- 25460 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
NAZIM HİKMET VATAN HAİNİ Mİ, VATAN ŞAİRİ Mİ?
Nazım Hikmet 1902 yılında Selanik’te doğmuş, 1963 yılında Moskova’da ölmüştür. Yani O’nun doğduğu şehirde, öldüğü şehirde Cumhuriyet sınırlarımızın dışındadır.. Annesi Celile Hanım, Babası ise Hikmet Bey’dir.
Nazım’la birlikte 1921 yılında Rusya’ya kaçan Vâlâ Nurettin "Bu dünyadan Nazım geçti" adlı eserinin 32. sayfasında Celile Hanım’ın, büyükbabası olan Mustafa Celaleddin Paşa’nın, BORJENSKİ soyadlı Polonya’lı bir Yahudi olduğunu yazar. Yine aynı eserin 33. sayfasında ise Nazım’ın anneannesinin büyük dedesi olan Müşir Mehmet Ali Paşa’nın da Fransız asıllı bir protestan olduğu kaydedilmektedir. 8 Şubat 1977 tarihli Y.MİLLİ MÜCADELE dergisi bakınız Nazım Hikmetin kimliği hakkında neler yazıyor:
"Aslen bir Yahudi. Anne tarafından büyük dedesi Ferit Mustafa Celalettin Paşa, asıl adı Konstantin BORJENSKİ olan bir Polonya Yahudisi. Baba tarafından büyük dedesi Mehmet Ali Paşa ise Fransız kökenli olup; protestan mezhebine bağlı Magdeburg’lu Y.MİLLİ MÜCADELE dergisi bakınız Nazım Hikmetin kimliği hakkında neler yazıyor:"Aslen bir Yahudi. Anne tarafından büyük dedesi Ferit Mustafa Celalettin Paşa, asıl adı Konstantin BORJENSKİ olan bir Polonya Yahudisi. Baba tarafından büyük dedesi Mehmet Ali Paşa ise Fransız kökenli olup; protestan mezhebine bağlı Magdeburg’lu Karl de Trois soyuna mensup.." Bu gerçek Nazım Hikmet tarafından bir şiirinde şöyle teyid edilmiştir:
Lehistan’dan gelmiş dedelerimden biri...
Göğsümüzü kabartmıyor değil
Dedelerimden birinin lehli oluşu...
NAZIM’A SAHİP ÇIKANLAR
Moskova’da ziyaret ettiği bir sanat okulunun hatıra defterine "Moskova uyanan dünyanın yeni Kabe’sidir. Ben yaptığım bu hac’da yeni imanımın ışıklarını buldum " yazarak komunistliğini Rusya’da tescillettiren Ertuğrul MUHSİN yaşadığı dönemde şüphesiz Nazım’ın en büyük hamisiydi.. Kafatası, Unutulan Adam gibi sonunda yasak kitaplar arasına giren eserler Ertuğrul MUHSİN’ in marifetiyle Şehir Tiyatrosu sahnelerinde günlerce oynamış, o zamanın tek film şirketi olan "İpek Film" Stüdyosunda da Nazım’a vazife verilmesi yine Ertuğrul Muhsin’in tavassutu ile olmuştur.. Nazım’ın hamiliğini yapanlar, O’nun moskovadan azgın bir komunist olarak döndüğünü bilmiyorlar mıydı?
ATATÜRK’ÜN NAZIMIN ŞİİRİNİ DİNLEDİĞİNDE SÖYLEDİKLERİ...
Nazım’ın oldukça basit piyesleri, yoldaşı Ertuğrul MUHSİN’ in sayesinde Şehir Tiyatrolarında gösterime girince bu durum Nazım’a hem para hem de şöhret kazandırmıştı. Üstelik Nazım’ın şöhreti Atatürk’e kadar ulaşmıştı. Atatürk’te Nazım adına yapılan bu geniş reklam ve propagandaya pek iltifat etmediği için: "şunun şiirlerini bir de kendi ağzından plağa alın, getirin bakayım" talimatını verdi. Nazım’ın Hazer ve Salkımsöğüt adlı şiirleri kendi sesinden plağa kaydedilip ATATÜRK’ e getirilmiş, ATATÜRK bu şiirleri dinledikten sonra aynen: "BU ŞİİRLERDE TÜRK MİLLETİNİN HAYATINA KASTEDEN BİR BOMBA VAR" demişti. Atatürk ona ilk notu vermiş, şiirlerinin muhteviyatındaki korkunç maksadı anlamış olmasına rağmen, Atatürk’e yakın olmaya çalışanlar, Atatürkçülüğü kimseye bırakmayanlar, ATATÜRK’ ün bu beyanından sonra bile Nazım balonunu şişirmeye devam etmişlerdir..
