- 1208 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YENİ SİNEMA /ardahan öyküleri(6) (kitap4)
Herif boşuna dememiş ya:
- Dünya iki göz pencere gelen bakıyor; giden zaten bakmış gidiyor.
O yıllar da Ardahan’ın Dünya’ya açılan iki sinemasından biri Yeni Sinemaydı.
1970 ile 1980 arası Ardahanlıların tek kültür merkezi buralardı.Tugay Sineması; unutmayalım.
Öbür sinema Adil Kurtel’in binasının karşısında ki boş çöplüğün kenarında olan: Şengül Sinemasıydı.
Halkın ağzında ki ismiyse; Eski Sinemaydı. Burayı bir süre Yakup Amca çalıştırdı. Sonra yeni inşaatla beraber şimdiki durumuna geldi.
Öztürk Kasabın bulunduğu binanın içinde Eski Sinema vardı. Belki şimdi sinemayı tadil etmişlerdir. Renkli karate filmlerini seyrederdik. Kung-Fu filmleri çığırı başlamıştı. Bruce Lee’ nin Dragon filmini burada seyretmiştim.
Bruce Lee için neler uydurmuyorduk ki; uçtuğunu bile söyleyen arkadaşlarımız vardı. Dünya o vakit küçüktü ellerimizin içinde; avuçlarımızdaydı zanki.
Yeni Sinema’da: Bir Cüneyt Arkın filmi seyretmek için bazen çok çaba gerekebilirdi. Paran yoksa hırslandıkça hırslanırsın. Önünden uruk uruk çocuklar bilet alıp salona girdikçe hevesin arttıkça artar. Borç mu alırsın? Annene koşup yalvarır mısın? Bütün çarelerden sonra bir yol kalıyor ki onu denersin! Bilet kesen İso Dayı’nın önünden karanlık sinema salonuna uğradarak kaçıp içeri girersin. İso Dayı, Yakup Amca bu riski deneyenlerin son çareci olduklarını bilirdiler. Ondan biraz izin verirlerdi. İçeri kaçan karanlığa girdiğinde derakap bir koltuğa gömülük oturur, büyük beyaz perdede rengarenk Cüneyt Arkın’ı seyrederdin.
Çarşamba günleri halk günleriydi.
Okuldan doğru sinemalara. Öğrenci arıyorsan sinemalara... Filmler üçer tane olurdu. Buna beyin-baş dayanmazdı. Kavramsal olarakta konulara kafayı verirdik ki kafamız yalan olmasın şişerdi. Çekirdek kırardık. Sımışka da denir. Memet Onbaşı’nın Ardahan’da yaptığı gazozlardan içerdik. Filmin, Cüneyt ’in havasına kendini kaptıranlar.
Kapı açılıp dışarıya "exit" çıktılar mı? Başlardılar. Karateci karateci yürümeğe. Hepsi de çocuk, delğanli...
Reyhani bir türküsünde diyor ya:
- Ay’a yaklaştık.
Ho babam! Ho!
Şimdi bizim sinemadan çıkışımız:
HO BABAM HO!
Perşembe günleri yaz- kış bayanlar matinesiydi. Filmler mahallelerde faytonla, kızakla çığırtkanlara bağırttırılırdı;
- Aloo!.. Alooo! Başrollerini Fatma Girik ile Tugay Toksöz’ün oynadığı "Ezo Gelin" filmi bu perşembe saat 14’te bayanlara... Duyduk duymadık demeyin!
Çığırtkanın elindeki hoparlör değildi tenekeden bir konik boruydu.
Çarşıda ayriyeten afiş panoları vardı, bunların biri Millet Bahçesinde Hod’lu Mahmut’un dükkanının yanındaki çeşmenin yanındaydı. Mükerrem Derin’in dükkanın önünde de bir pano vardı. Kağıt afişlerin değiştirilmesini kaç defa merakla seyretmişizdir.
Sökerken bir itina, yeni afişleri raptiye ile sabitlerken bir itina, merdiven çıkan sinemacıya birisi de aşağıdan yardım eder merdiveni tutardı. Afişe raptiye verirdi.
Matineler... bayanlar çeşit çeşit meşrubat içerdiler. Limon tadındaki Elvan vardı.
Kahverengi Ankara Kola vardı. Tekli satılan Adana tatlısı... Leblebi tozu... Lalipop Şekerler, çocuklar yesin için vardı...
Kadınlar burasını çok severdi. Yeni Sinema’da ağlar. Yeni sinema’da gülerdiler. Dedikodularını yapardılar.
Yeni Sinema kültür merkezi olarak Ardahanlılara hizmet verdi. Büyük şehirlerden gelen konserleri dinlediler. Tiyatro oyunları seyrettiler. Konferanslar dinlediler. Türkiye İşçi Partisi Milletvekili delegeleri reyleriyle milletvekili sıralama seçimi yapılmıştı. Erzurum Atatürk Üniversitesi Hür Dünya Gençliği Düşünce Kulübü şöleni yapılmıştı. Ardahan Kültür Derneği: Erdal Abiler İsmet Küntay’ın 403. kilometre tiyatro oyunu oynamıştılar!
İnsanların düşleri, hayalleri, eğlentilerinde Yeni Sinema’nın payı vardır.
Yeni Sinema’yı: Unutmak mı? Ne mümkün ki?!.
Kışın kapısının önündeki buz bile aklımda. Demir kapısının parmaklarıma yapışması. Acısı aklımdadır. Bilet gişesinin cam göbeği rengi. Solda demir korkuluğun önünde asılı bilet çöpü tenekesinin yağ tenekesinden yarı kesilmişliği..!
İnsan yazdıkça hatırlıyor. Rahim Öktem’in Yeni Sinema’yı Beyoğlu’nda ki El Hamra sinemasına nazire olsun diye yaptırdığını.
Kars’ta makine filmi sardığında ya da film koptuğunda "İsmihan" sahneye çıkıp filmin kalan kısmını anlatıp:
- Haydin artık film bitti: Doğru çıkışa! derdi.
Yeni Sinema’da maazallah film kopmasın, hemen seyirci başlardı; makinistin babasının ismi Kiraz olduğundan:
- Kurtliii!..
- Kurtli Kiraz!..
Makinist Ensar Abi sonradan sinemayı kiraladı. İşletmeciliğine geçti. Ensar Abi sinema sanatından anlardı. Sinema tarihinin klasiklerini seyrettirdi bize; Yurttaş Cane, Rüzgar Gibi Geçti, Ben Hur gibi Yılmaz Güney’in Seyithan’ı, Halit Refiğin Diyeti, Atıf Yılmaz’ın Al Yazmalım Selvi Boylum’u...
Bunu da yazıp bitireceğim:
Reyhani bir konsere gelmişti. Konserin Yeni Sinema’da olacağını on gün önceden duyurmuştular.
Konser akşamı Reyhani hınca hınç salona girdi. Çaldı söyledi: milleti coşturdukça; ağlayan, gayde tutan, oynayanları kırdı geçirdi.
O ki sıra şeye geldi!..
Reyhani:
- Ben de bir aşığım Reyhani adım
Sorun çiçeklere az mı yalvardım
Benim tabiattan bir tek muradım
Götüreyim nazlı yare bir çiçek.
Öndeydi; oturan: Kemal Abi çakır kafayla bir nara attı:
- Varol Aşık! Varol!
- Ha babam ha...
- Ha babammm!..
- Ha ba...
- ...
- SON -
YALÇINER YILMAZ
RESİM ÖĞRETMENİ
GEBZE-18/01/2009
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.