Teknoloji İnsanları Kontrol Altında Tutmak İçin mi Kullanılmalı ?
Doktor Delgado beyni harekete geçirmek için radyodan yararlanmayı düşünen ve başaran ilk bilim adamı . Doktor denemeleri sonucu bir maymunu çok sevdiği muzu yemekten vazgeçirmiş . Hatta maymunlar radyo vericisindeki düğmeleri kullanışını öğrenerek , birbirlerinin davranışlarını kontrol etmeyi başarmışlar . *
Dr. jose Delgado nöro-fizoyoloji uzmanı olup Yale Üniversitesi Tıp fakültesi mensubudur . Areneda yaptığı deneyde , önceden beynine elektrotlar takılan boğa , kızdırılmış ve Dr . Delgado ’nun üzerine salınmış , Delgado elindeki radyo vericisinin düğmesine basıp önce boğayı durdurmuş , diğer bir düğmeye basarak da sakinleşen boğa dönüp gitmiş . *
Buna benzer pekçok deney yapan bilim adamı , aynı deneyleri hasta insanlar üzerinde de yapmış . Sara hastası gönüllüler üzerinde yapılan deneyler hastalarda ;endişe , arkadaşlık , memnuniyet , düşmanlık gibi davranışlar yaratmış . Bir vakada ise hastanın kelime bilgisinin altı misli arttığı gözleniyor .
Doktor , insanları kontrol altına almayı düşünüyor . Bunu başarmak için tüm insanların bu ameliyattan geçmesi gerektiğini söylüyor.
Bu tür bilim adamlarının insanları kontrol altına alma çabaları , beni günümüz koşullarında ister istemez geniş açılı senaryolarda komplo teorileri üretmeye itiyor .
Bugün ameliyata gerek kalmadan başka tekniklerle insanların uyutulduğu düşüncesi oluşuyor kafamda . İnsanların beğımlılıklarını düşünüyorum da , öyle kamu açısından sakıncalı bağımlılıklar değil ; mesela televizyon bağımlılığı , cep telefonu bağımlılığı , ve bunun gibi . Cep telefonlarını kafasına dayayıp ta saatlerce konuşanları düşünün . O kadar kuvvetli bir elektro manyetik dalgalar yayıyor ki başka elektronik cihazları bile etkiliyor.
Beynimiz de elektirikle çalışan bir cihaz sonuçta . Teknolojiye karşı değilim ama Bunu doğru kullanmayı öğrenmeli . Öğrenmeli diyorum çünkü bir şeyin kullanmasını öğrenmeden epidemik hastalıklar gibi yayılan alışkanlıkları görüyoruz . Ne malum , tavukları bir mikrop salarak ortadan kaldırıp , bundan da rant sağlayıp , omlet yapan bir zihniyet insana acır mı ?
Bilgisayar bağımlılarını görüyoruz . Öyle ki o insanın bir uzantısı haline gelen bilgisayar , yemeden ve içmeden bile önemli hale geliyor. Para bağımlılığı mesela bir zamanlar para yoktu , stres ve dertte yoktu . Peki bütün suç lidyalıların mı . Adamlar günün koşullarında değişim aracı gereksiniminden dolayı doğada az bulunan madenleri kullanarak - mesela altın , gümüş - bir hizmette bulundular .
Biz ne yaptık peki zaman içersinde insanları esir almakta kullanılan bir araç haline dönüştürdük . Hırslarımızla daha fazlasını ve mümkünse hakkımızdan fazlasını toplumsal üretimden almayı hedefledik . Hatta üretim tercihlerini manipüle ettik . Para güç kazandırdıkça toplumu yönlendirme ve esir alma gücü sağladı . Paraya olan esaret yeri geliyor insanları insanlıklarından uzaklaştırıyor.
Niye elimizdeki araçları amacına uygun kullanmayı beceremiyoruz . Niye bireyler çıkarlarını toplumsal çıkarların üzerinde tutuyor . Emperyalist politikaların toplumlar üzerindeki baskıları insanları bireyselliğin üst boyutlarına getirirken aslında devlet dediğimiz organizasyon erimekte . Bugün pek az insan devlet çıkarları için fedakarlıkta bulunabilir . Devlet bilinci yokolmakta .