NAZIM ATATÜRK’E DE SÖVÜYORDU...
Nazım’ın 28 Kanunsani başlıklı şiiri dikkatle okunduğu zaman her hareket ve her hadisede Atatürkçülük’ten bahseden, bizdeki komunistlerin aslında Atatürk’ün adını bir maske, hatta bir cankurtaran simidi gibi kullandıkları daha iyi anlaşılır.. Nazım’ın ilk ve açık komunist propaganda yapan şiirine birlikte gözatalım...
.........
Trabzon’dan bir motor açılıyor
Sahilde kalabalık
Motoru taşlıyorlar
Son perdeye başlıyorlar
BURJUVA KEMAL’ in omuzuna binmiş
KEMAL KUMANDANIN kordonuna
............
Nazım Hikmet görüldüğü gibi komunist Mustafa Suphi, Etem Nejat ve arkadaşlarının Trabzon açıklarında motörlü kayıkta öldürülüşlerinden dolayı büyük bir kin içinde .......
NAZIM’IN MOSKOVA HAVA LİMANINDA VERDİĞİ BEYANAT
Nazım Moskova’ya indiğinde kendini karşılayanlara ve Rus resmi haber ajansı İNTER TASS’ a aynen şu şekilde konuşmuştur: "O kadar bahtiyarım ki! Ben bütün hayatımı, idealimi, aşkımı bu muazzam şehre borçluyum. BEN SOVYETLER BİRLİĞİNİN ÇOCUĞUYUM. Bugün memleketimin halkı Amerikan Emperyalistlerinin elinde esirdir. Türk Halkı Amerikan üniforması giydirilerek Kore’ye kaatil olmaya gönderilmektedir. Stalin benim için çok mühimdir. Gözümün ışığı, fikirlerimin kaynağıdır. BENİ STALİN YARATTI.. Her şeyimi ona borçluyum.."
NAZIM’IN AHLAKI
Nazım Hikmet ensest (aile içi cinsel ilişki) ilişkileri savunan meşhur sapık SİGMUND FREUD’ u fazla okuduğunu ve O’nunla çoğu konuda paralel düşündüğünü yakın dostlarına söyleyebilmiştir. Nitekim Nazım annesinden bahsederken:
"Annemin gençliğini çok iyi hatırlıyorum. Aşık olduğum ilk kadındır. Freud’u okudunuz mu? Hayranı değilim fakat doğru gözlemleri var. BEN KENDİ ANNEME AŞIKTIM. Şaşılacak kadar güzel kadındı" demektedir. Herhalde cinsel sapkınlığı olmayan hiçkimse annesi için bu tabirleri kullanmaz...
SON SÖZ
1951 yılında Türk vatandaşlığından çıkarılan komunist Nazım için yapılan kampanyalar şüphesiz ilk değildir ve son da olmayacaktır.. Günümüzde de bu tür kampanyalar devam etmektedir.. Geçmişte Ankara’nın CHP’li Belediye Başkanı Vedat DALOKAY, terörist Deniz GEZMİŞ’ in mezarından aldığı toprağı Moskova’ da Nazım Hikmet’in mezarına koyarak bu işin siyasiler içindeki yolbaşçısı olmuştu..
Geçmişte de, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Eski Başkanı FAZİLET PARTİLİ ALİ MÜFİT GÜRTUNA yaptığı Moskova ziyaretinde NAZIM HİKMET BORJENSKİ adlı bu YAHUDİNİN mezarı başında dua ederek (!), Nazım Hikmet’in mezarını İstanbul’a getireceğini ve ona anıt mezar yaptıracağını söyleyerek O’nun üzerinden siyasi rant sağlamaya çalışmıştır.
Ve nihayet "iade-i itibar" olarak algılanan Türk Vatandaşlığına iadesi de gerçekleşti.
Son sözü ben değil ORHAN SEYFİ ORHON söylesin..
