Sigara İçen Odunun Sİgara İçen Yosunu
17 AĞUSTOS 2008
"Değişmeye niyetimiz yoksa; yollarımızı ayıralım..."
Ne ağzım, ne dilim, ne yüreğim elverdi bu cümleyi sözlemeye; ama daha fazla tutamadım, bıraktım.
"Helal olsun, ben söyleyemezdim." diye cevapladı üzgün-titrek sesiyle.
Ağladık, hemen ardından da telefonu kapadık.
Gece 1 suları...
Böyle olmasını hiç istemediğimi de söyledim."Zorla orta yolu bulamayız" da dedim. Daha birçok şey söyledim. Onunla puzzle yapmak istediğimi, ağaçlardan kucak dolusu meyve toplamak, bulmaca çözmek, sinemaya gitmek, bisiklete binmek, yağmurda yürümek, çimenlere yayılıp gökyüzünü izlemek istediğimi...Listenin uzun; ancak yapılması zor olmayan şeylerden oluştuğunu...
Ama ağladık yine işte.
Olmuyor bazen.
Yaşamını değil, "o"nu sevdiğimi de üstüne basa basa söyledim.
Ama yaşamında benim yaşamıma yer olmadığını düşündüğümü...
Çorbacıya gitmemek için bile binbir bahane bulduğunu,inatlarını,otlarını,tembelliği bırakmayacağını ’bildiğimi’...
Beklentisizliklerimizi, beraber hiçbir şey yaratmıyor olduğumuzu,"vb." diye geçiştirilemeyecek birçok şey daha...
"Hani yosun olmuştun da sarılmıştın ya bu oduna..." yazıp yollamış üçü biraz geçe. Onun beline dolanıp hiçbir yere kıpırdamayan yosunuydum ben. Üstelik onunla sigara da içebilen bir yosundum.
O, sigara içen bir odun görmüştü, ben de sigara içen bi yosun...