- 700 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
"Milli/lik değil zilli/lik"
*****Sanki “dünle bugün arasında açılan” çukurlarda kayboluyoruz.
Dünün yanlışları bugün doğru ilan ediliyor…
Peki, bugün yargılananların! yarın itibarını tartışmayacağımız ne malum.
Bir ülkenin doğruları bu kadar çabuk değişebilir mi?
Değişebilir, eğer bu doğrular Milli değilse, bizim tarafımızdan belirlenmiyor da başka ülkeler tarafından belirleniyorsa, bundan doğal ne olabilir.
Düne kadar öğrendiğimiz, çocuklarımıza öğrettiğimiz değerler değersiz kılındı…
Tarih yeniden yazılıyor. Atalarımız zan altında kalırken, övündüklerimizle dövünür hale getirildik
Atalarımızın yakasına yapıştık, ruhuna fatihadan geç, her yeni günle yeniden darağacına çekiyoruz.
Yakındır, PKK’yı kahraman ilan eder,“gençlerimiz nedensiz Şehit oldu” der, bunu da tartışırız.
Dün(1915) arkamızdan vuranların, bugün önlerinde, yerlere kadar eğilir hala getirildik.
Demokratlık, sahtekârlığın “bazı menfaatlerin kılıfı” ön adı oldu.
Alevi, Kürt açılımı derken, birilerinin elinde kazma kürek, ülkemizin temelini kazmaya başladı… Tezgâh büyük, tezgâh geniş.
Ümidimiz şu ki bu ülkenin kökü çok derinlerde, zor yıkılır. Yeter ki burçlarından bayrak inmesin.
*******11 Eylül’ü kurgulayıp, İslami, terör olarak gösteren ABD/’nin amacı, Ortadoğu da yapacakları için elini sağlamlaştırıp bu sayede kendine yapılacak muhalefetin direncini kırmak değil miydi?
Belli ki olmazsa olmazımız “ABD” yumruğunu ülkemizin masasına da vurdu…
Buna benzer bir senaryoda ülkemizde kurgulanıyor.
Bazı olaylar ve örgüt isimleri dillendirilirken, özellikle askerin ön plana çıkarılmasının amacı, askere olan güvenin kırılması, askerin yalnız bırakılması olarak gözükmüyor mu?
Ülkemizin üzerinden verilecek tavizler için, “tavizlere karşı çıkma direncinin kırılması,” muhalefeti susturma çalışmaları, bu senaryoların bir parçası olarak gözükmüyor mu?
********Millet olarak içimizi boşalttılar!
Herkese isim koyup, kendi adımızı inkâr eder olduk…
Her gün değer ölçülerimizle oynandığını görüyor sahtekârlığa karşı duyarsız, nerdeyse “görmedim duymadım, bana dokunmayan yılan bin yaşasın” deyip yaşayıp gidiyoruz..
Birileri “ben ülkemi çok seviyorum!” diyor, ama “hangi, nasıl bir ülkeyi?”
Milli/lik değil, zilli/lik prim kazanmaya başladı. Dün ona, bugün bana yeter ki döne döne iyi oyna. Nasılsa seni de taç edecek bir baş buluruz. Onu da kitabına uydururuz.
Bir değerimizi siler, inkâr eder, hatta yok sayar, Tuncayları, Ahmetleri, Yılmazları… Taç yaparız.
********Bu ülkeyi, topraklarımızı, büyük bir kaostan kurtaran, bize dik durmayı öğreten, öğütleyen büyük Türk Atatürk’ün ardından “izindeyiz” bile diyemiyoruz.
“Türk’üm” demek bile nerdeyse günah haline getirildi.
Türk Hava Yolları (THY) reklâm filminde oynamak üzere Türkiye’ye gelen Oscar ödüllü Hollywood yıldızı Kevin Costner, basın toplantısında ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ yazılı şapkasıyla karşımıza çıkıp, son zamanlarda söylemeye bile çekindiğimiz, çekinir hale getirildiğimiz yazıyı gözümüze soktuğunda,
Umarım, “bize bizi hatırlattığı için,” Amerikalıdan rahatsız olmuşsunuzdur.
Ben sizin adınıza, Türk’üm diyemeyenlerden, atalarımızın mirasıyla ayakta kalıpta, onları inkâr edenlerden utanıyorum da.
YORUMLAR
Bu şiir ceketli gibi arkadaşları anlamıyorum. Kendilerine ait bir özgün yok !
