SEÇİM ZAMANI…
SEÇİM ZAMANI…
İki haftadır azıcık siyaset takılıyorum…
Aldığım tepkiler inanılmaz olumluydu…
Herkes kendini bulmuş…
Söyleyemediklerini onların adına seslendirmişim…
Zaten bende öyle olmasını bekliyordum…
Çünkü doğru düşündüklerimi ve gördüklerimi yazıyorum…
Siyaset insan olmanın bütün özelliklerini bünyede toplamaktır…
Mühim olan insanlıktır…
Ben buna bakarım makam mevki benim için önemli değildir…
Siyasetçinin, seçim gününe kadar yaptığı yapacağı şeyler önemlidir…
Ben buna bakarım…
Şuna benzer: bir lokantaya gider yemek yersin karnını doyurup çıkarsın,
Ben daha sonra öderim deyip gidersin,
Gidiş o gidiş daha sonra yine oraya geldiğin de o lokanta sana yemek veririmi vermezimi?
Bence sen o lokantacı için bittin demektir…
Siyaset de böyle bir şeydir…
Söylediklerini yapmazsan bitersin.
Günün birinde birine yanlış yaptıysan, elinde imkan olduğu halde, senden yardım isteyen birine ters davrandıysan, haksızlık yaptıysan, borcuna sadık olmadıysan, avanta karşılığında iş yaptıysan, ahlaksızlık, uğursuzluk, terbiyesizlik yaptıysan, bütün bunlar önüne çıkar böyle günlerde…
Siyasetçiye vatandaşın en çok yakıştırmadığı özelliklerden biri de “Kibir”dir. İnsanlara tepeden bakan, kendisini çok önemseyen, hiçbir zaman gerçek manada halkın seviyesine inemeyen, yüzünde bir kibir ifadesi, gözlerinin içinde samimiyetsizlik olan insanlar, en büyük partinin adayı olsalar da seçim kazanamazlar.
Kazanmamalıdır da!
Doğrusu da budur…
Bu gün senin yanında olmayan sana tepeden bakan,
Seçilince tepeden bile bakmaz!
Şimdi iki üç gün önce yaşanan bir olayı anlatayım…
Bu günlerde oy kaydırmaları bir rezalet…
Oyunu köye kaldıran bir vatandaşın evine adayın biri misafir oluyor,
Ondan oy istiyor, vatandaş oğluna iş verirse anca oyunu vereceğini söyler,
Oda kabul eder…
Hâlbuki o vatandaşın oyu köydedir.
İşte seçimden seçime gelir vatandaşı kandırmaya çalışırsan olacağı budur…
Bu vatandaş ömür boyu yolunacak kaz değil.
Seçim kazanmanın ilk şartı, insan olmaktır. Adam olmaktır. Geçmişte kimseye karşı kibirli davranmamak, tepeden bakmamak, gerektiğinde o vatandaşın yanında olmaktır…
Yoksa gidip işine gücüne bakacaksın,
Burada bile yaşamayacaksın,
Büyük şehirlerde keyif çıkaracaksın,
Beş yılda bir gelip diyeceksin ki,
Ben seçilirsem, kenti halkla birlikte yöneteceğim. Kent meclisleri kuracağım. Her konuda halka danışacağım. Halkın istemediği işi yapmayacağım.”
Böyle söyleyen, aslında “Hele bir seçileyim, ben size nasıl Belediye Başkanı olunur gösteririm. Kimseyi takmam, astığım astık, kestiğim kestik yönetirim” demek istemektedir.
Aslında kimin ne dediğini bu insanlar biliyor…
Kimin daha yaralı olacağını da biliyor…
Sen bu halkla birlikte yaşamıyorsun ki,
Bu halkla birlikte yönetesin,
Bu yalanlara kimse inanmamalıdır.
Aslında vaat verende yok…
Verdikleri vaat seni işe alacağım.
Nereye alacaksın diye soran yok.
Nasıl olsa almayacaklar zaten.
Bir ilçe belediyesinin kapasitesi belli.
Onlar da fazlasıyla dolu…
Zamanı gelince ee ne yapayım kapasite belli,
Kadro yok ki alayım,
Olunca bakarız,
Diyecekleri için işe alırım vaadi vermek kolay tabii
Bir köy muhtarı bile ,
Seçilince yapacaklarını kendine bir hedef olarak koyuyor…
Ve gazetede ilan ediyor.
Hangi belediye başkan adayı böyle bir şey yapıyor…
Bu güne kadar sadece birisi bunu yaptı.
Ya diğerleri,
Diğerleri zaten bir şey yapmayacakları için,
Bir hedef koymalarına gerek de yok zaten…
Ben bunları yazarken birileri alınıyor,
Birilerinin taraftarları çıldırıyor…
Niye? Çünkü doğrular hep acıdır beyler…
Niye sadece birileri yada birilerinin taraftarları,
Onu da bilmiyorum…
Çünkü ben ayırım yapmadım.
Ortaya yazdım.
Birileri üstüne alınıyorsa bu bana diyorsa,
Ne diyebilirim,
Onun olsun…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.