- 715 Okunma
- 15 Yorum
- 0 Beğeni
İŞÇİ ve SENDİKALARININ FERYADI...1...BURSA
ARKADAŞLAR EMEKÇİLERE DUYARSIZ KALMAYIN......
Çoğaltın ulaşın/ulaştırın........
-Türkiye’de son 2 yıldır ekonomik krizin bulunduğu inkar edilemez.Dünyada baş gösteren küresel kriz ile toplu işten çıkarmalarda sanayi kentlerinde işsizler ordusu oluşturulduğu görülmektedir.Dolayısı ile Hükümetin krizin üstesinden gelecekleri yönünde açıklamaları yetersizdir iş kanununun 65. maddesine göre ekonomik kriz durumlarında işverenin haftalık 45 saat olan çalışma süresini işyerindeki azalan talep ve daralan piyasaya göre en az 20-25-30 saate çekmesi ve bu saatlerin karşılığı olan ücreti ödemesi halinde kalan ücreti işçiye Ç ve Sos.G Bak. işsizlik sigorta fonundan biriken paradan ödemesi gerekmektedir.Bu takdirde Hükümet işçisine sahip çıkmış olmakla beraber/işten çıkarılmaların önüne geçilecektir.Tabii ki işverende bir nebze rahatlayacaktır.Hükümet işsizlik sig.fonunda biriken ve kontrolündeki bu parayı işçi kardeşlerimize aktararak mağduriyetlerini önlemek yerine varolan bu sistematiği her nedense uygulamaktan kaçınarak, küresel kriz edebiyatı yapmaktadır hükümete buradan sesleniyoruz…..
-Biz milletin herşeyi bilme hakkı var iş kanununun 29. maddesine göre iş verenin iş-kur’a 1 ay öncesinden toplu işçi çıkışlarını bildirme yükümlülüğü vardır,bir işçinin yetişmiş olması 6 aylık bir zaman dilimini aldığı gerçeğinden hareketle bugün sokağa dökülen işçi kardeşimizin kalifiye eleman olduğunu,sağır sultan bilirken,Başbakan bilmiyormu? Hiç bir siyasi yapılanmanın bunca ehil elemanı yalnız bırakma/sefalete sürükleme lüksü asla yok.Hükümetin en azından kriz döneminde,vatandaşın temel harcamaları olan doğalgaz/elek./su/çevre vergileri/tüketici kredi faizlerini ve de kr.kartı faizlerini asgari seviyeye çekmesi gerekirken tam aksi uygulamalar yapmıştır. Bursa Türkiye’nin 4. büyük şehri ve otomotiv sanayinin can damarı durumundadır.Ülkedeki otomobilin %60’ı,Bursa’da üretilmektedir.Sanayi devlerinin adı fiat ve renault tur diğer yandan bosch/daimler otobüs ve tır üreticisi gibi tedarikçi şirketler yeşil örtüyle kaplı deniz kıyısında üretim yapmaktadır Tofaş kasım ayında üretimde çalışan 5200 işçiden 700 ünü işten çıkarmıştır ve renaultla birlikte bir aylık tatile girmiştir 25 ekim/2 kasım arasında üretime ara veren fort otosan 13 kasımda yeniden üretimi noktalamıştır. Ana sanayiden çıkan bir işçi,yan sanayide 14 işçiye takabül etmekte,ana sanayi işlevinin durması sonucu yan sanayide durmakta ve yan sanayinin harekete gecmesi 5 aylık bir zaman almaktadır 2009 yılında avrupa ülkelerinde beklenen otomotiv sektöründe ki % 20’lik bir daralma gerçeği hem Bursa’ya/hem ülkemize de yansıyacaktır.Otomotiv ihracatı dahada düşecektir bu nedenle adı geçen yasanın bir an önce çıkması halinde 2009 krizi daha az hasarla atlatılabilecektir.Ülkede toplam araçların 1/5’i,15 yaşın üstünde olup hurda indirimi/vergi indirimi gibi çözümler piyasayı hareketlendirecektir.Türk iş verilerine göre her gün 306,ayda 9180 işçi işten cıkarılmaktadır(istatistik /kayıt dışı dahil değildir) bu sayı her ay 2’ye,hatta 4’e,katlanarak yükselecektir.Durum vahametini korumakla beraber Sn.ve Tc.Bakanı Zafer Çağlayan,krizin piskolojik olduğunu idda etmekte ve çıkarılan işçileri görmezden gelmektedir.
-Tüm işçiler/emekçiler adına duyarsızlığından ötürü ilgili Bakan Zafer Çağlayan’ı kınıyor,sorunlara acilen eğilmesini bekliyoruz.
