümün yarısı alevi yarısı sünnü
babamın amcasıda sünniyle evlenmişti ama eşi dayısının kızıydı
dayısı yavuz sultan selimin döneminden yapılan zulümlere dayanmayıpta sünnileşenlerden birisi ben bu olayın canlı tanğıyım
bu gibi olaylar yakın köylerimizden çok Yozgatın Aydıncık ilçesine ve Çorumun Alaca ilçesine gidin gidin en az 40 köyün sünnileştiğini görürsünüz o köylerden hala akrabalarım var tekrar soruyorum bu bir asimile ve yok ediş değil de nedir soykırım sadece öldürmeklemi oluyor öldürmenin de amacı yok etmek degilmi eger yok etmekse işte size yok etmenin binden bir örnegi.
bir daha sormak istiyorum Türkiyeden düz arazi üzerinden bir nehir kenarından bir ırmak kenarın da bir sahilden kısaca yaşanacak bir yerden bir alevi köyü varmıdır ? şurdan vardır diyebilecek bir arkadaş varsa söylesin ben Türkiye yi karış karış gezen biriyim işim icabı gidip göreyimde bu ön yargımda vaz geçeyim.
kabullenmemek geçmişini inkar etmektir yok saymak zulüm yapanların suçuna ortak olmaktır eger ki bir birlik beraberlikten söz edeceksek öncelikle yapılanları kınamalıyız ve eşit bir şekilden eşit şartlarda yaşamalıyız
geçmiş günlerden bu ülkemin aydın diye tarif ettigi insanlar ermenilerden özür dileme kampanyası düzenlediler ve ermenilerden özür dilediler ben o aydın denilen insanlara soruyorum ermenilerden önce bu ülkenin vatandaşı olan ve çanakkale den bu ülkenin toprakları için canını veren alevilerden özür dilenmeli Çorumdan ,Maraştan ,Sivastan bir çok yerden yakılan öldürülüen alevilerden özür dilenmeli
işte o zaman gerçek aydın olduklarına inanırım yoksa ben onların şovmenlik yapapmalarına sadece güler geçerim
alen arkadaşın söylediklerine de deyinmeden edemiyecem
ey güzel insan senin gibi kaç kişi var bu ülkede alevilerin kestigi yenilmiyor ve asuresini cope atan ların sayısı %95 iken nasıl basedebilirsin ki yazılanlar yanlıştır ve ekliyorsunuz diyorsunuzki final bölümü resmen bir baş kaldırıştı. Evet bir baş kaldırıştır yanlış duymadınız bir baş kaldırıştır geçmişin günümüze denk gelen acını öfkeye dönüşünü haykırmaktır ama birileri gibi Allahuekber tekbir Allah deyip adama öldürmeden katletmeden yakmadan
birileri gibi silahı alıp bu ülkenin gözbebekleri olan fidanlarını kırmadan yok etmeden haykırıştır.
Aleviler tarihinden beri hiç şiddete baş vurmamıştır ama hep şiddete maruz kalmışlardır.
Geçmişten Osmanlının yaptıkları beli tarihlerden yerini almıştır bizler biz İmam Hüseyinleri Pirsultanları ve binlerce insanları verdik bu yoda gerkirse vermeye devam edeceğiz
yeterki haklı olan kazansın yeterki insanlık kazansın yeterki din ,dil, ırk ,millet ,renk ayrımı yapmayanlar kazansın biz bunun için her katkıya hazırız vede hazır olacağız
benim bu yazdıklarım sakın ola sünniliğe veya herhangi bir dine ,dusunceye karşı oldugum anlaşılmasın kesinlikle... Kimsenin diline, dinine yani kısaca çeşitliliğine karşı olmadığımın altını cizmek isterim.
Bana yapılmasını istemediğim hiç bir şeyi kimseye yapmayı ve yapılmasını istemem hoşgörü nün yayılması dileklerimle
unutmadan söyleyim hazan 62 can dosta saygıyla selamlarımı gönderiyorum cesaretini ayaktan alkışlıyorum ...
mehmet yıldırım tarafından 1/31/2009 12:53:09 PM zamanında düzenlenmiştir.
