Biz nerde hata yaptık?
Büyükbaba,
Yine sana sığınıyorum büyükbaba, yine senden yardım istiyorum, bilsen seni ne kadar çok özlüyorum. Yokluğunda yük üstüne yük bindi sırtımıza, yokluğunda kırıldı bütün taşlar, yıprandı bütün sayfalar, yokluğunda herkes bir kenara çekildi, herkes kendini en yakın bulduğu yerlere attı. Sen yoksun ya, herkes kendini büyük bildi, herkes lafını, sözünü dinlettirmeye çalıştı... Kimse başarılı olamadı...
Dayanmaya çalıştık, uzaklarda olsanda hep sana sığındık, acıları umursamadık, mutsuzluğun içinde mutluluğu aradık. Ama bu yol, bu çekilmez yol uzadıkça uzadı, daraldıkça daraldı... Sonra çıkış bulamadık, derdimize tek çare vardı : çekip gitmek, her şeye sıfırdan başlamak, cesaret edip yeni bir hayata doğru adım atmak...
Cesaret ettik, cesaret ettik etmesine ama pişmanlık duygusu sardı dört bir yanımızı. Aslında pişmanlık değil bu. Kararımız doğruydu tamam, yolumuz doğruydu tamam. Ama söylesene büyükbaba biz nerde hata yaptık? Kinseden bir şey istemedik, ne maddi, ne manevi. Biz sadece biraz olsun huzur istemiştik, özgürlük değil. Biz sadece biraz olsun mutluluk istemiştik, rahatlık değil. Biz ne esir, ne dilenci, ne de sığıntı olmak istemiştik. Biz sadece kendi ayaklarımızın üstünde durmak, kendi yağımızla kavrulmak istemiştik. Biz sadece o işkenceden hem kendimiz kurtulmak hemde annemizi kurtarmak istemiştik...
Olmadı! Büyükbaba, senin yokluğunda inan bize karışan karışana. Sanki anamız babamız belli değilmiş ya da daha çocukmuşuz gibi...
Babamla küsüz büyükbaba, aylar oldu. Geçenlerde aradı, tam 6 ay olmuştu sesini duymayalı ve inanır mısın öyle nefret etmişim ki o sesten bir an ölsün istedim. Biliyorum o senin oğlun, benimde babam, ama onun kanını taşımaktan yemin ediyorum utanıyorum. Bir zamanlar korurdum onu, azda olsa severdim, şu anda lanet ediyorum onunla geçirdiğim her güne! Geriye dönüş olsa biz yine aynı şeyi yapardık büyükbaba, hatta onun canını acıtmak isterdim onun benim canımı acıttığı gibi. Onu kanımdanda canımdanda silmek isterdim...
Çok mu acımasızım? Peki ya onlar? Etrafımdakiler çok mu adil? Çok mu iyi niyetliler? Ya da benim mi niyetim bozukta her şeyi yanlış anlıyorum? Neden herkes, her şey üstümüze geliyor? Neden çalışıp çabalamamıza rağmen hala durumumuz düzelmiyor ve kendimize ait ne bir evimiz ne bir eşyamız nede bir benliğimiz kalmadı? Neden elimizde avucumuzda bize ait ne varsa uçup gitti? Para önemsiz diyelim neden saf temiz sevgilerimizde yalanlarla kullanılıp çöpe atılıyor?
Söylesene büyükbaba biz nerde hata yaptık?
Kararlarımız mı yanlış tı, yoksa davranışlarımız mı? Bu dünyada kötü mü olmak gerekiyor yoksa kadere boyun eğip kurtuluş yolu aramadan çekmek mi? Şöyle bir düşündüğümde eğer o evde klsaydık diyorum şu anda belkide o aynı evde aynı sebeplerden kavga çıkaran adama ya hiç cevap vermicektik ya da cevaplarımızı verip sonrasını göz yumacaktık, ya da belkide şu anda annemin mezarının başında ağlıyor olacaktık. Keşkelerle boğulacaktık. Ne kötü! Keşke bile diyemiyorum! Tek bir isteğim olurdu geriye dönüş olsaydı... Keşke geriye dönebilsekte ne yapıp edip seni kurtarabilseydik, keşke şu anda burda yanımızda olsaydında bir çare bulsaydın ya da en azından bizi yanına alsaydın! Keşke bana yine eskisi gibi "goniiş hele az meyve getir" diyebilseydin... Sana o kadar ihtiyacımız varki anlatamam...
Seni hiç unutmayacağız.
Gonca
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.