- 567 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
NEDEN BURAK HÜSEYİN OBAMA? (Belirlenmiş Yazgı)
“Siyasi tecrübesi az, beyaz olmayan, hayatının ilk yıllarını İslam dünyasında geçirmiş,.
Müslüman bir babaya sahip, fakir bir ailenin çocuğu, meslek hayatında çok önemli bir görevi hiç üslenmemiş. Demokrat Parti’nin düşüncelerine kapsamlı bir şekilde muhalefet etmemiş. İsrail’e yakın bağlara sahip olan Amerika’da bazı Arap arkadaşları olan, ayrıca Amerika’dan nefret edenlerle arkadaşlık yapan bir kişi olarak suçlanmış.
Karısı yıllar önce Amerikalı olmakla övünmediklerini açıklamış, düşmanları onu Müslüman olmakla suçlamış.”
Şimdi de Amerika başkanı “oluyor” seç(tir)iliyor. Neden?
Ekonomik krizden dolayı Amerikan insanının psikolojisinin bozulmuş olması olabilir mi?
Amerikalılar “Şiddet ve savaş meraklısı ve başkalarına baskı yapmaktan zevk alan” başkanlarından bıkmış olabilir mi?
Obama’nın, çağın gereklerini ve teknolojik gelişmeyi seçim kampanyasında oldukça aktif kullanabilmesi olabilir mi?
Obama’nın dünyaya hitap eder bir siyasi çizgi izlemesi, yerel değil de küresel söylemler kullanması olabilir mi?
Obama yarattığı hava ile “Dünyada Obama’yı istemektedir, Öyleyse niçin Obama’yı seçmeyelim, belki de bu bizim yararımıza olacaktır.” düşüncesini, Amerikalılara vermiş olması olabilir mi?
Obama’nın, Amerikan halkına hitap ederken ‘bugünün Amerika’sını değil ‘geleceğin Amerika’sı rüyasını anlatmış olması, rüyaların Amerika’lara tatlı gelmiş olması olabilir mi?
Amerikalıların yeni erkek imajına ihtiyaç duymaları olabilir mi?
Obama’nın, öldürülen Jhon F. Kennedy’den sonra, en sempatik resim veren aday olması olabilir mi?
Amerika’ya öfke duyan geniş kesimleri tekrar kendi yanlarına çekme taktiği olabilir mi?
Siyasetinde ekonomik güçler tarafından yönetildiği düşüncesini var sayarsak, ekonomik açılım için yeni taraftar kazanma düşüncesi olabilir mi?
Geleneğin sürdürebilirliği adına, en iyi aday olabilir mi?
MÜSLÜMAN LİDER PROPOGANDASI
Mutlaka, bu günlere hazırlanırken Obama’nın hangi konumda kabul göreceği, hangi yanının kullanılacağı hesap edilmişti. Seçim kampanyası boyunca da Obama’nın derisinin rengi, geçmişi, büyükanne ve dedeleri, dini inancı ile ilgili yaratılan söylemler, çok iyi kullanıldı…
Hatta bu kampanyalar sonucu bazıları, zamanla Amerika’nın Müslüman olacağı hayaline bile kapıldı. Bundan da anlaşılıyor ki Obama ile yapılması gereken siyasetin ilk adımı tuttu.
Unutmamak lazım ki küresel siyasette yeni taktik, “inancını” seni senin gibi düşünüyor görünenlerle vurmak, yozlaştırmak, zayıflatmak ve hatta yok etmek”
Peki, bu senaryoyu hazırlayanlar AMERİKA’YI / DÜNYAYI YÖNETENLER! Dünyadaki olayların ve bu gidişatın kontrolünü elinde tutanlar KİM?
Dünya finansını elinde tutan bir ulus üstü egemenlik, “Amerika’nın derin bankerleri.”
Yahudi amaçlarına hizmet etmeyi ibadetlerinden bir parça sayan Hıristiyan Evangelistler, “Derin gelenekçiler”
Şimdi dünyayı / Amerika’yı yönetenlerin, kurgulayarak sunduğu, senaryonun “OBAMA” bölümünü izliyoruz.
Obama’nın dünyaya /Amerika’ya seslendiği konuşma metninden bazı bölümlerin altını çizerek, ilginize sunuyorum, yorumlayın.
OBAMA DİYOR Kİ:
“Şu anda krizin orta yerinde olduğumuz herkesçe biliniyor, İşlerini kaybeden vatandaşlarımız var, sağlık hizmetleri çökme noktasına gelmiş durumda. Birçok ev satışa çıktı, insanlar evlerini kaybediyor. Karşımızda çok zor bir dönem başlamak üzere ve çok önemli tedbirler almamız gerekiyor. Sahip olduğumuz istatistikler ve veriler doğrultusunda çok önemli bir kriz çağına geçtiğimiz anlaşılıyor. Biz ölçümleri yapabiliyoruz ama kendimize güvenimizi de asla yitirmemeliyiz.
“Sevgili vatandaşlarım, Atalarımız tarafından başlatılan fedakârlıkların izinden yürüdüğümüzün farkındayım. Bizim atalarımızın ideallerine ve fikirlerine yürümeye kararlı olmalıyız.
”KADERİMİZİ TAYİN ETME GÜNÜ GELMİŞTİR”
Topraklarımıza olan inancımız güçlenerek devam etmeli. Önümüzdeki nesil bu sıkıntılardan geçecek ve bugün size temin ederim ki geçeceğimiz zorluklar bir değil, birçok. Çok kısa zamanda çözülebilecek ya da kolaylıkla ötesine geçilebilecek sıkıntılar değil bunlar, ama Amerikalıların bu mücadeleyi başarıyla sonlandıracağına eminim. İşte bugün bir araya geldik, çünkü korkunun ötesine geçtik ve umudu tercih ettik.