Evet dost bu güzel ve anlamlı yazıyı bizimle paylaştığın için çok teşekkür ediyorum...Osmanlı döneminden itibaren Aleviler katliamlara uğratılmış, kıyımlara uğramış ve kimliğini saklar duruma getirilmiştir...Dağ köylerine kaçıp ibadetlerini Allaha olan inançlarını Cem ayinleri yaparak (gizlice) yerine getirmeye çalışmışlardır...Resmi dairelere sırf alevi oldukları için alınmamış ve üstüne üstlük Alevi diye kızlarını vermemişlerdir...Ben de Alevi kökenliyim ama tüm sünniler bu bağnaz görüştedir demiyorum ve ayrımda yapmıyorum...Sözüm meclisten dışarı bir gün mutlaka alevi ve sünni kardeşliği gerçekleşecektir yeter ki Alevi kızlarının okutulduğu gibi Sünni kızlarda okutulup tarafsız bir eğitimden geçirilsinler bu çağdışı zihniyet de değişecektir...Saygı ve sevgilerimle Hazan
emek güzel.dost
ben bu tartışmaya girersem.ortalık karışır.şunu söyliyeyim yeter.
almanya ya göçmen olarak gelenler.
kendi dillerinden eğitim istiyorlar.milyonlarca kürde çok gördükleri şey.ben kürt değilim.türkmenim.ama insanım.
çifte standart hayatın her alanında.
insanlık tarihi.
katliamlar,din savaşları,asimilasyonlar tarihidir.
yalanlar tarihi. uztmıyayım.
kendisini sünni sansınlar diye.evine kuran asan bir alevi görmüştüm.işin komik yanı.ters asmıştı:)).hiç unutmam.sevgiler dost.
Ben yorumuma Cumhuriyet Gazetesinden bir yazının sonunu eklemek istiyorum sevgili Hazan62. Yazıda şöyle diyor ;
''Alevi köylerinde görev yapan imamlar günün beş vakti ezan okuyup, köylüyü camiye, namaz kılmaya çağırıyor ancak kimse camiye gitmiyor. Köylerin yaşlıları ara sıra Cuma namazlarına giderlerken, Alevi köylerindeki camiler yılda iki kez, ramazan ve kurban bayram namazlarında doluyor. Alevi köylerinde ibadet köye dede gelince cem evinde, cem evi yoksa bir komşunun evinde toplanılıp ibadet yapılıyor.
Amasya’da camisiz ve imamsız Alevi köyü kalmadığı gözleniyor. Köyün Alevi olduğunun bilindiği, köylüler tarafından cem evi yapıldığının bilindiği halde niçin cami yaptırılıp, kadrolu imam atandığı konusunda köy muhtarları cevap vermekten kaçınırken, birçok muhtar, “Zaten camiye giden yok.” demekle yetindikleri gözleniyor.
Bayat Köyü Muhtarı Bayram Sel, “Köyümüzde cami de imam da var. Bayramdan bayrama camiye gidiliyor. Bazı yaşlılar Cuma namazlarına gidiyor. Biz ibadetimizi cem evinde yapıyoruz.” dedi.
Beke Köyü Muhtarı İbrahim Esen, “Bayramdan bayrama camiye gidiyoruz. Şu an camiye giden kimse yok. Niçin yapıldı bilmiyorum.”
Hasabdal Köyü Muhtarı Yüksel Armut, “Köyümüzde cami yok ama imam var. Yıllar önce köylü kendi imkanı ile cem evi yapmıştı. Ben de cem evine hopörlör taktırdım, imam beş vakit cem evinden ezan okuyor. Cemaat olursa cem evinde imam namaz kıldırıyor. İmam okulun lojmanında kalıyor.”
Karsan Köyü Muhtarı Mehmet Çoban, “Köyümüze yaklaşık 15 yıl önce camii yaptırılıp, kadrolu imam atanmış. Bunun yanı sıra köyümüze biz cem evi de yaptırdık. Dede geldiğinde ibadetimizi cem evinde yapıyoruz. Bazı yaşlılar Cuma namazlarına gidiyor. Bayram namazlarında camiye gidiyoruz.”