YORUMLAR
EL ELE VERMEDEN YASAL HAKLARINI BİLMEDEN BU İŞLER ÇÖZÜLEMEZ HEP KAYBEDERİZ HEP...
ELLERİNİZE SAĞLIK
İŞÇİYİM???
alın yazısı olmaz benim ölümüm
kah kömür ocaklarında
kah Tuzla’da bir yanım
değişmez benim adım
işçiyim bu benim alın yazım
kum torbasından da değersiz
deneyde kulanılırım
ölümüne atlarım
sayıyla anılırım
iktidara göre
sandıkta geçer adım
o gün sadece varım
asgari ücretimi
alır bol bol
ailemle ölümüne harcarım
patronum köşe olur
kan damlayan terimden
kaçırdığı vergiyle
başköşeye oturur
saltanatı benim tabutuma kurulur
alın yazısı olmaz benim ölümüm
kah kömür ocaklarında
kah Tuzla’da bir yanım
değişmez benim adım
işçiyim bu benim alın yazım...
Necva Kıyak
(13 Ağustos 2008)
Sevgili dost. Bizler iş kanunlarını ve yasal haklarımızı gerçek anlamda biliyoruz ve bildiğimiz haklarımızı işten çıkartılma korkusu ile hiç bir şekilde kulalnmıyoruz. Çünkü insanlar asgari ücret ile bile çalışmaya razılar.
Sermaye kesimi krizi bahane ederek ( Kirizin olduğu bir gerçek) Çok daha fazla işçinin işine son vermekte ve bu korkuyu yaşayan çalışanlar sesszice kaderlerine razı olmaktalar.
1980 yılından sonra yalnızlaştırılan toplum toplumsal olaylarda bile artık yan yana gelmekten aciz durumdadır. Suskunluğumuz başımıza çok fazla çoraplar ördü ama biz çorabı bıraktık çuvalı geçirdik kafamıza daha fazla ses duymamak ve yanlışları görmemek için.
Teşekkür ediyorum kaleminize ve sevgiler yüreğinize
köşeni uzun yazılarla işkal niyetim yok tek kelimeyle demograsını aslını özüne örmüş haklar için kendini feda etmiş bir delinin köşesindeyim
bu sizin tanıdıklarınızdan değil bende merak ediyorum kendini insanlığa adamış biri ben öyle tanıdım verdiği mücadele haksızlığın karşısında durması vicdanlarda makes bulacaktır
prenses diyorlar bence gönüllerde olabilir bildiğin gibi bildiğin yolda devam et yolun açık olsun haklar konusunda yanında olduğumu bu günkü ergenekon şiirimi okumanı okurken başını değil elini salla selam ve sevgimle,
Geçti prensesim , o treni çoktan kaçırttık
hani derler ya geçti bor'un pazarı , sür eşeğini niğdeye
aynen öyle ...
bunlar zembille inmediler , her iki kişiden birileri bunlara oy verdi içerisinde bende dahil elimizle ettik
şimdi boynumuzla çekiyoruz ...
150 yıllık bir geçmişi olan bir kuruluşun , yani tekel'in
satılmasına elimizden geleni bir işci olarak yaptığımız halde hiç bir şey yapamadık , unakıtanın söylediği gibi
paşalar gibi sattılar kuruluşumuzu , satmakla kalmadılar
çiftçiyi , tütün ekicisinide bu arada beraberce katlettiler diyeceğim şu ki bu ülkede ne sendika sendikacılığını yapabiliyor ne de biz vatandaş olarak sorumluluğumuzu dürüstçe yalanlara kanmadan bizler yerine getiriyoruz ...
sadece şunu diyorum , elim kırılsaydı da vermeseydim ...
saygılar şairem , çok duygulandım yaşamayan bilemez
selamlar Unutulan şairden prensese .