Savaş zamanında ve zorluklar içinde birleşmeyi tercih ettik. Artık ruhumuzu yeniden kuvvetlendirmek ve kaderimizi tayin etmek günü gelmiştir.
Amerika’nın bu idealleri bizim şahsi zenginliklerimizden, ya da şahsi beklentilerimizden çok daha ötede. İşte biz bugün bu yolculukta hala ilerlemeye devam ediyoruz. Dünya üstündeki en zengin ve en güçlü ülke olmaya devam ediyoruz.
HER GÖRDÜĞÜMÜZ KÖŞEDE YAPILACAK İŞLER VAR
öyle bir zamandan geçiyoruz ki kendimizi korumak durumundayız. Ve çok hoş olmayan kararlar almak durumundayız. Bugünden itibaren artık ayağa kalkmalı kendimizi toparlamalı, üstümüzdeki tozları silkelemeli ve Amerika’yı yeniden yaratma çalışmasına başlamalıyız.
Ekonomimizin içinde bulunduğu durum her yerden müdahale edilmeyi gerektiriyor. Yeni işler yaratmak değil, aynı zamanda büyümenin temelini oluşturmak durumundayız.”
Sanki “MANIFEST DESTINY(Belirlenmiş Yazgı)”ABD geleneğinin devamlılığı için yapılacaklara onay almak anlamına gelebilecek bir söylem.
“Bundan 180 yıl önce Amerika´da MANIFEST DESTINY(Belirlenmiş Yazgı) başlıklı bir metin yayınlandı. Bu metinde ABD’nin ebedi çıkarları gereği ´büyük devlet´ olma zorunluluğunun gerekçeleri açıklanmıştır ve istisnasız her Amerikan Başkanı bu metne uygun şekilde davranmak zorundadır. Amerikalıların Tanrı tarafından seçilmiş bir halk olduğu ve dolayısıyla askeri, kültürel ve ekonomik yönden yayılmaya hak kazandığını öne süren teori: Amerikan tarihinde yer alan ve Amerikalıların seçilmiş ve kutsanmış bir halk olduğu ve dolayısıyla Tanrı tarafından vahşi milletlere uygarlık modeli oluşturmakla görevlendirildiğini öne süren düşünce geleneğidir.”
ABD’nin ortaya koyduğu görüntüye göre; şimdiye kadar bu geleneğin devamlılığı kesintisiz sağlanmış, yaratılan mazeretlerle ABD “yayılmacı ve hükmedici” politikası çok rahat uygulanmıştır…
Öldürülen İki zenci liderden Martin Luther King, uzlaşma yanlısıyken, Malcolm X, kavga ederek zencilerin haklarını söke söke almayı amaçlıyordu.
Malcolm X Müslüman olduktan sonra uyumlu bir siyaset izlemeye çalışsa bile, muhtemelen derin Amerika tarafından öldürüldü. Barack Hussein Obama ise barış yanlısı görünen Martin Luther King’in düşüncesinin, günümüzdeki şekli görünüyor.
Malcolm X’in “Amerika, ancak kendisiyle savaşanlara saygı duyar” sözüne karşılık diyebiliriz ki; saygı duyar ama bu saygı kendi yaşamının ve siyasetinin devamlılığı noktasında engelse biter ve bitirilir.
Bunu Türk siyasileri de çok iyi biliyor. Teslimiyete ayak diretenlere karşılık, sadakat ve hizmette kusur yapmayanların ömür çizgileri Amerika tarafından uzatılıyor.
Bakalım bu senaryoda rol verilen “Obama”, Amerika’nın geleneğini sürdürebilecek mi?
Yoksa oda zenci liderlerin akıbeti gibi, AMERİKA’NIN merhametsiz sayfalarına mı gömülecek.
YORUMLAR
okuduklarımdan olsun, yaşamımdan olsun tespit ettiğim nokta şudur. Bir sorunun cevabını vermek kolay ama soru sormak zordur. siz de yazınıza soru sorarak(zor olanı) yaparak başlamışsınız. tebrikler
dünya değişim istiyor bu gerçek. değişimin içeriği o kadar önemli değil ama değişim olmalı. bu değişim için de yeni bir yüz gerekiyordu. o da obamaydı. dikkat edersiniz siyasette herzaman yeni yüzler tutulur. tabii bizim gibi ortadağu coğrafyasında değil. avrupada mesala.
ABD 'de ilginç bir siyasi gelenek var. iki dönem cumhuriyetçiler başa gelir iki dönem de demokratlar. iki dönemdir cumhuriyetçiler(bush) yönetiyordu, sıra demokratlardaydı. cumhuriyetçiler ortalığı dağıtır her bakımdan, demokratlar toparlar. o ülke öyle yürür.
Benim 'belirlenmiş yazgı'dan hiç haberim yoktu. ilk kez sizden duydum. öyle olsa bile ilk o kıtaya giden insanlar ülkelerinden kovulmuştular. o kıtayı yurt edindiler. ve o kıtanın herkese açık olduğunu, ezilen kim varsa geleceğini duyurmuşlardır. 'belirlenmiş yazgı' eminimki onlardan çok sonra yaşayan torunları ortaya çıkartmışlardır.
ABD dünya için gerekli, dengeleyici bir güçtür.ülkemizin Abd ile ilişkisi her zaman şer'e yorumlandı. ben öyle düşünmüyorum. ABD yi eleştirenlere her zamn cevabım: Taraf gazetesi yazarı Gökhan Özgün'ün şu sözü olmuştur.
'uzaydan bir göktaşı dünyaya çarpsa, o taşı engelleyebilemk için ilk önce Allah'a sonra Abd koşacağız yalvarmak için'
saygılar. güzeldi. yürepğine sağlık