Makale 27: “Şiirde Cinsiyet” Meselesi
Merhaba şiir dostlarım,
Şiirime yapılan yorumlar üzerine, şiirde cinsiyetin yer almasına değinmek gerekti biraz.
Gerçekten de, biyolojik açıdan iki cins insan oluşundan kaynaklanan birçok olgu var.. Bunların bazan bir şekilde gündeme gelmesi kaçınılmaz oluyor belki ozanın gözünde..
Elbette ki bir irdeleme, belki çok yönlü olmayan ama bir yönünü inceleyen veya sorgulayan bir şiir çalışması olarak yorumlanabilir belki şiir.
Diğer taraftan, cinsiyet kısmını atlayıp, cinsin üstlenmesi gereken kutsal görevleri de hatırlatmanız, yine çok yönlü bir değerlendirmeye de gerek olduğunu gösteriyor..
Sanat açısından, sadece şiirin temayı işleyiş biçimi, kurgusu akıcılığı, bıraktığı etki tartışılabilir, ancak temanın bazı haklı/haksız konumlara da değinmesi gerekebilirdi.
Ama sadece bir tarafa yüklenen bir şiir olmadığını, sadece bir yönü ile yaklaştığını ve irdelediğini ifade etmek de mümkün. diğer yönden / kadın bakış açısı ile alıp, erkekten beklentilerin yazılması da ortaya yeni bir şiir çıkarabilir kuşkusuz.
Diğer taraftan, kadınların bakış açısı ile; ’Şiirin Kadını/Dişisi’ gibi bir şiir de neden üretilmesin? Okurların katkıları ve irdelemesi ile, gerçekten benim için şiire bakış açılarımda bir zenginliğe çağrı oldu.
a) “ERKEK ŞİİR” adlı şiirim için yapılan yorum üzerine bir savunma;
Dizelerdeki kırıtma sözcüğü, zaten kadınsı nitelik verilen bir betimlemedir. Burada vurgulama/abartma sanatı yapılmıştır.
Gerçekten de yaşamın içinde iki cins vardır, bunların birbirine göre farkı çok değerlidir, asla küçültülemez.. aşağılanamaz. ama erkeğin, kadını çekici görmesi zorunludur... kadının da erkeği.. insani açıdan kadın/erkek eşitliği vardır; ancak cinsiyette çeşnilik vardır, cinsiyette eşitlik başkadır. farklı üstünlüklerinden söz edilebilir. biçim farkları eşitliği bozmaz, bilakis yüceltir. bu farklılık, tamamlayıcılık üzerine kurulmuştur... bir cins olmaksızın, diğerinden söz edilemez. Tek cinsin de tartışması olmaz.
Yani, feminist/maço olmanın bunlarla ilgisi yoktur. yani, haksızlığa uğrayan tarafı savunmak başka bir iştir.
b) bu makaleye konu olan diğer şiir; “Şiirin Erkeği Olur Mu? ”
Ne kadar dayanabilir ki ozan,
Dünyadaki onca güzelliğin
Hiç farkına varmadan?
Gözlerine bayıldığı güzelin,
Dudağına öpücük kondurmanın,
Neresi kötü?
O zaman bozulur mu sanki,
Yüce aşkın büyüsü?
Dilberin varıp gideceği yer,
Eninde sonunda kendi aşığı değil mi?
Obasında ona hiç karşı koymadan,
Mutlu yuvasında aşkını sevmeden,
Kıyamete kadar nasıl yaşayacak,
bunu hiç sordun mu?
Yıllarca aynı yastığa baş koymadan,
Sevdiğine nasıl doyacak?
Hayatın bir şiiri varsa,
Şiirin de canı ve cananı var,
Neden olmasın ki, o zaman
Bir şiirin erkeği ve kadını?
03.10.2008
REF: antoloji.com/orhan_tiryakioglu
sayfa: 19/379
========================================
Bir okurun, katkılı yorumu aşağıda yer alıyor:
“olmaz olurmu hiç......çok güzeldi dizeler...tebrikler...teşekkürler... bu dizelerde benden olsun.... Bu da bir bayanın gözünden … ben ayrım sevmiyorum, önce insanız… ama yazmazsam çatlayacağım…”
Şiirin Erkeği
Şiirin erkeğinin,
Gözleri kara olmalı
Sakınmadan dalmalı,
Gördüğü haksızlığa.
Mavi bakışlı olmalı,
Özgürlüğe uçmalı,
Işıklı kanatlarıyla.
Şiirin erkeğinin,
Elleri pamuk olmalı,
Sarmalı yaraları tüm yumuşaklığıyla.
Silmeli yoksulluğu,
Üreten parmaklarıyla.
Şiirin erkeğinin,
Ara sıra taksada pembe gözlük,
Dili sivri olmalı,
Cesur dokunuşlarıyla.
Yuvasından çıkarmalı yılanı,
Dilinin tatlılığıyla.
Şiirin erkeğinin,
Omzu geniş olmalı,
Yayla misali,
Başını dayayıp da,
Mışıl mışıl uyumalı,
Güven yastıklarında.
Şiirin erkeğinin,
Kokusu gül olmalı,
Hayatlara dolmalı.