canım arkadaşım bunlar insanları köleleştırmek için kumanda edilmiş kuklalardır. yoksullaştır, köleleştir, dilendir, verdiğin herşeye sevinsinler. yoksulaşma dönemi tamamlandı. şimdi dilendirme sevimdirme dömnemi başladı. insanlar seçimden seçime aldıkları bir paket makarnaya seviniyor bu çok vahım...zafer çağlayan dediğin kişi emekçı düşmanı bir faşittir. ona ne söylesen yarabiişükür der kınamaksa vız gelir insanlar bu kadar tepkisiz kalırsa bu günlerimizi arar duruma geleceyimiz günle yakındır. yüreğine sağlık güzel yazmışsın kutluyorum
Yasalar vurdu lokmama düştü yere
Çoktandır ki ekmeğim patron inisiyatifinde
Ben bir emekçiyim
Aç uyumanın ne olduğunu öğrenirim gecelerden
Kışın it gibi titremeyi de bilirim
Yazın sıcağında kahretmeyi de ömrümü
Ben bir emekçiyim savaşırım açlıkla
Uykumu bölmeyi de bilirim en tatlı yerinden
Uykusuz geceleri de
Ben bir emekçiyim
fabrika koridorlarından şimdi işçi çığlıkları toplamaya kalktım
Emeklemeyi de bilirim bu uğurda
Küflü zindanlarda yatmayı da
Ben bir emekçiyim
Hiç bakmadım doyasıya gökyüzüne
biliyorum ölmeden bakmak lazım doyasıya
hiç güneşi keyfetmedim bedenime yağmuru da sevmedim karı da
sigaramı okşamadı tan kızıllığında bir meltem
denizi özlemedim yazları yakardı yaralarımı
ben bir emekçiyim
bilirim hesap yapmayı üç kuruşun, parmak hesabı da olsa
öğütür yavaş yavaş o dişliler hoyrat demirler ellerimi
silemem ki göz yaşlarımı incelmiş parmaklarımla
dokunamam ki çıplak ellerimle süzülen o ırmağa
ben bir emekçiyim
bilirim en ağır vardiyaları
kanamalı elleri ağlamaklı gözleri
ben bir emekçiyim
her gün bir damla kan ile avuturken canımı emanet ettiğim dişlileri
kanım çekilir bir köşede kopan parmağa
ben bir emekçiyim
üreten benim
ama ben neyim ki
ben bir emekçiyim
sabah ayazında titreyen ayaklarımla kırdığım buzlarla
akşam dönüşü yorgun adımlarla
öğle arası sönmeyen cigaralarla
hep bir gün kovaladım saatler arkamda
ben bir emekçiyim
ama ben neyim ki
İşçi ve sendikalar bu ülke de gerekli haklarını asla gün yüzüne çıkaramamışlardır.Dolayısı ile bu gün gelinen nokta da o'nlara destek olunması zaruriyeti hasıl olmuştur,geç kalınmakla beraber...
-Emek hakkını alamazsa/bir çok yerde eksikler var demektir...kaleminize sağlık.
yıllardan beri işçilerin başına çöreklenmiş bir sarı sendikacılık hakim ne yazık ki !Bu gibi acı olayların vuku bulmasında elbetteki yine işçilerin birliği ve bilinç eksikliğidir. Ayrıca ciddi bir örgütçü yapının eksikliği de söz konusudur.Alttan yukarıya doğru herhangi bir dayatma olmayınca böyle durumların olması da kaçınılmazdır.
dostça selam
işçiler alın teri dökerek evlerine bir yudum ekmek götürdükleri ve onların çocukları yine onlar gibi alınteriyle bir yerlere geliyorlar,,,, zengin çocukları gibi baskalarının cebini doldurarrak değil her zaman garibin hakkı yeniyor maalesef ama eminimki bir gün onlarda hakettiklerini alacaklar bir işçi çocuğu olarak babacığın seninle gurur duyuyorum.............. işçiler bu toplumun temelini oluşturan en önemli fertlerdir LÜTFEN DUYUN ARTIK ONLARIN SESİNİ........süppppppersin prensessssssssssssss
GÖKTEN İNEN BEYAZ PAMUK,
ALDATMASIN BİZİ BOŞA.
GARİBANIN TEPESİNE
İNERKEN BENZİYOR TAŞA.--- gelin
SIRTI KALIN , KARNI TOKA GELSE DE HOŞ, GELMESE DE .
TOK AÇIN HALİNDEN BİLMEZ CANOOOO, HELE DE VİCDAN FAKİRİ İSE.
SEN HAYKIR BELKİ DUYULUR SESİN.
KUTLUYORUM DUYARLI YÜREĞİNİ .
Değerli dost,
Bu günkü hükümet olan AKP nin ülkede uyguladıgı politikalar yüzünden sendikaçılık can cekişmektedir.
işçi söyleyişi tarzıyla konuşacak olursak, şu an ülkede
"Sarı sendika" olayı gercekleştirilmektedir.
Patronlar istediği gibi işçi çıkarmakta, sendikayı hiç gale almadan.
yazdığınız yazıya sonuna kadar katılıyor. size olan desteğimi sürdürüyorum.
"Tüm işçiler/emekçiler adına duyarsızlığından ötürü ilgili Bakan Zafer Çağlayan’ı kınıyor,sorunlara acilen eğilmesini bekliyoruz."
Saygılarımla.