- 736 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
S-Ayıklamalar / 3
Köklerimle anakaraya bağlıyım ben, çok sağlam, çok katı, kılcallarım taşlaşmış artık, toprak sertleşen damarlarıma yapışmış, köklerim öyle uzamış, öyle serpilmiş ki inaklarımın içine, çekirdeğe, magmaya kadar varmış...
Oysa dallarım öyle özgür ki, öyle umursuz, öyle aykırı ki herbiri, öyle kanatlı ki. Her dalım ayrı ayrı zorlar kökleri ve birbirlerini, sorgularlar gerçekleri, hayalleri, aitliği, sebebi...
Bomboş biryerde yürüyorum, buz mavisi bir boşluk, yürüyorum, yer yok, soluyorum ama nefes yok, form yok, harfler var ama silik, sesler.., mors alfabesinden, grilik var geçmişten, yukarıda hiç görmediğim şekillerde gezenler görüyorum, kozmik parçacıklar mavilik oluyor, mavilikten doğuyor, mavi içim oluyor, içim kan kaybediyor, içim huzurlu, içim huzursuz ve net.
Gizligeçit yerlerden geçiyorum, inançlardan, kimsenin değil, bilerek ve isteyerek benim dokunduğum, artık bakirliğini kaybetmiş vahalardan, sabitlerden geçiyorum, oynaklardan, asla sabit kalamayanlardan, bana bakanlardan geçiyorum, artık bakmazlarken, gülenlerden gülmezlerken, yağmurlardan geçiyorum ama susuz, damlamadan, damlayandan geçiyorum tekrar, seviyorum ya bu gezegeni, tekrar tekrar geçiyorum bazı sahalardan, dallar heryeri sarıyor sanki aşikar ve gizlice, içime sokuyor, içimden çıkarıyor uçlarını, aklımı yapraklıyorum, bir resim çıkıyor.
Ama durmadan sadeleştiriyor kökler dalları, budama hevesinde aklımın bir yanı diğer yanını, yok etme derdinde belki, kurtulma derdinde dallarından artık, yok sayma niyetinde... Ama olmaz, olmuyor, fikrimin arzları, arazları, arızaları sayfa sayfa dökülüyor mekansız mekanda görünmeyen kağıtlara, okuyorum, yazıyorum, kazıyorum kendimi andan, yazıyorum olmayan kelimelerle tarihe ama koparamıyorum beni ben yapan tarihimi zamandan.
Köklerimle anakaraya bağlıyım ben, zamansız zamana, mekansız mekana, belki uyduruyorum, doğuştan körüm gerçeklere, yalnız benim sesim, yalnız benim nefesim içimdeki, içime çektiğim hayat yalnız benim, ben ikiliyim belki varoluştan, ben yalnız bana ait bir karmaşa, yalnız benim olduğu için mi karmaşık, bende olduğu için mi yalnız, bu kadar bana bitişik, ve bitişi mi getirir bu kadar bitişiklik, sorgulamalıyım, sorgulamamalıyım, bilmeliyim, bilmemeliyim, belki asla öğrenmemeliyim, belki de öğrenince ölmeliyim...
24 Aralık - 19 Ocak
YORUMLAR
kendimizi kaç farklı yalnızlığa bölersek, dallarımız ve köklerimiz o kadar uzaklaşıyor birbirinden. dallarımızı gökyüzü istiyor, alıyor elimizden; köklerimizi toprak istiyor, alıyor ellerimizden... biz hem gökyüzünü aydınlık, hem toprağı sulak istiyoruz, ama ülkemizde bozkır mevsimi hüküm sürüyor; ya dallarını kısa, yapraklarını küçük tutacaksın, ya köklerini en derine salacaksın. "bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin"
mutluluğundan yaralanmışsın,bütün dert çekenler doktorun olsun.......
empati kurduracak bir yazı,
okuyucuyu,"ben de böyleyim,benim de böyle düşüncelerim var..." demeye sevk eden bir yazı...