söyler misiniz?
Siz hiç kendi kazdığınız çukurlara düştünüz mü?
Üstünüz kir pas içinde, eliniz,diziniz kan revan, güzünüzden süzülen yaşlarla yanaklarınız donarken, yapayalnız olduğunuzu düşündünüz mü?
Ne derindir o çukurlar değil mi?
Etrafta ne bir iz ne bir his vardır. Başınızı ellerinizin arasına alıp o garip boşluğa düştükçe düşersiniz.
İşte o çukurların en derinindeyim. Suçlayacak birini bulsam, tutunup çıkacağım. Lakin kendimden başkası değil ki yegane suçlu. Bu yüzden işte derinleşiyor çukurlarım ufalıp kayboluyorum. Zaman geçtikçe kendime ve hayata yabancılaşıyorum.
Kelimelerin düşman yaratma gücü olduğunu bilir miydiniz?
Her kurduğum cümle amansız düşmanlar yaratmış. En yakınlarımı bile nasıl yaralamışsam içlerinde derin bir ah acımasız bir vaveyla kalmış.
Düşmanlarım benim. Sizi ben yarattım kelimelerimle size nasıl küsebilirim.
Siz hiç gidemeyeceğiniz bir yolu gece gündüz durmadan içinizden koşup yoruldunuz mu?
Ve hiç haykıramadığınız bir ses hücre duvarlarınıza çarpıp çarpıp sizi bir enkaza çevirdi mi?
Siz hiç bir ömrü ziyan ettiniz mi?
Her akşam ölüp her sabah bir şey olmamış gibi işe gittiniz mi?
Ve siz insanların neden köpekleri sevdiğini anlayabildiniz mi?