Yeni dünya düzeni diye süper devletler halklarını sistem bozukluğuna karşı doyurarak tarafsızlaştırırken bunun için kaynak olarak görülen azgelişmiş ülkelerde devlet yıpratılmakta . Bu azgelişmiş ülkelerdeki halkların bilinci emperyalist sömürüye karşı birliktelik ve mücadele aygıtı olarak kullanabileceği tek organizasyon olan devletlerini kaybetmekte ve hatta işbirlikçileri tepesinin üzerinde taşımakta.
İşte tüm bu sebepler yüzünden ve sağlıklı toplumların sağlıklı bireylerden oluşabileceğini düşünen biri olarak . İnsanların kontrol altına alınmasına karşıyım . Düşünceye özgürlüğü savunan biriyim ve her birey bedensel efor ya da beyinsel üretimlerinde hiçbir kontrol mekanizması altında olmadan üretimde bulunulabileceğini bunun günümüz koşullarında mümkün olamasa da elbette bir gün başarılabileceğini düşünüyorum .
* TÜBÜTAK yayını olan Bilim ve Teknik Dergisi 1968 temmuz (sayı 9 ) Yararlandığım kaynak . 2.5.07
YORUMLAR
EKRAN BAĞIMLILIĞI VE 3G CEP TELEFONLARI-(3G teknolojisi cep tel, bilgisayar ve tv birleştirdi.)
işte cep tel ve zararları
CEP TELEFONUNUN VERECEĞİ ZARARLARDAN KORUNMA YOLLARI
Cep telefonuyla ilgili yeni teknolojilere kulağımızı kabartmışken, iki bilim adamı keyfimizi kaçırdı. “Tehlikeli Oyuncak” adlı kitap, cep telefonunun insan sağlığı üzerindeki zararlarına ilişkin çarpıcı araştırma sonuçlarını, cep telefonu lehine yapılan bilimsel çalışmaların nasıl fiyasko ile sonuçlandığını ve bilim adamlarının ilginç itiraflarını içeriyor. İşte cep telefonunun ortaya çıkaracağı rahatsızlıklar ve ondan korunma yöntemleri...
Cep telefonuyla ilgili yeni teknolojilere kulağımızı kabartmışken, iki bilim adamı keyfimizi kaçırdı. “Tehlikeli Oyuncak” adlı kitap, cep telefonunun insan sağlığı üzerindeki zararlarına ilişkin çarpıcı araştırma sonuçlarını, cep telefonu lehine yapılan bilimsel çalışmaların nasıl fiyasko ile sonuçlandığını ve bilim adamlarının ilginç itiraflarını içeriyor. İşte cep telefonunun ortaya çıkaracağı rahatsızlıklar ve ondan korunma yöntemleri.
ÖLÜMÜNE KONUŞUYORUZ...
Cep telefonumuz yoksa, varlığımızın da bir anlamının kalmayacağı günlere doğru koşar adım gidiyoruz. Kısa sürede elimiz ayağımız zannettiğimiz bu cihaz sayesinde konuşuyor, yazışıyor, fotoğraf çekiyor, TV izliyor, müzik dinliyor, tansiyonumuzu ölçüyor, haberdar oluyor, hesaplarımızı düzenliyor, ödüyor, harcıyor ve daha pek çok şey yapıyoruz.
Kulaklarımızı, cep telefonlarının muhteşem işlevlerine kabartmışken alın üç yeni gelişme size: Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) cep telefonlarından ve baz istasyonlarından maruz kalınan radyo dalgaları içine alan elektromanyetik alanları, muhtemel kanserojen içeren 2-B grubuna aldı.
Bu bilgi muğlak geliyorsa, işte daha anlaşılır olanı: İngiltere Radyolojik Koruma Kurulu’ndan: “Cep telefonları küçük çocuklarda tümör riski yaratıyor.” Bu türden bilgilerden daha çok var; çünkü zaman ilerliyor ve kullandığımız teknolojinin uzun vadede görülecek zararları bir bir ortaya çıkmaya başladı: Dünya iletişim devlerinden AT&T için çalışıp cep telefonunun zararının olmadığını söyleyen Dr. George Carlo, şirketten ayrıldıktan sonra yazıp konuşabiliyor ancak: “Laboratuvar deneyleri, cep telefonu radyasyonunun genetik şifre bozukluklarına yol açtığını göstermiştir.”
