3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
777
Okunma
Pisliğe bulaştım… Hayır, saplanıp kaldım pisliğe. Her yerimdeler, her şeyimdeler, içimdeler, dışımdalar, tenimdeler, kanımdalar. Durduramıyorum, engel olamıyorum.
Zorla giriyorlar, zaptediyorlar hayatımı, beynimi zaptediyorlar. Düşünemiyorum, konuşamıyorum, gülemiyorum, ağlayamıyorum… Pisleniyorum.
Her kıpırdanışta sarıyorlar çevremi biraz daha, her sarıldığım benimle batıyor sanki ya da her sarıldığım dibe çekiyor beni, bilmiyorum, göremiyorum, sadece batıyorum hiç durmadan... Ve görenler el uzatıyor göstermelik, arkalarını dönüp gülüyorlar halime; ve görenler seviyor beni, sevişiyor göstermelik, arkalarını dönüp gülüyorlar halime; ve görenler kendi pisliklerini döküyorlar tepemden… Biraz daha pisleniyorum.
Olanları görmeme engel koca bir deniz var göğüs kafesimde, tam orta yerde. Bütün bu pisliğe rağmen inadına masmavi bir deniz… Nereye baksam masmavi bir deniz var gözlerimde, ömür boyu kalkmayacak bir perde gibi yerleşip kalmış. Gerçekle aramda kocaman bir perde, bir gölge oyunu gibi yarı saydam hayatım, perdenin arkasında sıkışıp kalmış. Beni alıp kurtaran denizim, kapana kıstıran bir yanılsamaymış sadece...
Yırtıyorum, parçalıyorum gösterişli sahneyi. Görenlerin yüzlerine bir kahkaha patlatıyorum; görenlerin yüzlerine birer parça mavi atıyorum. Ben pisliğe batıyorum, ama içeride nefes almayı öğreneceğim; onlar maviye bulanıyor, ama nefesleri kesilecek, maviyle boğulacaklar…