- 462 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
KADIN PARTİSİ, KADIN MEDYASI/MI OLUŞTURALIM?
“Dünya Ekonomik Forumu’nun yayımladığı yıllık kadın-erkek eşitliği sıralamasında Türkiye 2007 yılında 128 ülke içinde 118. sırada iken 2008 yılında yayınlanan raporda 130 ülke içinde 124. sıraya düşmüş. “Raporda, Birleşik Arap Emirlikleri 105’inci sırada bulunuyor.
Cenevre merkezli Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) her yıl yayımladığı, 130 ülkeyi kapsayan dünyada kadın-erkek eşitliğinin durumu hakkında hazırlanan rapor, kadınların erkeklerle sağlık ve eğitim, ekonomik güç ve siyasi temsil açısından, hangi ülkede ne kadar eşit olduğunu ortaya koyuyor. İlk sıraları geçen yıl olduğu gibi Norveç, Finlandiya, İsveç ve İzlanda’nın aldığı raporda, Çin, ABD ve Fransa’nın net bir ilerleme kaydettiği belirtilmiş…”
Türkiye içinden bakılınca da gerçekten , verilen hakların kullanılması safhasında, kadınların erkeklerle eşit olamadıklarını görüyoruz.
Özellikle, sorunların en doğru biçimde ifade edilebilmesi için var olunması gereken “medya ve siyaset” alanında nerdeyse kadın yok. Ve buralardaki eşitsizlik had safhada…
Kadın: sağlık, eğitim, ekonomik güç ve siyasi temsil açısından cinsiyet eşitsizliği yaşasa da, en önemli eşitsizlik“kadının doğru ifade edileceği, bilgileneceği ve hatta eğitileceği” medya da ….
“Medyada kadın” dendiği zaman akıllara, ciddiyetten uzak, magazin içeren kadın programları geliyor.
Kadınların eğitimci, bilge, yönetici, yönlendirici yanını yansıtmayan medya, kadını göstermek istediği şekilde yansıtarak, kadınlara başka görüntüler yüklüyor.
Kadının eğitilmesi amacı ile hazırlanan projeler, programlar, yine erkekler tarafından hazırlandığı, erkek gözü ve erkek fikri taşıdığı için“ güzel olsun, hoş olsun, eğlendirsin ama ciddi meselelere pek bulaşmasın gibi bir anlayışla” kadınlar başka görüntülerle ön plana çıkarılıyor.
Kadınlar nitelikli “haberler, siyasi programlar, ekonomiye dair yorumlar” programlar da yok denecek kadar az.
Aynı şekilde, ekran arkasında yönetici kadrolarda, üst düzey pozisyonlarda kadın yine yok…
Aslında, son yıllarda kadınların iletişim ve medya alanına ilgisi önemli oranda artmış görünüyor. Üniversitelerin iletişim fakültelerinden artan sayıda kadın mezun oluyor... Ama kadınlar yinede genelde alt düzeylerde çalışıyor. Medyanın karar mekanizmalarında hala erkek egemenliği var.
Bunun nedeni toplumumuzun kadınlara biçtiği cinsiyete dayalı roller.
Tıpkı Siyasi partilerin yürütme kadrolarında kadınların varlığının “sembolik” düzeyde olması gibi…
Medya ve Politik alanlar erkek egemenliğin de olduğu sürece, kadınların ihtiyaçları, ilgileri, kaygıları ve yapabilecekleri gündeme doğru yansıtılmayacaktır.
Kadınların medyada doğru yansıtılmadığı gerçeği de, kadının medyada var olmadığı düşüncesini onaylıyor.
Amaç; kadınların kendilerini doğru biçimde ortaya koymalarına pasif gözlemciden aktif katılımcılığa geçişlerine yardım etmek olmalıdır.
“Yarınsız meşguliyetlerin istikrarı, istikrarsız zihinlerin istikameti yoktur. İstikrar ve istikamet, zihnin varoluş gerçeğidir.” Kadını boş meşguliyetlerle istikametsiz bırakanlara: Öyle gözüküyor ki, Medyada kadına biçilen roller, ancak yine kadın tarafından yıkılabilir.
Kadın bakış açısıyla haber yapmak, kadınların sesini/sözünü duymak ve duyurmak için yoksa ’KADIN PARTİSİ, ALTERNATİF KADIN MEDYASI’ mı oluşturalım.
YORUMLAR
hatırlarsanız KA-DER in astığı bir afiş vardı. kadınlara yeteri kadar siyasi hak verilmediğini ve üç parti liderinin (deniz baykal, erdoğan, bahçeli) sarmaş dolaş vermişti. hatırladığım kadarıyla Mhp dava açmıştı, diğer partiler de iyi karşılamamıştı bu afişi.
bu zihniyet bu ülkeyi yönetecek, kadınlarda aktif görev alacak bu ülkede... bir hayal bu!
demişsin,z ki kadınlara ciddi program yaptırılmıyor bu ülkede. kime yaptırılıyor ki? nokta dergisi cidddi bir iş yapmaya kalkıştı kapatıldı. taraf gazetesi bazı olayların üzerine gitti, tehdit edildi, hem de başbakan ve g. kurmay başkanı tarafından al sana bu ülkede ciddi iş yapmanın bedeli.
bu arada AB karşıtların kulağı da çınlasın ilk paragrafınız için.
ama şu var benim için oldukça sevindiri. bayan gazeteciler çok başarılı. özellikle röportajçılar. neşe düzel, devrim sevimay, ayça örer,sanem altan, nuriye akman vb. erkek meslektaşlarına kat kat fark atmış durumdalar
Herkes eşite takılıyor, Bu eşitlik işi emperyal mask ! Bence eşit yetmez; eşit+denk..
Önermemizi böyle başlatmalıyız.
Burası ise tam kara mizah; "Dünya Ekonomik Forumu’nun yayımladığı yıllık kadın-erkek eşitliği sıralamasında Türkiye 2007 yılında 128 ülke içinde 118. sırada iken 2008 yılında yayınlanan raporda 130 ülke içinde 124. sıraya düşmüş. “Raporda, Birleşik Arap Emirlikleri 105’inci sırada bulunuyor."
Anlayana, güleriz ağlanacak halimize de anlayabilirsiniz.
Değerli Nurcan Hayriye hanımefendi, yazınız için teşekkürler.
Başarılar dilerim.