TIPKI ÇOCUKLUĞUM GİBİ İŞTE...
Çocuksu heveslerim biteli çok olmuş meğer. Yüreğim ne çok şeyi arkasında bırakmış da ben bilmemişim. Şimdi bu kadar amaçsız olmak korkutuyor beni..
Bu bitişlerde bıraktığım ümitlerimin eksikliği çöküyor gözlerime.
Kapkara bir çarşafa dönüyor dünya, rengini değiştirir gibi..
Büyüyorsun diyor etrafımdaki dostlar. Büyümek nasılda yaralıyor insanı, ya da insan yaralandıkça nasılda büyüyor ansızın..
Bu yüzden mi özlüyorum çocukluğumu yoksa?.. Oysa çocukluğum büyüyeli çok olmuş..
Avucumdan akıp giden yıllarımın ardından bakarken bir yabancıdan farklı değilim şimdi. Ve bu kendimden uzaktalık korkutuyor beni. İçimdeki uçurum taşıyor bakışlarımdan. O uçurumda çırpınan ruhum öfkesini büyütüyor içimde. Terkedilmiş bir ev gibi ıssızlaşıyor dünya..
Büyüyorsun diyor korkumu görenler. Büyümek yalnızlığım oluyor.
Ardımda tüm sevinçlerini yaramaz çocuklara kaptırmış bir küçük çocuk ağlıyor o zaman. Kucağında sevdalar büyütmüş, dostluklar büyütmüş ama kendini büyütmeyi bir türlü becerememiş o çocuğa öyle yanıyor ki içim, dokunsalar ağlıyorum onunla beraber. Bu oyunda bana düşen hep yitirdiklerime ağlamak oluyor nedense..
Yüreğimde bir hayatın bütün ağırlığı, ardımda kalanları özlüyorum çaresiz. Özlemek çaresizliğim oluyor, büyümek yalnızlığım ve sevmek eski bir alışkanlık sadece.. Onca zamanın sonunda yeniden çocuk olmak gibi..
İNCİ KANDEMİR