- 705 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
SIMSICAK BİR SOĞUK
Sabahın ilk ışıklarıyla ona gidecegimin heyecanıyla kalkmıştım yatagımdan. Aslında sevmezdim erken kalkmayı; ama bu gözler onun için acılmıs bir çift gözdü aslında. o vardı vardı, bir tek onu seviyordum.
Neden sonra hazırlanıp sıcacık bir kahvaltı sonrası beni ona getirecek olan otobüse doğru kuzenimle birlikte yönelmiştik. Kalabalıklar arasında kendimze bir yer seçip, pusmuştuk bir kedi misali kıyıya. dedikodular, iş konuşmaları, aglayan bebek sesleri arasında müzik dinleyen sessiz iki kız rolu verilmişti bu sabah bize...Neyseki bir saat aradan sonra gideceğimiz yere gelmiştik. Kuzenimle birlikte yürümüştük ona giden yola dogru.Soguguyla buz kestirecek ve tir tir titretecek bir hava vardı.Kuzenim bu soguğa daha fazla dayanamacagını söylemişti ve onu koltugumun altına almıştım. Ben üşümüyordum, çünkü ona gidiyordum. Bu da üşümemem için güzel bir sebepti benim için...
Sonunda gelmiştik onun evine. kapıyı acmıştı ve sanki onun gözlerinden bana dogru bir sıcaklık gelmişti. Kuzenim kapı acılmasıyla birlikte içerisinin sıcaklıgının yüzüne vurmasını söylese de, bana gelen sıcaklık onun gözleriydi aslında.
Sonra hemen içeriye dogru atılan adımların ardından eşyaları kenara bırakıp sohbete baslamıştık.
Saatler gecti o konusuyor biz dinliyorduk. Biz konusuyorduk o dinliyor ve onaylanması gereken cümlelerimizi ’haklısınız’ lı bir ifadeyle basını indiriyordu öne doğru. Sonrasında ev arkadası geldi ve Balıkesir’in ’ tepe’ adı verilen yerine götüreceğini söylemişti bizi. Kalkıp arabaya binmiştik ve yol almıştık tepeye dogru. Güzel ve haifif hafif yağan karla birlikte altımız da araba, kulaklarımızda müzik vardı. Eğleniyorduk. Ben ise mutluydum onun yanında olmaktan. Biraz bira, biraz kola alındıktan sonra tekrar yolumuza devam ettik ve sonunda gelmiştik o aşk kokan tepeye.
Biralar acılıyor, kolalar içiliyor, müzikte dalınıyor ve sigaranın duman altı ettiği o ortamda duygu yüklü anlar yaşanıyordu. Onun da doğum günüydü, son ses müzik ansızın kesildi ve İYİKİ DOĞDUN MEHMET HOCA’ sesleri belliki onunda hoşuna gitmişti. Mutluydu ve onu mutlu ettiğimz için biz de mutluyduk.
Aşk deli olmakmıs. Bunu o gece anlamıstım. Cesaret istermiş. Dans etmemizi söylüyordı. Arabadan dısarıya cıkıp, dünyanın tavanından yeryüzüne dogru tane tane düşen karın altında, esen rüzgar ve müziğin eşliğinde dans etmemizi istiyorlardı. Onlara göre belki yapamayacaktık bunu; ama bilmiyorlardı, aşk insana herseyi yaptıracak kadar deli bir duyguydu.
Birden kapıyı acmıştım, acmamla birlikte rüzgar arabanın içerisine doğru geldi ve geriye dogru itti beni. Ama aldırmadan cıkmıştım dısarıya. Actım onun da kapısını ve elimi uzattım. ’Seninim’ der gibi baktı ve o da cıkmıştı. Müzik son sesti. Sımsıkı sarılmıstık ve sanki Balıkesir’e aşkımızı haykırıyorduk. Felaket bir rüzgar vardı ve kar şiddetini arttırmıştı. Fakat aldırış etmeyecek kadar kendimizden gecercesine dans ediyorduk. Ve ’ seni seviyorum’ diye haykırışlarımızın arasında göz temaslarımızla duygularımızı dorukta yaşıyorduk... İkimizde sarhoş değildik ama aşkın verdiği coşkuydu. Dakikalarca dans etmiştik, kar gözümüze, elimize, yüzümüze düşüyordu; ama hissetmiyorduk. Çünkü... Çünkü çok seviyorduk...
Dans ettikten sonra aldığımız alkışlar bizi coşkuya getirmişti. Sımsıkı sarılmıştık ve yeniden sevdiğimizi haykırmıştık.
Aşkmış bunları yaptıran.
Aşkmış soguk ve beyaz taneler arasında sevdiğini haykırmak.
Aşkmış onun kollarında duyguların dorugunu yaşamak.
AŞKMIŞ BUZ KESECEK SOĞUKTA SICACIK SEVGİ BAKIŞLARIYLA SICACIK BAKABİLMEYİ BAŞARTAN...
Mutluydum..
Ve benim için sımsıcak bir soğuktu o gece...
Ayşenur Kaya.29.12.2008
YORUMLAR
İnsan hayatta hep zirvelerde olmak ya da onu arzulamayı ister...Bu yolda ya da bu dava uğrunda yürümek isteyen kişi,yoldayürürken ayağına çakıl taşları takıldıktan sonra sendeleyip yere düşüyorsa ve de yine bu benim davam deyip yeniden yüremeye başlıyorsa, zorlu vadileri aşarak zirve noktasına ulaşıyorsa o şahsın ELLERİNDEN ÖPERİM ben....Sevgiyle kalın...Çok güzel bir yazıydı...