"BU MİLLET ÇOK ESKİ BİR TARİHTEN GELMİŞ, EN ÇETİN MÜCADELE İÇİNDE SAVAŞMIŞ, YOK OLMAMIŞ, HÜR YAŞAMIŞTIR. GENE ÖYLE OLACAKTIR. HİÇ BİR KOMUNİST ŞAİR BUNU DEĞİŞTİREMEZ. ORTADA TABİR YANLIŞI VAR. HÜRRİYET REJİMLERİNDE BU TÜRLÜ ŞAİRLERE VATAN ŞAİRİ DENMEZ, VATAN HAİNİ DENİR!"
KAYNAKLAR:
1-Nazım Hikmet vatan haini mi , vatan şairi mi?
2-8 Temmuz 1976 tarihli Vatan Gazetesi (Şen olasın Nazım Hikmet- Aziz Nesin)
3-1976 tarihli YENİÇAĞ dergisi Nazım Hikmet Özel sayısı (TDKP’ nin Doğu Almanya’ da yayınlanan bülteni)
YORUMLAR
"Refik Erduran (Gazeteci-Yazar, Nazım Hikmet’in Türkiye’den kaçmasına yardımcı oldu):
MEZARINI GETİRMEK MÜMKÜN OLMAYACAK
Mezarının Türkiye’ye getirilmesi düşüncesi gerçekçi değil. Ailenin bu konuda onayı gerekiyormuş. Ailesi diye bir şey yok, yalnızca oğlu var. Oğlu da maalesef annesi tarafından babasına karşı zehirlenmiş bir kişi. “Babam ruble için şiir yazdı” diyen bir kişi... O bakımdan oğlundan bir şeyler ummak beklemek, onun hükmüne başvurmak hem gerçekçi değil, hem de gerekli... O bakımdan bu pek mümkün olmayacak gibi görünüyor. "
http://www.kanalbiz.com.tr/N%C3%A2z%C4%B1m%E2%80%99%C4%B1n-mezar%C4%B1-getirilebilecek-mi,-6059s457391c9c82bfdcbb4947278c0401e41.html
Yukarıdaki metinde görüldüğü üzere, oğlu dahi babasını ruble karşılığı şiir yazmakla suçlamıştır.
"28 Kanunu Sani
- Ta ta aa ta ta Ha ta tta ta
Tarih
sınıf-ların
mücadelesidir.
*
- 1921
Kanunusani 28
- Karadeniz
- Burjuvazi
- Biz
- On beş kasap çengelinde sallanan
On beş kesik baş
- On beş arkadaş
- Yoldaş
Bunların sen
isimlerini aklında tutma
fakat
28 kanunusaniyi unutma!
*
- "Siyah gece
"Beyaz kar
"Rüzgar
"Rüzgar
- Trabzon’dan bir motor açılıyor
- Sa-hil-de ka-la-ba-lık!
- Motörü taşlıyorlar
- Son perdeye başlıyorlar!
- Burjuva Kemal’in omuzuna binmiş
Kemal kumandanın kordununa
Kumandan kahyanın cebine inmiş
Kahya adamlarının donuna
- Uluyorlar
- hav...hav... hak...tü
- Yoldaş unutma bunu
Burjuvazi
ne zaman aldatsa bizi
böyle haykırır:
- hav...hav...hak...tü
- Gördün mü ikinci motörü?
- İçinde kim var?
- Arkalarından gidiyorlar.
- İkinci motör birinciye yetişti
- Bordoları bitişti
- Motörler sarsılıyor
- Dalgalar sallıyor
Sallıyor dalgalar
- Hayır
iki motörde iki sınıf çarpışıyor.
- Biz
Onlar!
- Biz silahsız
Onlar kamalı
- tırnaklarımız
- Kavga son nefese kadar
- Kavga
- Dişlerimiz ellerini kemiriyor
- Kamanın ucu giriyor
- girdi...
- Yoldaşlar, ey!
artık lüzum yok fazla söze:
Bakın göz göze
- Karadeniz
On beş kere açtı göğsünü,
On beş kere örtüldü.
Onbeşlerin hepsi
Bir komünist gibi öldü.
Nazım Hikmet"
http://www.kozonline.org/arsiv/PDK30/PDK30_47.htm
Şiirin tamamı yukarıda olduğu gibidir. Burada da görülmektedir ki, bu şiirinde Nazım, Türk ordusuna ve M. Kemal'e en ağır hakaretler yapma cüretinden geri durmamıştır. Ve hala bu şahsiyeti vatan şairi (!) sıfatıyla niteleyenler, bence "vatan" kavramı ile çelişirler....
