- 458 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
fikir ve inanç
insanların toplumdaki yaşayışlarına etki eden en büyük değerleri dünya görüşleri yani ideolojileridir...belli bir dünya görüşüne sahip olmayan bireyler değerlerin en yücelerinden mahrum kalırlar...Bu mahrumiyete gark olanlar ise inançlarından bihaber vaziyette dünya aşinalığına saplananlarla ortak kadere sahiptirler ...kişilerin ne olursa olsun hangi kuruma ve kişiliğe hizmet ederse etsin, mensubu olduğu devletin ve milletin bağlı bulunduğu yapıya aykırı tutum içerisinde olmadıgı sürece, dünya görüşüne sahip olması gereklidir...gelişen ve düşünen toplum modelini oluşturma gayretinin heba olmaması bununla mümkün olacaktır...
İnançlar,ideolojilerin ve fikir sistemlerinin temel harcıdır...Ayrıca inançlar geleceğini geçmişin ışığıyla gören inanmış itikat sahibi idealistlerin ülkülerine varmasındaki en büyük azim kaynağıdır...Bazı zaman öğüt alınan tecrübeli aksakal, bazı ise nurdur kutlu mücadelelerin buhranlı zamanlarında...
Kimi fikir sistemlerinde inançlar yer almamış aksine toplumları uyutan bir afyon yaftası ile lekelenmeye çalışılmıştır..Eşitlikçi ve devletçi bir mantık anti-dinci anlayış ile ilişkilendirilerek,inançlardaki eşitlik kavramı yok sayılmıştır...Toplumların karşısına inançların dünyevi refah ve mutluluktan uzak tuttuğu propagandası ile geçen fikir üreticileri sözde feylozoflar belli bir dönem toz pembe başarılara sahip olmuşlardır...Sözde başarılı yılların ardına çöküş dönemine giren fikirlerinin kurtuluş mücadelesi için zerre mecal gösterememişlerdir..
İnanç sahibi idealistlerde varolan ahlak ve insan sevgisi gibi kavramlar aslında ideolojilerin yani fikir sistemlerinin ana kolonudur...Ahlaksızlığa,bozgunculuğa ve yağmacılığa meyleden anarsizm özentili sözde halkçı özde sınıfçı koflaşmış fikir bozuntularının yegane temsilcileri!!!istem dışıda olsa çöküşlerindeki serzenişler ile aslında inanç sahibi iman ehli idealistlerin başarılarınıda ortaya koymuşlardır...
Anlaşılacağı üzere ideolojilerin başarılı bir şekilde devlet yönetimlerine monte olması isteniyorsa sağlam ve oldukça kalıcı bir şekilde temellenmesi lazımdır...Bu sağlam ve bir o kadar kalıcılığın aslı inançlar ile mevcuttur...Günümüz toplumunda her ne kadar inançlar devlet yaşantısı ile uzak ilişkiler çevrçevesinde tutulmak istensede milletimizin geninde varolan ahlak ve insan sevgisi kavramları inanç ile ortaya çıkmıştır...bir toplumda ahlak ve insan sevgisi yerleşmiş ise o toplumun tabi olduğu devlette o denli yükselecektir...yükseklik çağdaşlık ve teknoljik gelişimden öte inançların var ettiği ahlak ve insan sevgisi ile mümkündür...
SAYGILARIMLA...
ozan korhan
[email protected]
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.