- 829 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Kontrgerilla, Derin devlet, Ergenekon
Bu günkü adıyla Ergenekon örgütünü ben düne kadar Kontrgerilla veya derin devlet diye bilirdim ve tanırdım. Bu Kontrgerilla ve derin devlete neler oldu da, bu gün Ergenekon oluverdi.
Kontrgerilla ve Derin devlet içerisinde neler vardı neler?
Mafya vardı, kumarhaneler, barlar pavyonlar vardı. Faili meçhul cinayetler vardı. Jitem vardı… Polis içerisinde özel harekât birimi vardı… PKK vardı… Hizbullah vardı…
Şimdi mafya gruplarına bir göz atalım, faaliyet alanlarına bir bakalım.
Otopark mafyası, Arazi mafyası, Çek-senet mafyası, Organ mafyası, Çocuk mafyası,
İhale mafyası, Uyuşturucu mafyası, Kumar mafyası, Altın-pırlanta mafyası, Kira-tahliye mafyası, Fuhuş mafyası, İcra mafyası, Nakliye mafyası, İnşaat mafyası, Ehliyet mafyası, Sigara mafyası, Silah mafyası, Hal-pazar mafyası, Dilenci mafyası, Gecekondu mafyası, Çayhane mafyası, İnsan mafyası, Pornografi mafyası, Kitap mafyası, Müzik mafyası, Tarihi eser mafyası, Göçmen mafyası, Telefon dinleme mafyası, Hapishane mafyası, Naylon fatura mafyası, vb...
Birde bu grupları yöneten isimlere bir göz atalım;
Alâeddin Çakıcı, Kürt idris, Ergin kardeşler, Abdullah Çatlı, Abuzer Uğurlu, Behçet ve Abdullah Cantürk, Hüseyin ve şirin Baybaşin, Ömer lütfü Topal vb…
Birde kapalı çarşıdan para transferleriyle ilgilenen Lokman Logman Ghodsi Mahboob Alan.
Aykut Metin, Fahriye Erdal, Mahmut yıldırım, Oral Çelik, Selçuk Parsadan, Türkan Kaya, Yalçın Özbay…
Hukuk devleti yok olmuştu, Hukuksuzluk hüküm sürüyordu. Birazcık gücü olan kendine bir ad takıp meydanlara çıkıyor hukuksuzluk çerçevesi içerisinde kendi hukuk kurallarını uygulamaya koyuyorlardı.
12 Eylül süreci ile bu tür olaylar daha fazla hız kazanarak, Hukukun çözümsüz kaldığı alanlarda kendilerini göstermeye başlamışlardır.
Dönemin bazı bürokratları da yukarıda sayılan gruplarla diyalok içerisine girerek, onların saflarında yer alıp gayri meşru insanlara devlet adına görev vererek devletin memurlarını da kullanarak birçok sonucu bilinmeyen olaylara imza attırılmıştır.
Zamanın başbakanı kürsüye çıkarak elindeki çarşaf gibi listeyi isim isim basına açıklaması ve ardından meydana gelen faili meçhul cinayetler.
Ve bir açıklama.
“Bu vatan için kurşunu atanda, kurşunu yiyende şereflidir. Bu vatana karşı kurşun atanda taş atanda kurşun yiyende şerefsizdir. ...”
Bende bu sözlerin söylendiği dönemlerde Şanlıurfa’da polis memuruydum. Bu sözlere polis olarak alkış tuttuk.
İşte bu gün, dün alkış tutanlar Ergenekon terör örgütü kurmaktan yargı kıskacı altında.
Onuncu dalgayla birlikte ortaya çıkan krokiler sayesinde kazı alanları belirlenerek kazılmaya başlandı.
Kazı alanlarında çıkan silahlar, el bombaları ve benzeri patlayıcılar.
Ekranlarda günlerce gösteriliyor, insanları hayrete düşürecek olaylar bunlar. Ama bir şeyi unutmuşlar. Çıkan silahların hepsi yeni Fabrikadan getirtilmiş gibi, Toprak altından çıkan silahlara hiç benzemiyor.
Bunların hepsi bu dalga içerisinde bir oyundu, bir tezgâhtı. Birileri bir kroki hazırladı. Hazırlanan krokilerde birilerine dayatarak yamamaya çalışılıyor.
İşte o birileri, zamanında bu vatan için kurşun atanlardan ve kurşun yiyenlerdendi.
Bugün örgüt kurmaktan ve vatan hainliğinden yargılanıyorlar.
