SEVGİLİ HİÇ....
Sevgili "Hiç"! Nasılsın? İyisindir inşallah. Bizleri soracak olursan, bataklık içinde açan çiçek durumunda; normaliz işte. Ne var ne yok diyecek olursan; aynı teraneler işte...
TERANELER:
Haber bültenlerinde spikerlerin bile ifade etmekten bıktığı ve temeli sağlam insan vahşetinin üstüne, her gün bir yenisinin daha eklendiği teraneler. İzleyenlerin her gün görüp sıkıldığı ve hızla başka kanallara zapladığı teraneler.
Ölüm çığlıklarının yüksek sesli olduğu filmi, seslerini rafa kaldırarak izlediğimiz teraneler. Hayvan haklarının bile daha önemli olduğunu düşündüğümüz ve büyük çaplı ayaklanmalara kalktığımız teraneler.
Bir çocuğun eskimiş oyuncağına dönmüş teraneler. Petrol varilleri için iki dakikalık odaklandığımız teraneler. Acı gerçekleri, bir topun peşinde at gibi koşturan adamlara tercih ettiğimiz teraneler.
İçecek su bile bulamayan halkın bize uzattığı içi kuru su bidonlarına yılbaşı gecelerinde kullandığımız bardakların diplerinde kalmış içkilerimizi döktüğümüz teraneler.
Yemek yapmanın ve sunmanın inceliklerini anlatan programları, yiyecek ekmek bulamayan insanlara, reyting kaygısıyla izlettiğimiz teraneler. Hala yazılarımızda konu olarak aşk meşk konularını seçtiğimiz teraneler.
Hangi ünlünün hangi gece kulübünden çıkacağını gözlediğimiz teraneler. Fırlatılan bir çift ayakkabı kadar popülaritesi olmayan ve gündem teşkil etmeyen ve lügatımızda ‘sıradanlık’ olarak karşılık bulan teraneler.
Yalanların gerçekleri boğduğu, bilip de bilmediğimiz teraneler. Teraneler, teraneler, teraneler...
Her şey olduğu gibi yani...
Hiç; bizim insanımız tabiî ki böyle değil. Onlar, bu ADİCE olaylar karşısında duyarsız kalıp onları alkışlamıyorlar elbette.
Onlar, hiç olmazsa dualarla kardeşlerine yardım ediyorlar. Söz meclisten dışarı! ; yarası olan ‘gocunur’. Değil mi?
Sevgili hiç, yaşananları bana aklımın parmaklarım vasıtasıyla yazdırdığı şiiri paylaşmak istiyorum:
AĞLAK GAZZE
Ölüm rafadan artık.
Bulutlar kan ağlıyor.
Viran Gazze, yıkık.
Bebekler dile geliyor.
Doğar doğmaz şahadet getiyorlar,
Ağlamaya bile fırsat bulamadan.
Füzeleri emzik yapıyor anneler,
Verecek süt dahi bulamadan
Ölüm feryatları boğuyor, bomba seslerini
Ağlak bebekler savuruyor, zalimlere yumruklarını
Çocuklar sapanlarını geriyor, canavar tanklara
Dedeler bastonlarını fırlatıyor, hayvandan beterlere
Ölüm rafadan artık.
Bulutlar kan ağlıyor.
Viran Gazze, yıkık.
Bebekler dile geliyor.
Küllerin yeniden alevlendiği Gazze
Firavunların tekrar hortladığı Gazze
Yaralı, hüzünlü, ağlak, kanlı, virane Gazze
Sırtlanları bile ağlatan Gazze
Sözüm aynada hayvan gören insanlara;
Bir gün gelecek bir gün kalacak,
Büyüyen nesiller yüzünüze kusacak,
Sözüm onlara insan diyen hayvanlara
Akıtmaya gözyaşı bulamayan çaresizler,
Sayıları durmadan artan öksüzler, yetimler,
Barış muştusunu işitmeyi çok ama çok isterler
Şunu bilin kardeşlerim: Gelecek güzel günler…
TALHA KOÇ (ALBATROS)