3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1000
Okunma
ÖZGÜRLÜKLE DANS
Günler geceleri kovalamaz, aydınlık olmaz, sıkıntılar günü, güneşi sarmalamıştır.Bir zehirli sarmaşıktır beyni saran.Birlikte yolculukları acı dolu ızdıraplı hastane saatleri gibidir artık.
Gece günü bulamaz, karışır birbirine; doktor da umarsızdır , hastada. Acı acıya gebedir ;umut bile o acının içinde can çekişir.
Ellerimi bırakma ; her zamanki muhtaçlığım şu an daha zehir , süslü yaşam sarmaşığı acıtmadık yer bırakmıyor gövdemde . Nafile yakarışlar kulaklarımda yankılanırken içtiğim kaçıncı bardak bilmem rakı bile beynimde ki kapandan kurtulmaya
yetmiyor. Yaşama yansımam hep acı bir görüntü bu perdede ; avutmuyor beni boşalan bardaklar.
Gözlerimi tut , bakışlarınla dalgın bakışlarımı al bu dipsiz bucaksız uçurumdan ; ilgilendirmiyor beni şu an ne uçuşan çizgiler , ne de göz alıcı renkler . Bir tek sen demeliyim: ’ özgürlük ’ özlemli, tutkulu yarim. Bir tek sen bağla ellerimi ; sen
tutsak et beni kendine, senin kölen olayım bütün herşeyimden vazgeçip ; özgürlüğün kölesi oldu desinler, varsın desinler süslü yaşamın tutkulu esirleri.
Yarını gününden tutulu , dünü bugünden avuntulu bir köşede sürekli azık ,üç beş oda bir çatı dünyalık , beyler, bayanlar herkes kendince avunmalık , bir gösteriş , bol sıfırlı resimli kağıtlar yarışmalık. Olanı memnun zaten yaşamından , olmayanı da olacağın umudundan .
Gülüşümü tut , dudaklarınla çal benim aşkımı; nefesim ol sende soluklanayım ; ilgilendirmiyor beni şu an ne parke kaldırımlar, ne süslü vitrinler ,
albeniler, katlar, yatlar , gökdelenler , yapmacık belediye parklarında sıkışılı kaçamaklar ne de globalleşdi denilen süslü yaşam. Kuşların kanadında , bulutların
halayında , güneşin umut ışığında hep bir tek sen demeliyim , senin tutsağınım. Nereden geldim, nereye giderim benim bileceğim bir soru ama kimsenin kölesi olmadığım , olmayacağımı sen herkesten iyi bilirsin.
Senli çok denemelerimiz var anımsarsın hani birgün bir başıma bulutlarda kuşlar gibi kanat çırpıp süzülürken o mavi sonsuzlukta ikimizin mutluluğuna diyecek yoktu .Nasıl da kaçmıştık günün yorucu bezdirici mesaisinden ,seni de beni de süslü yaşam patronları
çok aramışlardır , seni pek salmak istemezler zaten yeryüzüne seninkiler . Sende az mutlu olmamıştın laf aramızda yürek çırpıntılarımı hissederek.
Böyle buluşmalar görülesi değil artık biliyorum ama kaçamak buluşmalarımızı daha da sıklaştırabilsek .Ovaları , dağları kanatlarımın altında beni daha da yükseklere kavuşturan atmosferin süzülüşü ile tarifsiz mutluluğumuza tanıklık eden gökyüzü meleklerine bile mutluluğun sınırsızlığını gösterebilsek.Ne kadar yüksekten bakıyoruz şimdi çıkarcıların savaşında büzülü yığın yaşamlarına , onların gürzleri altında ezilmiş zavallı köle beyin yığınlarına , teknolojik ölüm makinalarına , bankalar dolusu kasalara,
uçaklara,mekiklere , modernlik ile satımlı demokrasi sömürümüne .
Ah zavallı arkadaşım yaralısın, yaralıyız . Onulmaz sancıların içinde elinden gelemiyenlerin muhasebesini tutuyorsun ,senin patronların da bizim patronlarımız
kadar acımasız elimizden gelen şu an için bu kadar, kimbilir ileride ; belki kimbilir
Kimbilir.......
namık cem