Sıfırlamak..
Her şeye yeniden başlamak için sıfırlamak gereklidir.Sıfırlamanın kapsamında ise sadece hüznün maskeleri değil sevinçlerinde maskeleri olur.Her maskede zamanı geldiğinde yeniden yok olur..
Şehrin gürültüsüne ambargo koymuş olan çift camlı pencereden dışarı baktığında sessiz film karelerinden kesitlere şahit olursun.Ne esen rüzgarın sesi ne taşıtların sesi ne insanların sesi ne de kuşların sesleri..Bunları hissettiğin anlarda zamanında bir anlıkta durabilmiş olacağı hissine kapılırsın.Sessizliğin sırnaşıklığından seni alan şeyler ise odada bulunan insanların sesleri ve koridorda birbirlerine caka satan ayakların sesleri..Kulakların her ne kadar Meksikada ki kulaklara benzemesede işlevini yitirmediğine şükredersin.
Güneşin sahtecilik yapmış olduğu bu zamanlarda gerekli olan sıcaklığı binalara sarmaşık misali sarılı olan havakandırmalardan bulursun.Bulmuş olduğun sıcaklık her ne kadar yapay olsada güneşin yüzüne bakıp "hadi sende" gibisinden caka satarsın.Isınan ortamın içinde eriyip gitmesen bile içini çorba sıcaklığında ısıtan sevgi sözcüklerini yüreğin hazmettiğinde asitlerin bile saçmaladığına inanırsın...
Zamanla yarışmanın yenilgilerine çoğu zaman alışık olduğun için zamanı kendi haline bırakırken diğer yandan içinde koşmaya başlamış olan heyecan atının dizginlerinede sahip çıkmak istersin.Her ne kadar puantiye elbiselere sahip olan at sürücüleri kadar becerikli olmasanda heyecan atınında nefes alacağı anları kestirerek ona göre hareket edersin.Bu hareketlerin en belirgini ise heyecan atını konular üstünden yavaş yavaş atlatabilmendir.
Yüksekliği çok olmayan konu engellerinden her atladığında heyecan atınında yavaşladığını hissedersin..
Bütün bunların arasında güneş sahteciği bir kenara bırakıp yerini sahtekar olmayan aya ve yıldızlara bıraktığında sende geride yaşadıklarınıda yanına alarak;çıplak olan bedenine o geçmişte yaşadığın güzellikleri örtü niyetine üstüne örtersin.Seslerin anlam kazandığı yerlerde ilerlerken ısınında anlamsızlaşmış hali olan soğuklada tanışırsın.Soğuk ile tanışmış olduğunda ise o anlar için seni karşılama merasimine çıkmış olan kardan adam figürlerinide gözlerinde dolaştırıp durursun..
Geçmiş olduğun heryerde ardında bırakmıs olduğun kapanan kapılar birazdan kapanacak olan gözlerinede göndermeler yapıp dururlar.Gözlerinin istem dışı kapanacağını yaşayacağın anların
yaşamış olduğun hayatın siyah renk elektrik bandı misali olacak kısımlar olduğunuda aklından geçirir ve o koşturmanın içinde kabuğuna çekilirsin..
Yaşadığın gecelerden sonra uyanacağın sabahlara ismini duyarak uyanmadığından kulaklarına kadar gelmiş olan ismini duyup gözlerini açtığında bir anlık bu jesti sana kim yaptığının hesabını yapmak istersin ama o bir andan sonra gözlerini yeniden açtığında ilk hissettiğin şeyin maskelerden uzak sıfırlanmış bir hayatın ilk sesi olduğunu anlarsın..Bu anlamalarına anlam katmak istediğin an kardan adam misali olan soğuk yeniden yüzüne öpücük kondurduğunda sıfırlanmış olan hayatınıda sarıp sarmalamak istersin..
Koridorlardaki ayak seslerinin eşliğinde odana çıktığında ise oda numaranın 407 olduğunu yeniden görüp ortadaki sıfırıda farkettiğinde yüzüne tebessümler kondurursun..
Yoksa yoksamı...
Bel fıtığı ameliyatını olur çıkarsın..
Başka başkamı..
Geriye sadece bedenini değil ruhunuda dinlendireceğin anları yaşamaya başlarsın...
Başkada bir şey değil...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.