Ne Zaman....
Uçuruma bakıyor hayallerim…
Işıkların arasında sızan haykırışlar isyan şarkıları söylüyor, düşümde intihara yürüyen kadınlar var. Sabah ağlayışlarıma martılar konuyor, adını bilmediğim çocukların rüyasında geziniyorum, bir el tutuşluk boşluk içinde sebepsiz koşuyorum.
Her sokak köşesi aynı acıya çıkıyor, yürüsem önüm uçurum yürümesem canım yanıyor. Hangi zaman biriminde kalmayım, Süleyman’ın tahtına varis olanlara inat hangi zaman biriminde mabedine sığındım. Rab adına, hani kopacaktı kıyamet yoksa içimde mi sürüyor dehşet.
Tutunamıyorum…
Gözlerim ışık kümelerine renklerin solgunluğunu anlatıyor. Ölen bir hayalin peşine takılan rüzgarın hafif kıvrımlarını izliyorum, bir o yana bir bu yana eserken kendini mezar taşlarına vuruyor, bağrıma saplanan acı ile kan kusuyorum.
Yetmez mi ?
Boşluğunda sürüklediğin, hayalime leke sürdüğün, yetmez mi ?
Kaç adımlık ki yaşam ve hangi adımı atarken canımı alacaksın. Beklemek yerine ben sana gelsem, cezamı vereceksin yoksa sevenin sevdiğine hükmünü mü süreceksin. Ne garip bir bağ var aramızda, sen varlığınla kudretli iken ben yokluğuma mahkum bir beden. Bir yanım sessizlik içinde diğer yanım haykırışların sesliliğinde hüküm sürüyor, dalgaların vuruşu ruhumu hırçınlığa çekiyor o an anlamsız geliyor yaşam.
Zat ve vücut kavramları ile aklımı alacaksan, ruh ve beden bağımı kudretinle koparsan ve salınsam bir adımlık uçurumdan. Asiliğimde yaşam adına yeminlerimi geri aldım, and olsun diye yemin içerken, koşturan atların nefeslerinde hayatı tükettiğimin pişmanlığını yaşam saydım.
Zeytin ağaçları ve inciri seven Rab adına hüzün ne kadar da acıtıyor canımı….
Aramızda mesafe kalmadı artık, sen bana arşınla gelirken ben sana koşuyorum, matem içinde ağlayan kızların umutlarını eziyorum, hani demiş ti ya Muhib; hayat anlamsız olduğunda tutunun zeytin dalına belki kurtarır Musa.
Kaç zaman oldu kim bilir….
Gece yarıları perdeleri aralayıp ağlayışlarım…
Gözlerinin içinde Yusuf’u gördüğüm mürşidim, Hacegan sofrasını ben neden göremedim ?
Yoksa Ashab-ı kehf ile beraber uyudum da ben mi bilemedim….
.....
YORUMLAR
öğretilmemiş ezgiler fısıldıyoruz yaşarken.
kimi zaman kötü bir bestenin yanlış notalarından oluşan bir şarkı dolanıyor dilimize.
bazen de doğru ezgilerle mutlu oluyoruz verirken konserimizi.
.
hayat bir iniş çıkış arası,bir ruh daralması bazen yada uçsuz bucaksız bir deniz sarhoşluğu gibi mutluluğa yelken açan..
...
güzel bir şarkı senin şarkın ve her şeye rağmen söylenmeye değer. yalnız bir kararla yazılmamalı sözleri bir tek..
mükemmel bir orkestra şefinin emrinde hayat söylenmeye değer bir bestedir...
günlerin değil yılların en iyisi bir yazı..
tebrik ve teşekkür ederim, bir çok kere okuyacak bu yazıyı..
sevgiyle kal...
Sevgili Dostum,
Öyle içten, öyle derinlemesine donanımla yazmışsın ki; makaleni.. "Okumaktan haz duyduğum sayılı nesirlerden biri" diyebilirim rahatlıkla zira; mükemmel.
Yaşadığımı yeniden hissettirdi çünkü.
Duyumsamalarında yalnız değilsin dostum. Yüreğine sağlık.
Selam ve saygılarımla...