Ya insan hiç mi rahatsız olmaz,emperyalizm ile bu kadar örtüşür şeyler dillendiriyorum, bunda tuhaflık var mı yok mu gibi?
Sonra devrimci demokra(t)si arkadaşlar bunlar, üst tarafı türbanlı , alt tarafı mini etekli veya peçeye girip için de iç çamaşır dahi olmadan gezmiş psikoloji ile yazıyor gibi olur insan !
Bu bir bant kaydıdır. Sahibimin sesiyim ne deseniz nafile gibi ya da !
"Ne mutlu Türküm"
Göktürkmen tarafından 1/20/2009 8:44:14 AM zamanında düzenlenmiştir.
Göktürkmen tarafından 1/20/2009 8:45:16 AM zamanında düzenlenmiştir.
sayın Şiir çeketli çocuk,Açılımların ardındaki niyet bu ülke için mi? yoksa başka niyetlere mi hizmet?
Biliyorsunuz ki bu ülkede bu tür açılımlar, milli kaynaklı değil, genelde AB ve ABD dayatmalıdır. arkasında ki genel hizmet onlaradır.
Keşke biz bu sorunları “AB projesi olarak değil de, gereğinin bizim hayrımıza olduğu noktaları” kendimiz düşünerek çözsek.
Kusura bakmayın ben yapılan açılımı samimi bulmuyorum. Yeni bir devlet yeni bir din yaratılmaya çalışılıyor.
Şunu iyi bilin ki, farklılıklarımız yaratılmaya, gözümüze sokulmaya çalışıldıkça, birbirimizden uzaklaşacak, kendimizi yalnız HİSSETMEYE BAŞLAYACAĞIZ. Birileri de bu yalnızlıktan nemalanacaktır.
Ve iyi ki varsınız, yalnız değilim, tartışmak bile bir dostluktur. En güzeli de “doğru nedir?”i ararken, hal-i hazırda birbirimizin dilini anlayıp, konuşabiliyor olmamız.
nurcan hayriye tarafından 1/16/2009 4:01:59 PM zamanında düzenlenmiştir.
bana göre kürt açılımı, alevi açılımı yaparak bu ülkenin temeli kazma kürekle kazılmaz, asıl bu ülkede yaşayan bu azınlıkların kimliklerini yasaklarak bu ülkenin temeli yerinden sarsar. hem açılım oldu da ne oldu. devleti başkalrı mı ele geçirdi. tam aksi kürtler olsun aleviler olsun ermeniler olsun kendilerini daha çok bu ülkeye bağlı hissettiler. sizin yazdıklarınızı okyunca bir an için karşımda sanki veli küçük varmış gibi hissettim kendimi.
milli şuur uyanıklığı devletin teşviki ile milletin genç nesillerine aktarılması gereken ve milli manevi tüm mefkurelerin kutsallığına inanmışlığın simgesi olan bir hadisedir...
bugün devlet yöneticileri aynen sizinde belirttiğiniz üzere milli şuur, hassasiyet ve milli haysiyetimizi dillendirecek, yüceltecek yerde tam aksi bir tutum içindedir. nedeni sorulduğunda ise güneydoğuda akan kanın durması ve insanlık adına bir yaşam saçmalıkları söz oluveriyor ağızlarına... bu ülkenin hiç bir genci vatanı ve milleti için ölmekten gocunmuyorki...
ne yani bu gün biz şehit oluyoruz diye toprağımızdanmı vazgeçeceğiz?
bu soruyu sorsanız bu devlet erkanına evet derler! mamafih faaliyetleri bunu destekler ve hatta tastik eder biçimdedir. Senelerce bu ülkenin başbakanı Türk demeye çekindi, türk olmayanları çoğunluk olarak gösterdi ve dünya kamuoyunda onların hak ve hakkaniyet aradığı dillendi, tepkisiz kalınınca isteklerin ardı arkası kesilmedi... ziyadesi heyhat! kan vererek kurduğumuz yeni baştan temeller atarak kurduğumuz Türk devleti dediğiniz gibi temelinden sarsılıyor bugün.
öyle ki geçmiş tamamen yanlış oldu!
oysa ki doğru onlardı. bu ülkede itibarı iade edilenlere bakın... ülkenin itibarını ser sefil edenler hep...
ahhh.. kelime çok kelime çok ta! kıssa sını söylemek lazım;
"Vatan vatan da, kurşun yiyende var, kurşun atanda var, kadın satanda!"