Medyada arada bir yayınlanan haberler, cep telefonlarının zararsız olduğu, yapılan araştırmalarda zararının henüz tam olarak tespit edilemediği yönünde bilgiler veredursun; bu harika cihaz sayesinde sağlığımızın büyük bir tehdit altında olduğu, artık bilimsel verilerle ve yüksek sesle dillendirilmeye başlandı.
Türkiye’de madalyonun kara yüzü ile ilgili yayınlanan ilk kitap, geçtiğimiz günlerde okurun ilgilisine sunuldu.
Hayy kitap Yayınları’nın çıkardığı “Tehlikeli Oyuncak” adlı eser, Prof. Dr. Selim Şeker ve Anıl Korkut tarafından yazıldı.
Boğaziçi Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü’nün hocalarından Prof. Selim Şeker, 25 yılı aşkın zamandır elektromanyetik ve bunun insan üzerindeki etkileri konularında bilimsel çalışmalar yapmış, eserler kaleme almış bir isim.
Anıl Korkut ise moleküler biyoloji, genetik ve kimya okumuş, halen Amerika Colombia Üniversitesi’nde genetik konusunda doktora çalışmalarını sürdüren bir bilim adamı.
Şeker ve Anıl’ın bilimsel-akademik bir dile boğulmadan, herkesin anlayabileceği bir dil ve üslupla kaleme aldıkları kitap, cep telefonunun sağlığımız üzerindeki zararlarına ilişkin çarpıcı araştırma sonuçlarını, dehşet verici çelişkileri, cep telefonu üreticilerinin cep telefonu lehine destekledikleri bilimsel çalışmaların nasıl fiyasko ile sonuçlandığını gösteren örnekleri, bilim adamlarının ilginç itiraflarını içeriyor. Kanserden beyin tümörüne, yüksek tansiyondan hafıza kaybına, cep telefonunun kısa ve uzun vadede ortaya çıkan ve çıkması muhtemel olumsuz etkilerinin anlaşılır bir dille açıklandığı kitapta, en az zararla gerçekleştirilecek kullanım için, bir kısmını üst tarafta alıntıladığımız tavsiyelerde bulunuluyor.
Konu ile ilgili görüştüğümüz Prof. Dr. Selim Şeker, kulağımızın neredeyse içine sokup beynimize bu kadar yakın tuttuğumuz, elektromanyetik radyasyon yayan başka bir cihazın olmadığını belirtiyor ve şöyle diyor: “Diğer aletlerin kullanımında aldığımız zararı, vücut kendini yenileyerek bertaraf edebiliyor. Oysa cep telefonunu yoğun kullandığımız için buna fırsat vermiyoruz. Cep telefonunun kullanımı gün geçtikçe artıyor. Dolayısıyla daha da bağımlısı oluyoruz ve tehlike gittikçe büyüyor.”
Prof. Şeker, zaman zaman medyada cep telefonlarının insan sağlığına zararı olmadığı yönündeki haberleri nasıl karşıladığı yönündeki sorumuzu, sigara örneği ile açıklıyor: “1960’larda sigaranın zararlarından hiç söz edilmiyor, sadece öksürük yaptığı konuşuluyordu. Ama şimdi kanser yaptığını biliyoruz. Biz sigarada yapılan hatanın cep telefonunda da yaşanmaması için dikkatli olmamız gerektiğini, zararlı yanlarıyla ilgili sonuçları ve ihtimalleri belirtip uyarmayı istiyoruz. Bu teknolojiyi bilinçli kullanmak, çocuklardan uzak tutmak gerektiğini, bir bilinç oluşturup cep telefonu üreticilerini, daha az elektromanyetik radyasyon yayan cihazlar yapmaları için zorlamak gerektiğini söylüyoruz.”
Türkiye’de bazı GSM operatörlerinin hazırladığı ve cep telefonunun sağlığa zararının olmadığını belirttiği broşürlere, para karşılığında, konu ile ilgili bir tane bile makalesi olmayan bilim adamlarının imzasının alındığını belirtiyor Prof. Şeker ve ekliyor: “Bu türden çalışmaları bağımsız kuruluşlar yapar. Şikâyetçi olunan tarafın, şikâyet ile ilgili çalışma yapması etik acıdan ne kadar doğru olur? Ama medya bu kuruluşlardan büyük miktarlarda reklam girdisi sağladığı için aleyhte sonuç veren çalışmaları değerlendirmiyor, lehte olan çalışmaları ön plana çıkarıyor.”