Yeşilöz Köyü Muhtarı Ali Haydar Öz, “Köyümüzde on yıldır cami ve kadrolu imam var. Köye cem evi de yaptırdık. Camiye giden yok. Köy muhtarlarını çağırıp ikna ediyorlar. Para veriyorlar, fazla malzeme veriyorlar. Muhtarlar bazı devletteki kişiler tarafından köye cami yaptırılması konusunda ikna ediliyor.”
Cem Evi Yaptırma Derneği Genel Başkanı Ali Yıldırım Alevilere yönelik asimilasyonun yeni olmadığını belirterek, “Günümüzde “Müslüman kardeş” olarak asimilasyona tabii tutuluyor ve Müslümanlığın gerekleri öğretilmeye kalkışılıyor. Diyanet kadar sistemli, örgütlü ve resmi asimilasyon etkinliği yürüten bir başka organizasyon yoktur. Alevi köylerine zorla yapılan camilerin, Alevi köylerine atanan imamların Alevilik açısından ne kadar yıkıcı ve bozucu olduğunu, Aleviliğin varlığını ortadan kaldırmaya yönelik olduğunu, tehdit oluşturduğunu görmemek mümkün değil.” diye tepki gösterdi. Alevi köylerine cami yaptırılıp imam tayin edilmesinin tarihinin 1600’lü yıllara kadar uzandığının altını çizen Yıldırım “1826 da Bektaşi dergahlarının kapatılması ve imhası sonrasında bu dergahlardan kadim olanların yönetimine Nakşibendi imamlar atanırken aynı zamanda bu dergahlara cami yapılması yoluna da gidilmiştir. Bu asimilasyon camilerinden en tipik olanı Hacı Bektaş Dergahında yapılmıştır ve 1834 tarihlidir. “Alevi köylerinde tarihi camilerin bulunduğu, Alevilerin camileri kendi istekleriyle ve kendileri tarafından yaptıkları, camilerde ibadet ettikleri” yalanının asimilasyon amacıyla üretildiği ve yayıldığı tartışmasızdır. Bu zulüm bugün de hızla devam etmektedir.” diye konuştu.
Pirsultan Abdal Kültür Derneği Tokat Şube Başkanı Muharrem Erkan ise konu ile ilgili şu açıklamayı yaptı; “Alevi köylerine cami yapılmasının sebebi köy halkının daha iyi hizmet alabilmesi için yol, su, sağlık ocağı gibi hizmetleri alabilmesi için köylerine muhtarların girişimiyle, köylüye de işte bizleri ayırmasınlar, cami yaptırırsak onlar gibi olduğumuzu, farkımızın olmadığını gösteririz diye ikna ediyorlar. Mülki idare amirleri de köyünüze bir şartla hizmet götürürüz, işte o köylerden biri de Bayat Köyü, köyünüze camii yaptırırsanız yolunuzu asfaltlarız deniliyor. Köylü yol, su, sağlık, alt yapı hizmeti alabilmek adına köyüne camii yapıp, imam istiyor. Köye cami yapılıp, imam geldikten sonra da asimilasyon başlıyor. Alevilik el altından resmi ve gayri resmi yollarla hızla asimile edilmeye devam ediliyor. Dedelik kurumsallaşmış olsa, gerekli ekonomik desteği alsa, mevcut sistemde dede köyün her türlü dini hizmetini yerine getirir. Dede ne inançsal ne de kültürel bazda da hiçbir destek almıyor. Böyle olunca da köyde çeşitli din hizmetleri cami ve imama kalıyor. Devlet de bunu bildiği için sessiz kalıyor. Hatta müftülüklerde Alevi köylerinde imamların nasıl davranacağı konusunda kursların düzenlenip, eğitim verildiğini duyuyorum. Bunların Aleviliği asimile etmek, yok etmek, ortadan kaldırmak gibi bir amaçlarının olduğu bilinen bir gerçektir.”
