- 1140 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÜTOPYA
Ütopik düşünce yoğunluğu, düşüneni öylesine alıp götürüyor ki, adeta gönül diyarlarını gezdiriyor.
Böylece baskı altında bulunan, tüm duyguların galeyana geldiği ve depreştiği bir ortam esenliğine!
Bazen kulağımıza gelen bir şarkı nakaratı, bazen ritmik vurgularla okunan güzel bir şiir, bizleri saadetin derinliğine doğru, yürek sessizliğinde, filikalarla kürek çektiriyorlar.
İnsanın yaşadığı bu zaman dilimi belki saniyeliktir fakat insanı çok farklı ve otantik ortamlara götürüyor.
Neden böyle oluyor, pozitif bilim olgusunu hiçe sayarcasına, zaman faktörüne meydan okurcasına dik durabiliyor.
Bu kadar farklı etkilenme sanatı nasıl icra ediliyor, keyif ve hoşnutluk vererek, harikalar yaşatan böylesi anlık hazlara nasıl bakmamız gerekiyor?
Bire bir konuştuğum yakın arkadaşlarımın itiraflarını dinleyerek benzer oluşumları yakinen görebiliyorum.
Hatta sorduğum zaman, bir ah çekerek tespitimin doğru olduğunu, zorlanmadan ifade ediyorlar.
Bu ve benzeri duygular yaşanamamış bir aşkımı tazeliyor, o an; mazide kalan külleri mi yelpaze ettiriyor?
Şelalenin coşkulu senfonisinin verdiği geçici tedavinin reçetesini mi sunuyor!
Yoksa elindeki birçok imkânın kıymetini bilmeden, hoyratça harcayarak, iflasa kucak açan bir insanın tükenişinin hüznü mü?
Kendini her şeyin en güzeline layık ve haiz gören, dizginsiz heyecan sahiplerinin nedameti mi?
Gizemler adeta bir okyanusu sembol ediyorlar, kulaç atarak sahile çıkmak, pek mümkün görülmüyor!
Mustafa CİLASUN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.