YARA
Bir yara bir ömrü hergün nasıl kanatır?
Sevmek neden yetmiyor içimizde ki engellere?
Eli kolu bağlı kaldınız mı hiç? Giden sevgilinin gidişini seyretmek,
bağıramamak,çağıramamak,isyan edememek, yalvaramamak...
Öylece sadece bakmak arkasından.. salağı oynamak..
Her acının bir ömrü vardır... her aşkın bir vadesi... gitsen bile bir parçanı onda bıraktığını bilmenin çaresizliği..
Çaresiz kaldım...ne tam gidebildim ne tam onun olabildim. yarım kaldım hep yarım...
İnsanın ömrünü tüketmeye benzer duygular içindeyim...
Tüketmeye benzer bir ‘katil’ besliyorum damarlarımda...
Her zaman dediğim ‘hayat; insan yaptığı tercihlerdir.. yaptın tercihini, yaşa’ tezi bana ‘ben kazandım’ gibi bakıyor..
Kendi cümlelerime yenildim
Biraz da sana..
Yitirilmiş duyguların esiri gibi dolaşıyorum sokakları kaç gündür.. ‘o’ yok ve ben dünyayı bomboş görüyorum..
Yitik kadın,yitik erkek,yitik adresler...
Fırtınalar koparıyor kanım, damarlarımda kaç gündür...sensiz nefes nasıl alınır, sen bu kadar soluğum olmuşken inan bilmiyorum..
Maskelenmiş yüzler sarıyor etrafımı. bize kendini ada,biz yanındayız diyen. yarım bir kadın...yarım bir adam...
Yaşanmak istenenler hep tüketilmiş hikayenin en başından..
Susuyorum..
Mevsimi gelmeyen döngülerde lal oldum...hayatın o acımasız çarkına bıraktım kendimi. Hiç gelmeyecek bir zamanın kuytusunda bazen de kenarında bir ömrü bitiriyorum
Bir hayat verilen sevdaların bitişine tanıklık ediyorum..
Uzaktan izliyorum benliğimin çaresizliğini.. elimi uzatamıyorum korkağım ben!
Kendi yansımasından susmayı öğrenen bir korkak!
Aynaların yüzüne bakamıyorum...hesaplaşmaya hazır değilim göreceklerim karşısında...
harcanmış bir yaşamın çizgileri... gözlerin de ‘o’ nu göreceğini bilmenin tedirginliği...
‘o’ olmuş bir hayatın izleri...
söyle sevgili; ben bu kadar vazgeçmişken senden, sen içinde ki hikayeye nasıl bir son yakıştırdın?
Nasıl bir bitiş bekliyor beni yüreğinde?