Amasya’da Alevilere yönelik gerçekleştirilen doğrudan ya da el altından sürdürülen asimilasyon süreci Türkiye’deki Alevilerin içinde bulunduğu gerçeği çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Köyden kente doğru Alevilere yönelik asimilasyon süreci hızla devam ediyor. Alevi vatandaşlar eşit yurttaşlık hakkı çerçevesinde zorunlu din derslerinin, Diyanet başkanlığının kaldırılmasını, Madımak’ın müze yapılmasını, cem evlerinin ibadethane olarak kabul edilmesini isterken, AKP iktidarının “Alevi açılımı” ile ilgili sonuçsuz ve göz boyamaya yönelik girişimleri yaşanan asimilasyon karşısında son derece cılız kaldığı gözleniyor.''
Bir insanın dini inançları ne olursa olsun( hatta ulusal kimliği ve düşünceleri ) asimilasyon bence de o şeyi bilerek yok etmektir ve bu anlamda da düşünce olarak sakat bir düşünce olup şiddeti doğurur.
Ben yıllardır Avrupa'da yaşayan bir birey olarak ENTEGRASYON ve ASİMİLASYON kavramlarını oldukça sık duymuşumdur ve bu konularla ilgili seminerlere katılmışımdır ve bizler burda ısrarla her iki kavramın da aslında birbiriyle ilintili olduğunu ve Entegrasyonun da bir nevi Asimile anlamına geldiğini söyleyip durduk çünkü bütünleşme ve kaynaşmadan bahsedilirken neye göre bütünleşme ve kaynaşma dediğimizde sonuç kendilerine göre çıkınca bunun anlamı ASİMİLE değil de nedir ? Yani Türkiye'de Alevi köylerine cami yapılması ya da insanlara anadilleri yerine başka dilleri öğretilmesi gibi...
Bence farklılık bir zenginlik olmalıdır !
Geç saatte olduğu için şimdilik bunları yazıyorum, sonra tekrar gelebilirim :)
Sevgilerim çokça...
hocaya yada hocanın çabalarına gülesim geldi dost aslında aleviler kırmamak için gitmiş olabilirler yada gitmişlerdir alevi insanlar o kadar mütevazidir alçak gönüllüdür zaten aleviliğin en özel yünlerinden biride budur turaptır onun için dir ki o hocanın değil bütün hocalar toplansa bir aleviyi sünnileştiremezler dost bundan kuşkum yok sevgilerimle kal sevgilerimde kal dost
Böyle bir konuda yazmak bilgi ve emek işidir... Yanlız yazılanların hepsine taraf olmamakla beraber, çarpıtıldığı iddiasındayım...
Ki final bölümünüzde resmen bir başkaldırı niteliği taşıyor...
İnce çizgilerde dolaştığımız zamanlardayız... Ki anlattıklarınızın giriş bölümüne bakarak herhangi bir baskı yada farklı bir yıldırma politikası olmadığı açık ve nettir...
Her insan kendi hür iradesiyle doğar büyür ve ölür...
Baskı dışında kalan özgür irade istediği iradenin (kendi seçimi olan) boyunduruğu altına girmekte serbesttir...
Müslüman hristiyan olabilir, hristiyan müslüman olabilir gibi diyelim...
Diyalog kurmak, birbirinin örf ve adetlerini öğrenmek, aynı ortamda bulunmak ve yaşamak...
Anlattığınız şeylerle ters düşüyor...
Akrabalarımızdan daha çok yardımları Alevi tanıdıklarımdan arkadaşlarımdan gördüm...
Onların bulunduğu ortamlarda bulundum, yedim, içtim, düğünlerine gittim, beraber tatile çıktık... Kız aldık, kız verdik...
Aynı camide bayram namazı kıldık, cumaya gittik, cem evinden bulunduk...
Bunun neresi asimile olmak... O zaman bende asimile oluyorum... Etrafımdaki tanıdıklarımın bir çoğu alevi...
Saygı duyarım size, anlatmak istediklerinize...
Ancak doğru anlatılır ve anlaşılırsa...
Söyledikleriniz benimle bağdaşmıyor...
Sevgiler.
Alen tarafından 1/31/2009 12:38:25 AM zamanında düzenlenmiştir.
Alen tarafından 1/31/2009 12:41:18 AM zamanında düzenlenmiştir.