Canıma..
Birgün duvarların dısında canımın ıstedıgı yere sana olan sevgımı yazmak ıstese ıdım.Nerelere neler yazacagımı bılmenı ısterdım.
Kıs mevsiminde gece gökyüzü üzerine kırmızı şalını atmış vazıyette duruyordu.Durmus oldugu yerin üst katında bulunan pencereden sarkmış olan afacan çocukların,ellerinde bulunan delgeçlerının altını acarak dökmüş oldukları beyaz kağıt parçacıklarının kırmızı şalının üzerınde durdugunu fark ettı.Çocukları çok sevdıği ıcın onlara kızamadı.Sakin bir şekilde üzerinde bulunan kırmızı şalını elleri arasına alıp silkelemeye başladı.İşte o an göyüzünden yeryüzüne beyaz taneler halinde kar yağmaya basladı.
Sakın bir şekilde süzüle süzüle yağan kar her yerı kaplamıstı.Sadece sokağın köşesinde bulunan geçimini sebze satarak sağlayan adamın evinin önüne çalmasınlar diye zincirle bağlamış olduğu el arabasının üzerınde bır yazı yazıyordu.
Sen benım satmayacagımsın..
Sakın geçen bir yaz mevsimi akşamında okyanusun üzerinde sakinliğe ayak uydurarak ilerlemekte olan beyaz yolcu gemisinin güvertesinde aşıklar birbirlerine sarılarak oturuyorlardı.Yolcu gemisi rotasını bozmadan ilerlerken gökyüzünde bulunan mehtap bütün ihtişamı ile denizi aydınlatıyordu.
Yıldızlar gökyüzünde denizde giden yolcu gemisinin rotasını degil yolcu gemisindeki aşıkların aşklarının rotasını çiziyormuş gibi duruyorlardı.Yolcu gemisinin arka kısmında bulunan güverteden bakıldığında yolcu gemisi ilerlerken geride denizin üzerine sanki beyaz çizgiler çiziyordu.Yolcu gemisinin her iki yanında ise mehtapın aydınlığında okunan bir yazı yazıyordu.
Yüreğimin yolcusu sensin..
Sonbahar mevsiminde ağaçlarda yapraklar çeşitli renklere sahip elbiselerini giymişlerdi.Kimisi turuncu renk kimisi kızıl kimisi de yarısı kızıl yarısı yeşil olan elbiseleri ile salınıp dururlarken bazı yapraklar gezmeyi çok sevdikleri için kendilerine eşlik eden rüzgarla beraber yollara düşmüşlerdi.
Bu guzel sonbahar mevsiminde parkta bulunan bankın üzerine oturmus olan iki sevimli ihtiyar elele tutusmuslardı.Her gün geldikleri ve yürüyüş yaptıkları bu parkta belkide birlikte geride bırakmış oldukları yıllar kendilerine şarap tadında zamanlar yaşatıyordu.
Oturdukları bankın arka kısmında bankı hızmete sunan kurumun reklamı yerine şu yazı yazıyordu.
Sen benim solmayacak yaprağımsın..
Gökyüzü bir süre sonra mavinin üzerine beyaz puanlı olan elbisesini giymeye karar verdiğinde mevsim İlkbahar oluyordu.Karar verdiği elbiseleri gardorabından çıkartmadan evvelde gri tonları olan renge sahip elbiselerini giyip duruyordu.Gri renk ve tonlarında olan elbiselerinden sıkılmıştı.Bu yüzden bugün çok güzeldi.
Diğer yandan bu elbisesi ıle saçlarına geçirmiş oldugu sarı eşarpıda çok şıktı.Bu güzellik karşısında yeryüzü canlanmaya başlamıştı.Bu güzel ılkbahar mevsiminde şehrin işlek caddelerinde dolaşan insanlar binalarda bulunan reklam panolarına baktıklarında tek bir yazıya dikkat kesılmıslerdı.
Sen benım herşeyimsin..
Bırgün gelirde bunların dısında ne yazacağımı merak edip soracak olursan yazacağım yere sığmayacağından emin olabilirsin.
Nedenmi...
Sana karşı olan sevgim onu hissedip sahiplendiğin için zamanla büyüyecek ve kocaman olacak..
Yoksa yoksamı..
Seni çok seviyorum..
Başkada bir şey değil..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.