....
Dilimdeydi tadı masum serzenişlerin. Öyle içerideydin ki benden, sesimi bastırıyordu çığlık çığlığa bana koşan özlem. Yelkenlerimi yırtan senin rüzgarındı, kabuğumda beni rahatsız eden senin isyanların... Pek az sustum pek az konuşuyorsun diye.
Kararsızlığın, ıssızlığın, tek kişilik dünya sahnenle hayatımın kara deliğinden içeriye girdin. Hüzünlerin, ağlayamadığın sebeplerin ve aşka ayrılacak zamana bahanelerinle ‘sen’, işte tam da göğsümün altındaydın, gerçektin. Gözlerimi olağan dünyaya uzun süre açmak istemeyişimin sebebi sana yaşanılanları kılıf olarak giydiremeyişimdendi, ahmaklığımdan değil. Öyle olağanüstüydün ki gözümde yeryüzüne indirmeye kıyamadım seni bir süre. Ben hayal ettikçe, sen gerçeğim dedin, ben bu sen olamazsın dedikçe, sen karakterinin sert, acımasız ve kinci yanlarını şaklattın çıplak omuzumda.
Uyandım... Bir düştü gördüğüm, bir yalandı inandığım. Israrla aynı masala kahraman yapmak isteyişim bundandı seni. Farkındaydım tüm gerçeklerin, erteledim bir süre, gördüm ki erteledikçe acıyı, ertelendim gözünde. Gördüm ki eski seni dilendikçe kapında, en acımasız yanlarını vuruyordun yüzüme.
Kader bizi yeniden bir noktada buluşturak olursa, konuşacak yüzümüz ve cesaretimiz olsun diye, her çilek gördüğünde, çikolata yediğinde, gökyüzünde firari bir balon gördüğünde yüzünde gülümsemeyle hatırlanmak dileğiyle...
Hoşçakal....
YORUMLAR
Kader bizi yeniden bir noktada buluşturak olursa, konuşacak yüzümüz ve cesaretimiz olsun diye, her çilek gördüğünde, çikolata yediğinde, gökyüzünde firari bir balon gördüğünde yüzünde gülümsemeyle hatırlanmak dileğiyle...
Hoşçakal....
AĞLAMAK İSTİYORUM ....
HEM DE SESİMİN EN SON NOKTASINDA NEFESİM KESİLENE DEK...
KEŞKE HOŞÇAKALLAR OLMASA....
SEVGİLER...