Cep telefonundan korunmanın basit yolları
Cep telefonu görüşmelerini mümkün olduğunca kısa tutup gereksiz konuşmalardan kaçınmak, yakında sabit hat varsa onu tercih etmek.
Acil durumlar hariç çocuklara cep telefonu kullandırtmamak, telefonları onların yakınında tutmamak.
Cep telefonu görüşmelerini çocuklardan mümkün olduğunca uzakta yapmak.
Hamilelikte cep telefonunu acil durumlar dışında kullanmamak, hamilelik süresince evdeki cep telefonlarını kapalı tutmak.
Cep telefonunu bir kulaklık aracılığıyla kullanmak. (Bu, zararı bütünüyle önlemez, ancak azaltabilir. Çünkü kulaklıkla da radyasyon beyne ulaşır.)
Konuşma dışında cep telefonunun ekstra özelliklerini kullanmaktan kaçınmak. (Bir çalar saat, gece boyunca başucunuzda durarak biyolojik ritminizi altüst edecek cep telefonuyla aynı işlevi görecektir.)
Kısa bilgi gönderiminde SMS kullanmak.
Cep telefonlarının en savunmasız zamanda yakalayacağı geceleri cihazı kapatma alışkanlığı kazanmak.
Cep telefonlarının en çok radyasyon yaydığı zamanlar, telefon çaldığı ve çevirdiğiniz numaranın bağlandığı anlardır. Bu sırada telefonu baş bölgesinden uzakta tutmak. (Gelen çağrıyı açtıktan veya karşı taraf görüşmeye açtıktan 1-2 saniye sonra cihazı kulağa götürmek daha güvenlidir.)
Asansör ve otomobil gibi dar ve kapalı alanlarda cep telefonu ile görüşme yapmamak. (Cihaz çekmediği için görüşmenin baz istasyonun daha fazla elektromanyetik radyasyon iletir.)
Baz istasyonları ve taşıma hatlarını, okul, kreş, hastane ve huzurevi gibi alanların uzağında kurmak. (Radyasyondan en çok zararı çocuklar, hamileler ve yaşlılar görür.)
SAR değeri daha düşük cihazı tercih etmek daha az radyasyona maruz kalmak demek. SAR değeri düşük cep telefonlarını tercih etmek.
Harici antenli cep telefonlarını tercih etmek.
Cep telefonunu gün içinde vücudunuzdan olabildiğince uzakta, çantada; çantanız yoksa en dış cebinizde taşımak.
Cep telefonlarını elektromanyetik fren sistemli taşıtlarda, petrol istasyonlarında ve hastanelerde kullanmamak.
Cep telefonunu kalp, beyin ve cinsel organlara yakın bir yerde taşımamak.
Yakınınızda bulunan baz istasyonunu kaldırtmak ve servis yetkililerine, istasyonları için sağlığı tehdit etmeyecek yerler seçme konusunda sorumluluklarını hatırlatmak.
Cep telefonunun bir organımız olduğunu zannetmemek, hayatı cep telefonu olmadan idare etmenin yollarını aramak, mümkün mertebe klasik iletişim araçlarını kullanmak.
Kısa vadeli zararları (24 saat)
Görüş alanında daralma.
Kalp pilinin bozulma riski.
Yoğun stres ve yorgunluk hissi.
Konsantrasyon ve dikkat bozulması.
Kulak çınlaması ve kulaklarda ısınma
İşitmede geçici aksaklıklar oluşması.
Baş ağrıları ve sersemleme
Uzun vadeli zararları (10 yıl ve üzeri)
o Genetik yapının bozulması.
o Beyaz kan hücresi (lenfoma) kanseri.
o Kan beyin bariyerinin zedelenmesi.
o Kalp rahatsızlıkları.
o Hafıza zayıflaması ve beyin tümörü riski
o Kalıcı işitme bozuklukları.
o Embriyo gelişiminin zarar görmesi.
o Kadınlarda düşük riskinin artması.
o Kan hücrelerinin bozulması.
o Bağışıklık sisteminin bozulması.
o Yüksek tansiyon.
o Sperm sayısının azalması.
o Cilt kanseri.