GÖNÜL YÜKÜ
canım aşkım, canımın içi, biriciğimsin sen...
değil soldurmak, üzerine zerre miskal kadar toz bile düşmesini kabullenemeyeceğim ve istemeyeceğim bir sevgi, aşk ve mutluluk yaşıyorum seninle. Ben ömrümde böyle bir sevgi, böyle bir heyecan tatmadım. Düşündüğün zaman bir insanın hayatında yaşanılabilecek en tahlikeli ve en riskli bir birlikteliğin şuanda esiri olmuş durumdayız. Bu birlikteliği yaşarken gözümüzde beliren tek şey, umutlarımızın yansıması olan gülücükler ve duyduğumuz heyecanlardır. Şu aşamada ortaya çıkıp haykırarak bu heyecanı yaşayamamanın ezikliği ve buruk özleminin kamçıları ile yol alıyoruz. Ama dediğim gibi umutlarımız olmasa birbirimize sevgimiz ve aşkımızda olmaz... Ben seninle inan ki unutulacak bir umudun tutsağı değil kavuşulacak bir umutun hükümlüsü olup seninle ebediyete kadar aynı nefesi solumak istiyorum...Ben seni o kadar çok sevdim ki, bunun tarifine aşkın gücü ve tanımı yetmiyor bu bambaşka birşey. Seni hayatımda hayal etmek sanki bana ölümsüzlük iksiri içmiş bir bilge hissi veriyor bu his bambaşka inan.. Sonumaz ne olur bilemiyorum ama Can Dündar’ın yazısında bahsettiği gibi biz birbirimizi ölenedek unutamayız bitanem. Çünkü biz bu seviyeye aşama aşama geldik ve kandimizi olabilecek en yüce hakimiyetle zaptederek, Zamanla neler yaşayacağız kim bilir bilinmez ama tek bildiğim seninle en son tatmak istediğim şey ölümdür...
01.08.2008