SÜRÜ'YE KURT GİRDİ /Mİ ?!...
-Tam olarak tarihini hatırlamıyorum ama bir Televizyon proğramında ,1974 Kıbrıs Savaşından sonra,Kıbrıs Rum kesimi savaş sonrası enkazları temizleyip kaldırmayı ellerinden geldiği kadar geciktirmişler,hatta evlerinin içindeki kurşun izlerini çocuklarının beynine iyice yer etmesini sağlamak ve ’ bakın,bu izleri ,barbar Türk’ler yaptı.Analarınız/Babalarınız /Kardeşleriniz bu izleri bırakan kurşunlarla öldürüldü’ diyebilmek için bu gün bile halaa o kurşun izlerini korumaya aldıklarını duymuştum.
-Peki ,biz Türkler ne yaptık ?
-Atilla Olgaç’a savaş suçu soruşturması
Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Ali Çakır, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nda bir’i esir 10 Rum öldürdüğünü iddia etikten sonra sözlerini geri alan ünlü sinema ve tiyatro sanatçısı Atilla Olgaç hakkında Cenevre Savaş Hukuku Sözleşmesi’ne göre soruşturma başlatmış.
-Şimdi soruyorum sizlere?
-1):Sürü’ye kurdu ne getirir ?
-2):Kurt sürü’ye girdi mi/girmedi mi?
Saygılar.
Not:Bu gün ’sürü’ye kurdu ne getirir’ diye yeni bir forum konusu açtım.Ama sayın yöneticilerimiz inceleyip uygun görürlerse yoruma açılacakmış.Umarım takipcisi olursunuz.
YORUMLAR
1:Sürü'ye kurdu, toplumun bilinçsizliği, eğitimsizlik, milli ve manevi değerlere önem vermemek, tarihini bilmemek ve ülke olarak vizyon ve misyon sahibi olmamak getirir. Gelin isterseniz kurdun adını da yazalım : Emperyalizm
2:Sürü ye kurt girdi hem de uzun yıllar önce girdi. Bir ülke manevi değerlerini ve tarihine önem vermezse günümüz de de olduğu gibi bu kurtlar devletin yapısını ve toplumu kemirmeye devam ederler...Ciddi devletler bu kurdun hangi kurt olduğunu teşhis ederek bunların zararlarını bertaraf ederler...Ne yazık ki ülkemizin çimentosunu zayıflatmak için pek çok oyunlar vizyonda..
Çok güzel bir tesbit yapmışsınız..
Saygımla..
İki gün önce Kızılay a gitmiştim işlerimi bitirdikten sonra kahve içmek için kafeterya’ya
gittim camın önüne kahvemi içerken gördüğüm bu olayı orda yazdım.
KADIN GİBİ KADIN
Yoldan geçenleri seyrederken garip ve tuhaf giysili olan grup dikkatimi çektiği için gözden
Kayboluncaya kadar izledim.Görmüş olduğum bu resim beni rahatsız ettiği için olacak ki
İçimden bunlarla ilgili yazı yazmağa karar verdim.
Hangi ülkenin moda evinden alındığı bilinmeyen uzun ve garip kıyafetli iki erkek,ellerinde
Uzun tespih,gerisinde gelen kara çarşaflı dört kadın.Yoldaki yürüyüş şekilleri oldukça
İlginçti iki erkek önde kadınlarda ikişerli sıra halinde arka arkaya yürüyorlardı. Yürüyüş
tarzları geçit törenlerindeki askerlere benzettim ,sanıyorum bunlar karanlık düşüncelere
sahip,umut ettikleri sitemin askerleriydi.Atatürk’ünün devrimlerine rağmen şeriyatçı
düşünce’nin pençesinden kurtulamamış olduğu hazin ve düşündürücü bir örneği idi
Bu ülkenin oluşum un’da iç ve dış düşmanlar karşısında verilen mücadele akıtılan kanların
bedeli kara çarşaflara bürünmüş erkeğin gerisine atılmış nerde ne yapacağına karar
veremeyen bu resimler olmamalıydı .Atatürk’ün akıllı ve aydın reformundan ne kadarını almış
olduğumuz bu tablodan anlaşılıyor’ki Hiç kimsenin kuşkusu olmasın sorumlu ve suçlusu
siyasiler ve duyarsız aydınlarımız dır.Halk dilinde bir deyim vardır erkek gibi erkek derler ya
Bende diyorum ki neden benim ülkemin kadınları, kendi haklarını savunduğu gibi haksızlığın
karşısında en az erkekler kadar duran eğitimli ve aydın,kadın gibi kadın olmasın.