Neymiş efendim bu şahısların ellerinde ölüm listesi çıkmış. Bunu da açıklayan hükümet yetkilileri,
Geçmişte okunan isim listesi gibi bu günde aynı şekilde isim listesi açıklanıyor.
Yarın bu insanlara bir şeyler olursa bunların vebali kimlerdir.
Cevabı kimde aranmalıdır. Kısır döngü içerisinde boş şeylerle uğraşılırken, ulus devletin temeline dinamit konuluyor.
Anayasanın değişmez dört maddesinden birini hiçe sayarak Kürtçe TV yayınına izin veriliyor.
Hani nerede Cumhuriyet savcıları, niye dava açılmıyor? Niye bu konuda suskun bir bekleyiş var.
Diyarbakır belediye başkanı Osman Baydemirin açıklamaları, beni bir Türk vatandaşı olarak gururumu incitti ve kırdı. Bu gün bunu tanıyan yarın bu topraklarda yaşayan insanlarında kimliklerini tanıyacaklardır. Bu topraklarında Kürt halkına ait olduklarını anlayacaklardır. Demesiydi.
Birde YÖK ün çalışması var Kürt açılımıyla ilgili olarak; Üniversitelerde Kürt dili ve edebiyatı kürsüsünün kurulacağını bildirmesi ve öğretim görevlisi açığını da Erbil de ki üniversiteden faydalanacaklarını açıklıyor.
Yapmayın beyler, ulus devleti yıkarak ümmet anlayışına girmeyin. Bizleri bu günkü Filistin durumuna düşürmeyin.
Eğer biz bir millet isek ki milletiz o zaman aslımızı unutmamalıyız.
Ulu Önder Atatürk bakın neler diyor; “Eğer geleceğimize umutla bakmak istiyorsak, geleceğimizin teminatı olan gençlerimize Dilimizi, Tarihimizi, milli ve manevi değerlerimizi çok iyi bir şekilde öğretip, bu değerlerimizi mutlaka çok sevdirmek mecburiyetimiz vardır. Bir millet, unsur-u aslinin içinden çıkan kişiler tarafından idare edilmiyorsa, yok olmak Mutlak ve mukadderdir.”
Yorumu sizlere bırakıyorum.
Geçmişte gündem değişikliği Kontrgerilla ile derin devletti.
Bu gün ise Ergenekon yapmayın beyler…
Ergenekon Türk destanının adı…
YORUMLAR
Deniz bey, güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim.Önerilerim tabi ki vurarak kırarak ve bir yerleri yok ederek değil. Benim amacım ve vurgulamak istediğim konu şuydu. Ülkede tok olan hukuk sistemiydi.
geçmişte 12 eylül süreciyle başlayan Özalla devam eden ve bu hükümetlede en üst seviyeye tırmandırılmış bir hukuksusluk sisteminin kurukması.
Benim önerim hukuk sistemini ön plana çıkarmaktır.
bu ülkede ki tüm kdemelerde uygulanmak şartıyla tabiki.
işte o zaman faili mechul olmaz. kişiler parlemontoda dahi olsa suc işlemişlerse hukuk kuralları içerisinde yargılanıp çezaları verilmelidir.
Hukuk sistemi çöken bir ülke batar...
öyle değilmi deniz bey.
Saygılarımla.
ziyabekar tarafından 1/16/2009 3:40:46 PM zamanında düzenlenmiştir.
Tespitleriniz güzel. Ancak bu ülkede bugün sorunlar var.
Ne öneriyorsunuz? Örneğin bu aşamaya taşınmış bir kürt-pkk sorunu ya da her ne dersen adına nasıl çözülecek. Vurarak olmadı vererek hiç olmaz. Peki çözüm nedir?
PKK ya bile hükümetten daha az nefret duymak sizce sağlıklı bir aklın tutumu mudur? Olanlar yargı sürecinde şimdi, yargı kimseyi düzmece delille mahkum edemez. Bir noktayı düzelteyim. Ergenekon adı konmasından milletine bağlı herkes gibi ben de rencide oldum. Ulus devlet kan üzerine bina olacaksa, suikastlerle toplum mühendisliği yapılacaksa bunda ben yokum. Çünkü her karanlık sedece karanlığı çoğaltır. Uğur Mumcu en ateşli ulus devletçi aydındı yine bu ekip tarafından öldürüldü. PKK ya iç politik yapılanmayı düzenlemek adına kimin sponsor olduğunu bulmuştu çünkü. Mehmetçiğin kanı bile acımasızca iç politika için PKK ya feda ediliyordu. 33 Askerin şehit edilmesine sebep olanlar nerede ve ne ceza aldılar?