FENERLERE DAİR KARALAMALAR ( I )

• 23 Ocak 2009 Cuma 00:26:50

Fenerler yakılacaktı.
Issız yollarda yolcuların, yönünü doğru bulmasına hizmet etsin diye. Kiminde reçineleri kokan dala dal çam artıkları yığılacak, yaygın alevleri tükense bile dayanıklı közleri karanlığa uzun süre direnecekti.
Kiminde boy boy gaz tenekeleri istif edilip gece beklenecekti. Her boşalan tenekede gece biterken sorumluluklarını yerine getirmişlerin rahatlığı içinde uykuya yatacaktı kandiller.
Kiminde sayaçları akıllı mı deli mi hesap edilmeyen elektrik kaynağına bağlı ışıklar saçılacaktı karanlığın bağrını deşen. Ve her ışık süzmesi karanlığın yanaklarından öptükçe insanlık yüzüne yeni yıldızlar doğmaya devam edecekti

Fenerler yanacaktı.
Köylerin uzak mahallerinde evleri birbirine ulayan. Hastalık halinde deva arayanlara,yalnızlık halinde yarenliğe koşanlara.Gökyüzünde ay şafağının,kutup yıldızlarının yetmediği gölgelere sinecek ve köpüler kuracaktı gönüller arasında.

Fenerler yakılacaktı.
Kasabaların şehirlerin izbe sokaklarına. Gece vardiyasından yorgun dönen işçi Elif’in boynuna yük çantasında asılı düşleri umuda yel yepelek yol alırken izi de aydınlanacak yüzü de aydınlanacaktı. Köşe başlarında, belediye duraklarında, parkların tenha aralıklarında oyalanan, avını bekleyen karanlık yüzlü adamlar fener aydınlığında önce kendi çirkin yüzlerini görecekti. Utançtan kızaran yüzlerini saklamak için polisin şehrin dört bir yana yerleştirdiği kameralardan kağıt mendillerle kaplayacaktı.

Mağara yerleşimlerinden günümüz şehirlerini kuran insanlık, binalarını da aynı üstün nitelikleriyle aydınlatmasını bildi. Ama aynı tarlada yetişen zehirli otta tarlaya aitti. Besleyici sebzelerde. Bunu biliyordu. Sırf bu yüzden istismarı yapılacak ne varsa kendini ve toplumu korumaya çalıştı. Korunması gereken sadece dün değildi. Korunması gereken sadece bu gün de değildi. Korunması gereken koca bir gelecek vardı insanın önünde.

****

Fenerler nasıl yakılır?
Ya da fenerlerde biriktirilenler nasıl iç edilir. Kişilerin çıkarları doğrultusunda kullanılır mı demek lazım daha doğrusu? Bütün bunları fenerleri tutuşturanların bilmesi gerekmez miydi? Elbette çoğunluğu suçsuz saymak gerekir. Özellikle yardımı zekat, fitre, sadaka, Allah rızası, kurban niyetiyle yapan için. Hatta sadece yoksullara acıdığı için insanlar bu büyük şebekeye katkıda bulunmuş olabilir. Demek ki insan yardımın nereye gittiğini de görmek zorunda.
Fenerler nasıl yakıldı?
Allah adına hareket ettiğin söyledi çoğu.
Allah birdir dedi hatta.
Allah her yerdedir dedi hatta. Bak yaptığın yardım sana bin kat, üç bin kat dönecek dedi.
Allah, zaman ve mekân ötesinde bilen ve görendir her nesneyi dedi hatta. Ardından eklemeyi de unutmadı. Bunun için hitabı güzel, vurgu ve tonlaması üst düzey maaşlı adamlar tuttular.
Televizyon programları yaptılar.
Gazetelere, dergilere, reklam panolarına astılar insanlık düşlerini. Sonra allayıp pulladılar yaptıklarını.
Fenerlerde biriken giyim malzemeleri, yiyecek maddelerini, ev eşyalarını ulaştırdılar bazı yerlere. Elbette biriken milyonlarca avro.İnsanların alın teri.İnsanların inançları doğrultusunda maksada ulaşacak diye safdillikleri içinde teslim edildi.

Allah adına hareket deliyordu.
Allah birdi.
Allah her yerdeydi.
Lafızla söylediler ama ne aynel yakin ne hakkel yakin bildiler.
(DEVAM EDECEK )

sİNAN YILMAZ

Beğen