Heykel..
Heykeltraşlarda olmasa heykellerden mahrum kalacaktık.Kıskançlık kıskacında olan toplum olmamız sayesinde heykeltraşları bile kıskanır olduk.
Kıskanmak ilede kalmadık heykeltraşlar olarak hayatın içinde yer almaya başladık.Sanata bakış açımız dereceleri rüzgargülüne benzetecek şekilde oluncada ortaya enteresan heykel figürleri çıkartmaya başladık.
Toplu taşıma araçlarında şöförün hemen arkasında bulunan koltukların üst kısmında bulunan tabeladan feyz alarak o koltukların gerçek sahipleri toplu taşıma aracına bindiklerinde onların
koltuklarında oturduğumuzda;dışarıyı hayranlıkla seyreden,dışarıyı seyrederkende her ne hikmetse gözleri kapatan aracın fren sistemine bile direnen..
Akşam yemeğinden sonra çıt veya kapı gıcırtsının bile ancak bu yazıya malzeme olması dışında hiç bir özelliklerinin kalmadığı o ebem kuşağı bile olmayan zamanlarda,evlere hakim olan sessizliği kıskanarak görsel medyanın renksiz kuşaklarını beline geçirerek gerek koltukta dağınık gerekse yuvarlak masanın etrafında biraz daha derli toplu vaziyette sessizliğe direniş
gösteren..
Gecenin ilerleyen saatlerinde kürsüde söz almış kişi ile birlikte gecenin ilerleyen saatlerinede muhalif olmak adına kırmızı renkteki ceylan derisi koltuklarının üzerinlerinde bulunan vücutlarının;baş kısımları kimi zaman öne kimi zamanda arkaya düşerken bir anlık silkinti ile gözlerini açıp sonra yeniden kapatanlar..
Çıkmaz sokaklarda oturmasalar bile kendi hayatlarınındaki çıkmazları çıkarlar haline getirmekten esinlenerek;Gambazlığı,yalancılığı,dedikoduyu,iftira atmayı günlük işler listelerine koydukları halde,günlük işlerine çomaklar sokulduğunda,suratlarına şaşkınlık ifadesini japonlar olmadan suratlarına yapıştıranlar..
Görgüsüzlüklerini sunarak çevresinde bulunan görgülü pastanelerinde görevli olmayıp yinede görgülü olanları kaybettiklerinde empati kurma yeteneklerini geliştirmek yerine sempatik hallerinin zararlarını bireysel emeklilik şeklinde değilde bireysel yalnızlık olarak çekenler...
O anlarda...
Sessiz..
Donuk..
Tepkisiz..
Rahat..haller içinde genelde kafalarında lüle lüle saçlar olduğu halde,bu yazının sahibi gibi hepten kel olmayan ama;
-Hey kel...seslenişine özlem duyacak olanların halleridir..
Her ne kadar heykel olduklarını sanarak toplumun içinde var olsalarda aslında onlar heykelin keli bile olamazlar..
Nedenmi ?
Heykeltraşların ellerinden çıkan heykeller ölümsüzdür..
-Hey kel seslenişine özlem duyanlar ise değil...
Yoksalar olmasada başkada bir şey değil...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.