Kaldı ki, Nazım'ın medhiyeler yazdığı, özgürlükler getirmekle nitelediği rejim içerisinde kendi çağdaşı nice muhalif yazar, şair ve bilim adamı hunharca katledilmiştir.Ve bu nasıl bir özgürlüktür ki, kendisine muhalif şiirler yazan şairleri dahi ibret olması için sürgün, her türlü işkence ve en vahşi ölümlere atmaktan geri durmamıştır... (AraştırnızÇolpan)
http://www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=3018
Ve Nazım'ın kendi çağdaşı bu şair, yazar ve aydınlar her türlü işkenceye maruz kalırken rejimi alkışlaması hangi evrensel değerin şairi, hangi vatanın şairi ya da hangi rejimin şairi sorusunu doğrudan akla getirir...
Sultan Galiyev konusunu araştırmanızı tavsiye ederim o günleri merak edenlere...
Ve ayrıca rahmetli Cengiz Aytmatov'un babasının da içinde bulunduğu 138 aydın, yazar ve şairin topluca katledilip gömüldüğü, Kırgızistan'daki Ata-Beyit Kurbanlarını hatırlatırım.
http://www.efrasyap.com/Icerik/IcerikDetay.aspx?IcerikID=460
Ve daha niceleri...
Bir devri kanlarla sulayıp kapatanlara sözüm ona sevgi şiirleri ve medhiyeler yazan bir şair, bu olaylar karşısında eğer susmuş ve bu acıların yaşanmasına seyirci kalmışsa değil hangi vatanın şairi şunu sorgulamak gerekir bence:
Hangi evrensel değerlerin şairi?
Soruyorum,1. hak yaşam hakkı değil midir?
Ve son olarak, o hayallerinin kentinde yatmaktadır şimdi... Kendi ülkesinde, kendini ait hissettiği yerde...
Bırakalım rahat uyusun, rahatsız etmeyelim, zira ölülere saygı esastır....
Dedikodu ve çekiştirme sözcüğünün TÜRK DİL KURUMU SÖZLÜKLERİNDE ne anlama geldiğini okuyun, araştırın ondan sonra yazın. Herkes düşüncelerini özgürce dile getirebilir öyle değil mi?
Bende Nazımla ilgili düşüncelerimi, kaynak göstererek yayınladım. Asıl sizin canınızı sıkan nedir? Alparslan TÜRKEŞ' in ve temsil ettiği fikriyatın sözlerini referans kabul ediyorsanız, merhum İlhan DARENDELİOĞLU' nun NAZIM HİKMET VATAN HAİNİ Mİ, VATAN ŞAİRİ Mİ adlı eserini okumanızı öneririm.
Sizin gibi düşünmek zorunda olmadığım gibi, düşüncelerimi her platformda özgürce dile getirme hakkına sahibim.
yitiksevdalar tarafından 1.9.2021 11:18:35 zamanında düzenlenmiştir.
1-Çocuklar cinsel gelişim süreçlerinde anne ve babalarına duydukları hayranlık doğrultusunda genelde aşık olurlar ki normal karşılanır. Bunu ansiklopedi karıştırarak öğrenebilirsiniz ensestiyle zerre kadar ilgisi yoktur. Kız çocuk babaya erkek çocuk anneye düşkün olur sözü de bundan beslenerek söylenmiştir.
2-Anadolu gibi çok uluslu ve köklü tarihe sahip coğrafyada kurulan devletlerin halklarını antropolojik tek bir milliyetin çatısı altında toplayamayacağınız gibi aradaki dini karışımları da engelleyemezsiniz.
3-"Burjuva" sözcüğü küfür değildir. Sözlüğe bakabilirsiniz. Mustafa Suphi olayı da burada anlatılamayacak kadar uzun bir konu; kaldı ki çekiştirme-dedikodu mantığıyla yazan birine izahı yapılabilir mi bilmiyorum.
4-Nazım'ı büyük kılan komünistliği ya da stalinistliği değil şairliğidir, sanatçılığıdır. Zira katıldığı son kurultayda Alparslan TÜRKEŞ onun bir şiirini okumuştur.
Nazım'la ilgili nedir canınızı bu kadar sıkan da onun dedikodusunu yapma ihtiyacı hissettiniz bilmiyorum ama yazdıklarınız onun sanatçılığına gölge düşürmüyor.
chaotica tarafından 1/17/2009 5:37:38 PM zamanında düzenlenmiştir.