- 860 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
CENNETE MEKTUPLAR
Yokluğundan beri öyle çok değişti ki her şey ve öyle çok hiçbir şey değişmedi.
Biliyorum cennettesin şimdi.Buralar cehennem kadar gürültülü…Görüyorsun akın akın yanına gelenleri…
Hani gözüne taktığın buharlı mercekle iğneyle kuyu kazarken…O halini unutmuyorum. Baş ucundaki orta boy dört pilli radyodan dinlediğin ajans vakitlerini. Kaşlarını çatıp ciddi tavrınla dudaklarından çıkan her cümleyi anlıyormuşum gibi kulak kesildiğimi unutmuyorum. Bir şeylere kızdığın belliydi…Besbelli edepli sövgülerdeydi dilin.
Görüyorsun akın akın yanına gelenleri değil mi…İşte ben de her haber öncesi hazırlıyorum dilimi…
Annemi, annemi görmelisin şimdi; kireçli dizleriyle koluna girip çıkardığımız merdivenlerdeki iniltili seslerini…Çatısı hala akan evimizin komşularının nasıl büyüdüklerini, bir selama dahi nasıl erindiklerini…Geçenlerde Osman abinin ayağı kırılmış da yokmuş hiç kimsenin haberi. Velhasıl annem yalnız değil ve ben korkmuyorum geceleri. Kardeşim…Tıpkı sen gibi…
Öyle çok değişti ki buralar, görmelisin. Ne bir civcivi doyuracak ot bitiyor taş aralarında, ne caddelerde çarpışmadan yürüyecek bir nefeslik hava…Bir tek çocukların gözleri…
Kahvehaneler yine kalabalık, hastaneler, otobüs durakları, kuyruk kavgaları…Sigara dumanı seni öldürdüğü kadar acımasız…
Ekranlarda, Mariana’ya ağladığımız kadar ağlatmıyor dizler. Magazin, yine elim elim üstünde meselesi. Velhasıl yolsuz yolunu buladursun, yanına akın akın gelenleri görüyorsun…
Biz her gün biliyoruz dilimizi.
O kadar eğri içinde doğru yok mu, var tabi.”İnce eleyip sık dokumalı” dediğin gibi…
Öyle çok değişti ki her şey;kardeşin bile…Sesi sırf sana benziyor diye sık sık arar, uzun uzun dinler, saatlerce ağlardım. Unuttu bizi…Anlayacağın giden gitti, ortaklık bitti diye mi düşünüyor bilmiyorum. Aslında ne bildiğimi de bilmiyorum ki….Gittiğinden beri kimse hiçbir şey öğretmeye yeltenmedi. Arttıkça eksildim belki…Belki en doğru sendin bana.Kimse yanlışlarımı göstermedi…
Hani diyorum, hani aramasam kimseleri…Hani arada bir girsen rüyalarıma. Dudağının kıvrımlarına benim için yatak sersen. Göz pınarlarında arındırsan yeniden. Hüznümü çözerken terlese alnın. Ellerinin kokusu dağılsa saçlarıma. Omuzlarına tutunup hafiflesem…Saçların karasından daha da aklansa…Kocaman kollarınla kavrasan dünyamı, hiç düşmesem…
Sabah olmasa, dürtmese bir el beni.”Sadece rüyaydı gördüklerin” demese ben hıçkırırken.
Her şey değişti gittiğinden beri…Aynalar fark ettiriyor nasıl değiştiğimi…Hani diyorum gömmesem içime her şeyi…Bileyip bileyip yutmasam dilimi…Böyle bilmem kaç mektup yazsam; sersemlese kalemim, kağıtlar utansa yüzünden…Kim duyar ki ? Kim anlar ki senin gibi ?
Hiçbir şey değişmedi, dedim ya…Özlemin aynı…
Baba !
Seni öyle çok özledim ki…..
Özlem Pala
08.1.09
YORUMLAR
hani acemi şair kardeşimiz ne diyordu ölüm için can arkadaşım?o geldi aklıma...sahi ölüm denilen nedir ki?Kişinin ölümlü olması ile ölmüş arasında ki fark bir nefes.ve mesele bile değil,istenirse gidenlerle hala dertleşebilir kişi.belki tek dert ortağımız şuanki hayatımızda o mezar taşı altında sayıkladıklarımız.senin rahmetli baban,benim rahmetli annem,bir diğerinin rahmetli eşi...sen gibi ara ara bende içimi döküyorum soğuk bir mezar taşına.Önceleri annem üzülür mü diye düşünürdüm,anlatacakken yangınlarımı ,vazgeçerdim.sonra dedim ki,zaten hissediyordur bari anlatıp o soğukluğunu gidereyim toprağının.velhasıl arkadaşım...yalnız değilsin bu konuda.ve hep iyi geldi bana.birde senin yazdıkların Özlem'im...yüreğimi yaşartıyorsun ama yaşarmak iyi geliyor .yaşlanırken güzelleşiyor yürekteki güllerimiz.sağolasın o yüzden.saygımla.