DEYİM ÖĞRENMEK İSTER MİSİNİZ?
"Sevdiğim deyimlerden oluşan basit bir anlatım , kırktan fazla deyim mevcut , belki bilmediğiniz bir kaçı aklınızda kalır , o vakit :) "
Sohbet güzeldir , dost , arkadaş sohbeti sevmeyen yoktur , hele yemekle birlikteyse doyum olmaz. . Önceden sorsanız sohbet denilince aklıma ilk Abidin gelirdi , şimdilerde konuşmuyoruz ama severdim , kafa dengiydi , en büyük hayali zengin olmaktı , çoban kulübesinde padişah rüyası görür cinsten , eğlenmeyi severdi ama akşamdan kavurur sabaha savururdu .Hayata farklı bir gözle bakar , anlamlı eleştiriler yapardı. , bazen ölçüyü kaçırır , hamama gitse kurna , düğüne gitse zurna beğenmezdi.Hayata karşı güçlüydü , bir abam var , atarım , nerede olsa yatarım derdi.Feleğin çemberinden geçmişti , bilirsiniz ıslanmışın yağmurdan korkusu olmaz zaten.Ağzı iyi laf yapardı , size kargayı bülbül diye satsa şaşırmazdım . Kan alacağı damarı da iyi bilirdi , kimin arabasına binse onun türküsünü çağırırdı , aklına bir cinlik gelirse hangi peygambere ümmet olacağını şaşırırdı , hem kilisede hem camide mum yaktığına ben şahidim.
Arada kendimden de bahsetmeliyim ki Abidine niye kızdığım anlaşılsın.Ben tencerede pişirip kapağında yiyen bir adamım . Yanlış anlaşılmasın , çok zenginim veya çok kazanıyorum anlamında değil , fukaranın tavuğu tek tek yumurtlar hesabı , aldığım üç kuruş para , onunda azını harcayıp çoğunu biriktirmeye çalışıyorum .Çalışkan olduğumu söylerler , zahmetsiz Rahmet olmaz diyenlerdenim.İşimi daima kış tutarım , bahtıma yaz çıkarsa sevinirim .Zor geçindiğim için çoğu zaman boşa koysam dolmaz , doluya koysam almaz . Birazda pimpirikliyim ,kesin eleştirecek bir nokta bulurum , arkadaşlar el insaf , yumurta bulsan ona bile kulp takacaksın derler. Hayatımı özetlesem kısaca kaçmaktan kovalamaya fırsatı olmayan bir adamım diyebilirim.
Günlerden birgün , 4yılda bir Şubatın 29’unda Abidin beni ziyarete geldi .Her zamanki gibi yine müthiş fikirle , aslında durum açıktı , biriktirdiğim üç kuruş parayı borç olarak istiyordu. Bana , mühür sende , Süleyman sensin diyerek söze girdi . Horasanda halı dokunduğunu işitmiş ama enine mi boyuna mı bilmiyor. Öyle bir anlatıyor ki sanırsınız iş bir atla üç nala kalmış .O sıralarda sıkışığım zaten .Dokuz ayın çarşambası bir araya gelmiş .Sürekli hesap ediyorum , oruç ramazana geliyor.En sonunda kızdım , açtım ağzımı , yumdum gözümü . Abidin anladık yel değirmeni diyorsun ama suyu nereden geliyor.Bu böyle olmaz , lafla pilav pişse ,deniz kadar yağı benden .Olsa olsa senin aradığın kantar , Bursa’da kestane tartar .Sac tava geldi , hamur kalmadı, akıl başa geldi ,ömür kalmadı ,hala akıllanmadın.Bu nasıl bir anlayıştır ki el kesesinden sultanım, develer olsun kurbanım diyorsun.Sen bu abdestle daha çok namaz kılarsın . Senin hamurun daha çok su götürür.El yahşi , biz yaman , el buğday , biz saman , bari bana yapma artık .Senin kanın benimkinden kırmızı değil .Dağları aşa mı geldin , aleme paşa mı geldin .Adam gibi bir iş bul , düzel artık , bırak bu boş sevdaları .
Abidin çok kızdı bana, bir daha aramadı.Olsun dedim , benden uzak olsunda , Mısır’a sultan olsun . Sordum geçenlerde ne yapıyor diye , yeni arkadaşlar bulmuş , sormayın , en akıllısı değirmende yoğurt öğütüyor.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.