Yüreği engin deniz,
Sevgi dolup taşmalı.
Özünde,sözünde bir,
Adam gibi olmalı.
24/01/06
----------------------
Tüm dostlara, bu alçakgönüllü paylaşımın güzelliklerini, getirilerini açıklamak, geri bildirimlenmenin onur verici olduğunu anımsatmak istiyorum.. umarım bu yorumu okuyacak gücü buldunuz..
bitkin durumdaki okurlarımıza, bir daha böylesi geri-geri bildirim yapmayacağımıza söz verebilirim, ancak tek bir koşulla bu mümkün; onlar da en azından kısa olanlarını hem yazacak ve hem de okuyacaklar :)
paylaşımlarımızın artması dileği ile..
esen kalınız. saygılarımla.
orhan tiryakioğlu (orhanti)
YORUMLAR
Türk şiiri, bir erkek hakimiyeti şiir midir?
Merhaba,
Şiirde maskülen bir yoğunluk / baskı var mı?
Bunu yenmek için feminen yanları mı devreye alacağız?
Elbette ki bir şiir, kendiliğinden cinsiyetini seçemezdi; onun cinsiyetini doğal olarak ebeveyni belirleyebilirdi! Yani şair, maskülen dürtülerle feminen bir şiir yazamaz; feminen de tersini.
Yazarım diyebilenin, neredeyse karşı cinsin duygularını yaşıyor gibi yapması / empatilemesi gerekecektir ki; bu, oldukça tehlikeli bir yaklaşım olabilirdi. Çünkü çoğu kuraldışılık, düşünsel boyutta başlayan her bir geçmişe sahiptir.
Şiirin aşk / meşk içermesi halinde kaçınılmaz olarak bir şiir, taraf tutacaktır; yani bir cinsiyete sahip olacak, feromonlarla karşı cinsteki okuruna daha cazip gözükecek, aynı cins için de örnek feromon çözümü gibi değerlendirilecektir, daha güçlü feromon üretimi için şairler birbirine tarz açısından da destek olacaklardır :)
nicelerine, selamla...
MERHABA,
burada, banal, sıradan sözlerin veya hitap tarzının olamayacağını elbette biliyorum.. bu yazılarımda, hiç sizinki gibi bir yorum almamıştım..
yazımın içinde de belirtmiş olduğum gibi; asla aşağılayıcı bir yön yoktur.. çünkü, kadının sokaktaki yürüyüşünde de "kırıtma" olabileceği gibi, özel yaşamına da sakladığı bir eylem olabilir. bunun yadsınamayacağını bilmekle birlikte, uluorta söylenmesi de aşırı maço (masculen) bir görünüm verirdi..
birçok şiir; erkek ve kadınların fizikî ilişkilerine de dayalı yazılabilmektedir. dolayısı ile bunun bir kritiği, özeleştirisi niteliğinde olan bir şiirle antolojide yayın yapmış bulunuyorum.. şiirin dizesinde izlerseniz, şiirlerin kadınsı niteliklere atıfta bulunmayı "kırıtma" kavramı ile verdiğini görürüz. erkeğin kaytan bakışına da aynı aşağılayıcı görüntü yaftasının yapıştırılamayacağı açıktır.. yani, erkek veya kadında, cinsine özgü eylemler ve terimlerin sözedilmesi, hele sanatsal ve müstehcen olmayan tarzda ifadesi çok normal görülmelidir..
bunun tam tersine, sürekli yüreklerde yer alan sevdadan sözetmenin, ne erkeği, ne de kadını daha masum gösterdiğini söyleyemeyiz, çünkü her sürecin sonunda yer alan doğa olayının, ve buna hazırlayıcı eylemlerin aşağılanması anlamına gelebilir. yani, insanın çoğalma eş bulma sosyolojisinin/ekolojisinin, sözü bile edilemeyecek birşey olduğunu söylemeye, yaşamın bir yönünü bilerek unutmaya dönüşebilir.
kısacası bu konu; kadınsı olmak, erkeğin etkilendiği bir cazibe merkezi anlamına gelmektir, diye açıklanabilir.
yani, burada bir taraf tutulmamıştır, erkek tarafı da kadına üstünlük belirtisi göstermemiştir. eşitlikten söz edilmiş, kendine özgü üstünlüklerinden de dem vurulmuştur.. dolayısı ile, herhangi bir hakaret veya aşağılayıcı bir ifade yer almamakta, ne okura, ne de yazara suçlama yöneltilmesine gerek bulunmamaktadır..
umarım, açıklamam size olumlu yansımıştır..
aksi halde bir okurumu yitireceğim kaygısı beni çok üzecektir.
selamlarla.
esen kalınız..
orhanti.
Dizelerdeki kırıtma sözcüğü, ''zaten kadınsı'' nitelik verilen bir betimlemedir. Burada vurgulama/abartma sanatı yapılmıştır.
.......
Yazılarınızı takip ediyor ve çoğunu beğeniyle okuyorum.
Fakat, yukarıda tırnak içine aldığım anlatımı hoş bulmadım..
Kırıtma ne demektir ?.Neden kadınsı bulunur ? Kırıtma anlamına yüklenen gerçek mana nedir.?
Lütfen izah eder misiniz.