- 1906 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEKİ MAVİ EMZİKLİ ÇOCUK
SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEKİ MAVİ EMZİKLİ ÇOCUK
Söze nerden başlamalı,boğazda düğümlenen yılgın, çelimsiz sözler nasıl çözülmeli? Ya da nasıl bırakılmalı yerinde?
Bunun sorgulamasını vijdan yükümlülüğümüzle ne kadar bağdaşlaştırabiliyoruz?Yoksa ’’Bana dokunmayan yılan bin sene yaşasın.’’ deyimiy
lemi avutmaya çalışıyoruz kendimizi.Sözün bittiği yerdeki hayat trajedilerinde, herşeyi aklına getirebiliyor insan.
Fakat dünyada yaşanan olaylara baktığımız zaman, mantık ve vicdan arasıbndaki mesafe o kadar uzaklaştırılmış ki...
Buna seyirci kalmak içler acısı.Oysa mantık ve vicdan biribiryle ilintili iki kavramdır.Bu kavramları insanların hesaplarına geldiği
gibi yorumlamak, o kadar basit bir hal almış ki...Bunu görememek bile, vicdanımızla çelişkiye girme polemiğini çıkarıyor ortaya.
Dünya öyle bir hal almış ki...İnsanlar kendi menfaatleri doğrultusunda planlanan amaçlarına ulaşabilmek ve ulaştıktan
sonra, rahat bir nefes alabilme duygusunun, vücutlarında sentez edilebilmesi için, katledilen, sömürülen insanların dökülen kanlarına
ihtiyaç duyuyorlar.Sanki bu kan dökülmezse, lekelenen vicdanlarında hissetikleri duyguları vücutlarına işlemeyecek.Dünyaya meydan oku
yan rezil ülkeler, katlederek, sömürerek döktüğü kanı uyuşturucu madde gibi kullanıyor adeta.Kan dökülmediği anda kuduruyorlar, tepini
yorlar, çıldırıyorlar...Biliyorsunuz ki uyuşturucu krizi geçiren insanlar, ihtiyacı için önüne gelen herşeyi yaparlar.Hiçkimsenin ne
hissetiği, ne düşündüğünü umursamayacak derecede körelirler.işte dünyaya meydan okuyan rezil ülkelerin de kendi uyuşturucu ihtiyacını
gidermek için, emdiği kanların bedellerini , suçsuz, çelimsiz, masum insanlara nasıl ödettiğini görüyoruz.Dünyanın buna sessiz kaldığını
da görüyoruz.
Orda bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür.Gitmezsekte, kalmasakta, o köy bizim köyümüzdür.Evet o köy bizim
köyümüzdür, gitmesekte kalmasakta.Uzağımızda çekilen acıları, mesafeye önem vermeden, vicdanımızla sorgulamak, aslında uzakta, hiç
gitmediğimiz köyün bizim de köyümüzü olduğu gerçeğini koyuyor ortaya.Yani vicdanda beslenilen ortak acılar, hepimizi bir noktada
birleştiriyor.
O köy bizim köyümüz, çünkü o köyün aynısı yanıbaşımızda da var.Gitmesekte kalmasakta, aynısı bizde de var.Bu yüzden
o köy bizim de köyümüz.O köyün uzakta kopan izbe çığlıkları bize hiç yabancı gelimiyor.O çığlıklar mavi emzikli çocuğun, ölü sessizliğinde
yankılanınca, daha çok çelimsiz kılıyor insanı.Oysa dünyanın en masum, en temiz, en çelimsiz yüreğini taşıyor çocuklar.Filistinli çocuk
yanından hiç ayırmadığı mavi emziğiyle birlikte, kalmıştı enkazın altında.Bencil ve köhnemiş zihniyetlerin vicdanlarında kaybolmuştu,
mavi emzik.Yıllardan beri süregelen , insan dışı olaylarla , katliamlarla enkazın altınada kalan mavi emzikli çocuğun, bir cansız bedeni
kalmıştı, İsaraile’e karşı koyacak olan.Ama ben enkazın altında kalan mavi emzikli çocuğun, barış, mutluluk ve sevgi kokan bir dünyada
geceğe ışık tutacağını hayal etmiştim.İnsanların yaşanmaya değer hayallerini yıkmaya, döküp kırmaya ne hakkı var, bu razil ülkelerin.
Bu küçük yürekler, öfke, kin menfaat duygusuyla yıkanan beyinlerin, ödenen en ağır bedelleri olarak mı kalacak hep?Yooo ben bunu düşün
mektan bile ürperiyorum.
Dökülen kanlarla deşarj olan İsrail’in mavi emziğiyle beraber enkaza gömülen bebeğin, üzerinde yakılan ağıtların
gölgesinde nasıl bir vicdan sorgulaması var, hala anlamış değilim.Bence İsrail de vicdan kavramı diye birşye kalmamış.Sadece köhnemiş
yüreklerinde, biraz daha uyuşmak adına, dökülen her kandan zevk aldıkları gerçeği var.Ne olursa olsun mavi emzikli bebeğin dökülen kanı,
rezil Amerika ve İsrail’in vicdanına sürülen bir lekedir.
Olan bitenden haberisiz olan çocukarın vicdansızların, siyoniştlerin, kan emici yarasaların karanlık enzkazında kalmaları
benliğimizin bir köşesinde hiç kaybolmamak adına kalacaktır.
Yine yorgun sabahlar, yine yılgın akşamlar.Yine hep dala bela, yine hep o kuruntu.Ortadoğuda umudun kollarında filizlenen
barış güvercini hiç uçamyacak mı?Müslümanlar neyin bedelini ödüyorlar acaba?
YAZAN:SULTAN MERCAN
YORUMLAR
savaş ve getirdiği ölüm sadece müslümanlara yönelik değil ki ! yıllarca osmanlı topraklarında hristiyan osmanlılar öldürüldü... biz nasıl bir varlığız ki kendi neslimizi katledebiliyoruz ? dini, dili, ırkı, cinsiyeti, yaşı ne olursa olsun kahpece öldürülmeyi hiç bir insan evladı hak etmez o da ecelin bir çeşidi olsa bile !
barış dolu günlere