Kadınları eğitmeyen toplumlar,tutsak olur, köle olur, yok olur.....
Değerli dostum yazınızı okudum,eline yüreğine sağlık
bu ülke bitmiş,kazanılan o değerler bitmiş.Aziz Nesil'i öldürmek
istedik öldüremedik,yakmak istedik yakamadık.Bu toplumdan
ne beklenir ki.sevgiyle kalın.
DoganDuru tarafından 3/15/2009 11:32:27 PM zamanında düzenlenmiştir.
Rumlar bunu hep yapıyor maalesef ama bizler bu konularda çok gevşek davranıyoruz bu da bizim kabahatımız tabiki.
Atilla Olgaç çok gereksiz bir laf etti, kendisine hiç yakışmadı bu sözler.
Çok tepki alacağımı tahmin etsemde şunu söylemek zorundayım, biz Cumhuriyeti kurarken eski mirasımızı yani Osmanlıyı reddederek kurduk.Sanırım burada çok büyük hata yaptık.
Osmanlının hataları olsa da doğruları da az değil çoktu ve biz o doğruları devam ettirmeliydik.
Bugün yaşadığımız zorluklar ve sorunlar Osmanlının o doğrularını sürdürmeyişimizden kaynaklanıyor bence.
varsın kurt girsin, hırt girsin.
kemirsin istediği kadar.
ben hep varım. yılmadan.
tek bir aciz bedende bile kalsa akıl baliğ olacaktır.
bilmektir sorun. bulmaktır. tek olan doğruyu, gerçeği bulmak. bulmak için bilmek gerek.
yorumun vesile oldu baktın. okuduğum şiir ve yazılarındaki yolu beğendim.
saygılar
------
yorgun gecelerden birinin
ıslak temmuz sabahı
ağaran tan yerinin
uykusuz gözleri çapaklı
uçaklar
gemiler
tanklar
öldürücüler mekik dokuyor
piyadeler ıslak
postallar iyot kokuyor
aptes almış çocuklar şahadet suskusunda
uzak yerlerde insanlar gaflet uykusunda
kamalar inip kalkıyor
mermiler havaya dizili
kovanlar denize gidiyor
demirbaşlar
asansör yetiştiremiyor
merdaneler çılgınca dönüyor
kamalar inip kalkıyor
mermiler uçuşuyor pür neşe
çocuklar
olmakla olmamak ayırımındalar
candaşlar
gemiler yalpalıyor
gemiler denizi yarıyor
jetler göğü yırtıyor
yüreklerde aynı beklenti-
o an
mutlu son
taretler gürlüyor
namlular akkor
kulaklar sağır
gözler kan çanağı
barut dumanı
sürfür kokusu boğuyor
coşturuyor
konfeti yağıyor
dağlar yanıyor
süngü namlunun ucunda
mermi namlunun içinde
hedef yirmi metre içinde
çocuklar
ebecilik oynuyorlar
portakal bahçelerinde
gözlerim dayrektörün teleskopunu delecek gibi
süngünün oluğuna kan böğrümden gelecek gibi
bugünkü sınav kolay
soru iki seçenekli
olmak- olmamak
ama çözülmüyor ki
bu kadar sorumluluk verilmemeli
hayat bu denli ciddi olmamalı
taşınmıyor ki
memetali
bodrumlu mehmet ali türkmen
arkadaşları aşık diyor
muhtarın kızıyla sevişirmiş
alamamış
sümüğü akardı
keneflere bakardı
memetali cılız
mermiler gürbüz
memetali dolduruyor
asansör yetiştiremiyor
memetali çıldırmış
dudakları gerili seyrek dişleri kenetli
mermer yüzünde şişmiş damarlar
çocuk robotlaşmış
çocuk dayanıyor
çocuk ölmüyor
batarya yetiştiremiyor
mermiler uçuşuyor
boş kovanlar yuvarlanıyor
barut kokusu
barut dumanı
çıldırtmış
mermiler uçuşuyor
yakıcı mermiler
izli mermiler
paralayıcı mermiler
kelebekler uçuşuyor sırıklı bezelye bahçelerinde
beyaz kelebekler
süslü kelebekler
güvercinler uçuşuyor ayasoyfanın minarelerinde
pal güvercinler
paçalı güvercinler
aynurun saçları uçuşuyor otobüsün penceresinde
yağmur kokulu
kuzguni saçlar
bursa-yalova şösesinde
(kıbrıs-temmuz 1974)
i.durmuş